TRAFİKTEKİ KOLTUK STRESİ

Siyasette ‘koltuk sevdası...’ Başkent trafiğinde ise ‘koltuk stresi’ var.

Haberin Devamı

Araç sayısı 1,5 milyona dayandı.
(Yaklaşık her 3 kişiye 1 araba)
Hal böyle olunca da; kapağı açık kalan gazoz gibi,
‘Ankara trafiğinin de gazı (tadı) kaçtı.’
* * *
Yaşadığın kente tepeden bakmak lazım.
Başkent değil, sanki Metalkent...
Her yer araba.
Caddeler, sokak araları; açık hava otoparkı.

* * *

Trafiğin mesai kavramı da kalmadı.
Sabah, öğle, akşam...
Kentin sosyal hayatından daha canlı.
Sonrası mı?
Yoğun trafikteki ‘koltuk stresi’yle gelen, ‘yol benim’ kavgaları, kazalar, ihlaller...
Bir örneğini okur Ahmet Manas, çektiği fotoğrafla şöyle anlatıyor.

ÖNCE İNSAN OLALIM

Maltepe’deki Yükseliş Sokak, Ankara’nın trafik açısından en sorunlu bölgelerinden bir tanesi. Her gün ‘yol benim’ tartışması çıkıyor. Hatta bu tartışmalar bazen kavgaya kadar gidiyor. Aynı manzarayla Ankara’nın dört bir yanında karşılaşıyoruz. Arabasına binen sürücü, aslında birey, vatandaş ve yaya olduğunu unutuyor. Kent trafiğindeki bu manzaranın çözümü ise yol, metro beklentisine girmekten değil, öncelikle birbirine saygılı birer insan olmaktan geçiyor.

Haberin Devamı

Kurunun yanında
yaş da mı yanıyor

Dikmen Vadisi’nde gecekondu sahibiyim. Yaklaşık 6 yıl önce Büyükşehir
Belediyesi ile 110 metrekare daire karşılığında anlaşma yaptım. Ancak ortada ne bir proje var, ne de muhatap. Anlaşmaya imza atan yüzlerce kişi mağdur oldu. Verilen sözler mi unutuluyor, yoksa anlaşma yapmayanlar yüzünden kurunun yanında yaş da mı yanıyor?
Ertuğ BABASLAN

SÖZÜ/ÖZÜ

Duymadık
görmedik
bilmiyoruz

MARMARAY’ın ‘tüp’leri 29 Ekim’de şaşaalı açıldı, hayırlı olsun. Bizim metro (Ankara metrosu) için de aynı tarih verilmişti, halen ses, seda yok. Bu arada test sürüşü falan da duymadık, görmedik, bilmiyoruz. Hatırlatayım: 1996’da ilk etap için metro katarları, 6 ay süre ile deneme yapmıştı. Öte yandan, mevcut metro istasyonlarının çoğunda yürüyen merdiven yapımı sürüyor. İstasyonlar toz, duman içinde. İnsanları son derece rahatsız eden sorumsuz yaklaşım hiç hoş değil.
Metin Altay

Arnavut isyanı

Bilkent 3 Ufuk Sitesi, Ankara’nın en yüksek yerleşimlerinden biridir. İnşaatlar yapılırken kış şartları düşünülerek özenle döşenmiş Arnavut kaldırımı (doğal granit taşı) yollarımız, bu güne kadar birkaç tamir gerektiren yerler dışında sağlam olarak kalabilmiştir. Aşırı dik bu yokuşlar bizleri ağır kış şartlarında kazalardan korumaktadır. Fakat her ne hikmetse, şehrin içinde yolu, kaldırımı olmayan yoğun yerleşim yerleri dururken, Bilkent 3’te hummalı bir şekilde doluluğu olmayan hatta oturulmayan site inşaatları önünde yol ve kaldırım çalışması yapılıyor. Gelecekte burada oturacak sakinler adına bu ayrıcalık için belediyeye teşekkür ediyoruz. Fakat, ağır kış şartlarında arabaların kaymasını engelleyen Arnavut kaldırımlarımız sökülüyor. Aklıselim yetkililerden ricam, bu yola asfalttan buz pisti kurmamaları. Lütfen vazgeçin.
Harun Reşit PAMUK

ÖNERİM VAR

Haberin Devamı

‘Hoah’ deme telefon kullan

Yıldız Sancak Mahallesi... Yani Köşk’ün sınırına 1 kilometre mesafe. Her sabah (özellikle de pazarları) 07.15 sıralarında mahallenin kadrolu simitçilerinin, ‘simeyt’, ‘simayt’ ve ‘hoah’ sesleriyle uyanıyoruz. Tam gitti derken bu defa tenteli kamyonetlerin sebze, meyve satışı başlıyor. Üstüne bir de Taşköprü sarımsakçısı eklenince uyku haram. Önlenebileceğini sanmıyorum, amacım sadece şikayet de değil. Ama bir önerim var:
Sayın simitçi, pazarcı ve sarımsakçı: Biz kaçta geldiğinizi zaten biliyoruz, müşterileniz aynı kişiler. Seslendiğiniz evlerde vardiyalı çalışanı, hastası, çocuğu var. Müşterilerinizle cep telefonu vasıtasıyla iletişim kurabilir, simit yerine ‘hoah’ diye bağırmaktan kurtulabilirsiniz.
Dr. Şaban SEÇGİN

Haberin Devamı

Hayvanseveriz ama
sokağa çıkamıyoruz

Turan Güneş Bulvarı, Hilal Mahallesi, 671. Sokak sakiniyiz. Mahallemizde çok sayıda sokak köpeği var. Gruplar halinde dolaşıyorlar. Aracınız yoksa, yürüyerek eve gitmeniz imkansız. Bir hayvansever olarak kesinlikle itlaflarına karşıyım ama kısırlaştırılmaları şart, çok çabuk ürüyorlar. En kısa zamanda Çankaya Belediyesi’nin bir önlem alması gerekiyor.
Birhan KAYIKÇI

ENGELİMİN ENGELLERİ

Rampa değil
sırat köprüsü

Vücudunun yüzde 95’ini kullanamayan spastik engelli M. Oğuz Mucurluoğlu, Başkent’te karşısına çıkan engelleri, tüm engellilerin sesi olabilmek için Burada Okur Yazar köşemize aktarıyor. O engellerden birini Mucurluoğlu şöyle anlatıyor:
“Atatürk Kültür Merkezi (AKM), şüphesiz kentin başta gelen etkinlik alanlarından biri. Engellilere yönelik özel fuar günlerine de kucak açan bu alana, imkân ve koşullar el verdikçe gidip, keyifli zaman geçirmeye çalışanlardanım. AKM binasına girebilmek için engellilere yönelik konulan bir rampa dikkatimi çekti. Eminim dünyanın hiç bir yerinde yoktur. Tam anlamıyla ‘Türk işi’ denilen sözün karşılığı. Portatif ve demirden olan bu rampa, biz engellilerin sırat köprüsü. Bir ricam var:
Bizlere el uzatmak istiyorsanız, espriyle yaklaşmayın. Çünkü bu rampa gerçekten çok komik.”

Yazarın Tüm Yazıları