Halit Ergenç’le sabahları 09.00’da neden buluşuyoruz?

Her hafta en az bir-iki kez sabahın köründe, saat 09.00’da Halit Ergenç’le buluşuyoruz...

Haberin Devamı

Havadan sudan konuşuyoruz...
Televizyondan konuşuyoruz...
Siyaset konuşuyoruz...
Ama en çok çocuklardan konuşuyoruz...
Çünkü buluşmamızın nedeni çocuklar.
Onun oğlu Ali’yle benim kızım Pera aynı okula gidiyorlar.
Biz de çocuklarını okula bırakan babalar olarak haftanın bir-iki günü okul kapısının önünde karşılaşıyoruz...
Çocukların görmeyeceği bir yere sotelenip (anne-babalar bilir; çocuklar görürse ağlamaya, zırlamaya başlar) başlıyoruz muhabbete...
Okula alıştı mı?
Ağlayıp zırlıyor mu?
Bugün nasıl geldi?
Ne yapacağız bu çocuklarla falan filan...
“Muhteşem Yüzyıl”ı da konuşuyoruz, dizileri de...
Geçen sabah Halit’e “Uzun zamandır bakamıyordum diziye ama son bölümü izledim. İnan, oyuncu kadrosunun çoğunu ilk kez görüyorum” dedim...
“Seni görmesem başka bir dizi sanacağım” diye de takıldım.
Son bölümde Kanuni’nin müthiş bir iç hesaplaşması vardı.
Pargalı’nın günlüğünü okudu ve kendisine ne kadar bağlı olduğunu öğrendi...
Vicdanıyla hesaplaştı, acı çekti...
Halit Ergenç de çok iyi oynamıştı bu sahneyi.
“Süleyman’ın duygusal sahnelerini mi oynamak daha zor, sinirlendiği sahneleri mi?” diye sordum Halit’e...
“İkisi de büyük keyif veriyor.
Sen her gün yazı yazıyorsun, bundan keyif alıyorsundur ama çok ses getiren, çok iyi bir yazı yazdığında aldığın keyif daha fazladır.
Süleyman’ın duygusal ve sinirli sahneleri de benim için aynen öyle...
O sahneleri oynamaktan büyük keyif alıyorum” yanıtını verdi...

Haberin Devamı

Bergüzar Korel, neden Muhteşem Yüzyıl’ın biteceği günü iple çekiyor?

Zaman zaman Ali’yi okula Bergüzar Korel bırakıyor ama bu görev çoğunlukla Halit Ergenç’te...
“Dizi bitince sakallardan da ayrılacaksın” dedim Halit Ergenç’e...
4 yıldır sakallarla yışıyor.
Artık kendisi alışmış durumda, ancak alışamayanlar var...
“Sakallar uzadıkça uzadı. Diziyle birlikte sakallar da gidecek. Özellikle Bergüzar o günü iple çekiyor” yanıtını verdi... Dizinin bittiği gün sinekkaydı tıraş olup eşi Bergüzar Koral’in yanına koşacak Halit Ergenç...

Bir baba olarak Halit Ergenç...

Dizinin yayınlandığı günün ertesi, geç saate kadar süren çekimin sabahı...
Hiç fark etmiyor.
Halit Ergenç, sabah 09.00’da okulun önünde...
Oğlu Ali’yi getiriyor. Onunla okul bahçesinde oyun oynuyor.
Öğretmenlerle konuşuyor...
Çoğu zaman okul çıkışı oğlunu almaya geliyor.
Çok ilgili bir baba.
O kadar yoğun işin arasında oğluna bu kadar zaman ayırması, okuldaki bütün velilerin takdirini kazanıyor.

Haberin Devamı

Muhteşem Süleyman’ı özleyeceğim

Muhteşem Yüzyıl’ın dördüncü sezonu yayınlanıyor.
Kanal değiştirmesine rağmen ilk günden beri hep zirvede...
Son dört sezonun en çok izlenen dizisi..
Bu sezon sonunda bitecek dizi. Yapımcı da kanal da duyurdu bunu.
Tam bitiş tarihini bilmiyor Halit Ergenç...
Peki dört yıldır aynı sette olmaktan, aynı rolü oynamaktan sıkılmadı mı?
“Hayır” dedi Halit...
“Muhteşem Yüzyıl benim en uzun soluklu dizim oldu. Dört sezon rol aldığım başka bir dizi yoktu.
Tabii bu kadar izlenmesi, ilginin düşmemesi insanı mutlu ediyor... Bir oyuncu olarak bundan memnun olmamak olmaz”
“Özleyecek misin Muhteşem Süleyman rolünü?” diye
sordum.
Hiç düşünmeden yanıt verdi:
“Özlenmeyecek gibi bir rol değil Süleyman, şimdiden ayrılacağımız için üzülüyorum...”

Haberin Devamı

Süleyman, vicdan azabı yaşayan bir padişah

Halit Ergenç’e de söyledim; ben en çok Halit’in iç hesaplaşmalar yaşadığı sahneleri çok iyi oynadığını düşünüyorum...
Muhteşem Süleyman’ın tüm kudretine rağmen müthiş duygusallığını, vicdan azabı çekmesini seyirciye çok iyi geçiriyor Halit Ergenç...
“Dört sezondur oynuyorsun, sence nasıl bir padişah Kanuni?” diye sordum.
Şunu söyledi:
“O kudretine ve gücüne rağmen duygusal biri.
Ve müthiş vicdan azapları, çelişkileri var.
En büyüklerinden biri Pargalı işte...
Bir yanda kitaba uydurulan bir ölüm şekli.
Bir yanda kudreti ve imparatorluğu...
Ama bir yandan da vicdan azabı...
Üstelik o döneme göre çok uzun bir ömür ve saltanat...
Bu, ömür boyunca süren bir hesaplaşma...”

Haberin Devamı

Muhteşem Yüzyıl iki kölenin hikâyesi

Hepimiz “Muhteşem Yüzyıl”ı Kanuni’nin hikâyesi olarak izliyoruz...
Halit Ergenç olaya farklı bir bakış açısı getirdi...
Okul kapısında çocukları beklerken dedi ki;
“Muhteşem Yüzyıl aslında iki kölenin yükseliş öyküsü...
Biri Hürrem... Diğeri Pargalı... İkisi de kölelikten gelip imparatorluğun en kilit yerlerine yükselmiş...
Bu yüzden benim için Kanuni’den önce iki kölenin hikâyesidir Muhteşem Yüzyıl...”

Yazarın Tüm Yazıları