Çelik’ten Kılıçdaroğlu’na: Sokak serserisi bile söylemez
Güncelleme Tarihi:
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başbakan Tayyip Erdoğan’a yönelik “Dolmabahçe’de kadınları dikizliyor” sözlerine, “Kılıçdaroğlu’nun bu söylemiyle Başbakan’a ahlak dersi vermeye çalışması, karganın bülbüle lisan dersi vermesi gibi bir şeydir. İnsanla hayvanı ayıran edeptir. Edep yahu edep” tepkisini gösterdi. Çelik, AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, özetle şunları söyledi:
SOKAK SERSERİSİ BİLE SÖYLEMEZ
“Kılıçdaroğlu, Tandoğan Meydanı’nda hepimizin başımızı önümüze eğeceğimiz kadar utanmamız gereken, birileri dinlediği zaman ‘edep yahu’ diyeceği konuşmalar yaptı. Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başında olması, CHP açısından büyük bir bedbahtlık sebebidir. Siyasetin dilini çirkinleştirmemek adına Kılıçdaroğlu’na aynı sözlerle mukabele etmeyeceğim. Sayın Başbakanımız hiç etmeyecek. Kılıçdaroğlu diyor ki “Dolmabahçe’de oturup Kadıköy’den gelen kadınları dikizliyor.’ Kılıçdaroğlu’nun bu söylemiyle Başbakan’a ahlak dersi vermeye çalışması, karganın bülbüle lisan dersi vermesi gibi bir şeydir. Bir ülkenin başbakanına söylenecek laflar mıdır bunlar? İki sokak serserisinin kavga ederken bile birbirine söylemeyeceği sözleri, bir anamuhalefet partisinin lideri nasıl söyleyebilir? Başbakanın bir edep timsali kişi olduğunu bu ülkede herkes bilir. Hele hele hanımlarla muhataplığında, hakikaten bir centilmen erkeğin, edep ahlak dersini iyi almış bir erkeğin davranışlarının en güzel örneğini sergilediğini görürsünüz. Başbakan asgari her ailenin 3 çocuğu olsun temennisinde bulunuyor. Bir dileğini tavsiyesini dile getiriyor. 2 Çocukta kalana ceza mı verdi Başbakan? Hiç çocuğu olmayan insanları kamudan men mi etti Başbakan? Biz Kılıçdaroğlu’nu ve sözlerini çok ciddiye aldığımız için değil, kendi halkımızı ciddiye aldığımız için cevap veriyoruz.
NAMUS MESELESİ YAPARIZ
Bugün bu toplumun hanımlarının yarısından fazlası başörtülüdür. Onların tercihlerinin TBMM’ye yansıması, kimi niye rahatsız etsin? Kamuda çalışabilir, üniversiteye de gidebilir. Başı açıklık tercihi de bizim için saygıdeğerdir. Ona müdahale edildiği zaman bunu da namus meselesi yaparız. Başı açık hanıma tercihinden dolayı kimse müdahale edemez.
1999’DAKİ TÜRKİYE DEĞİL
(Kadın vekillerin türban takması) 1999’daki tavırlar olursa kusura bakmasınlar. Ne Türkiye 1999’un Türkiye’sidir. Ne de TBMM 1999’daki 21.Dönem TBMM’sidir. Orada ‘dışarı, dışarı’ diye bağıran DSP’lileri hatırlıyoruz. Merhum Ecevit’in tarihi hatasıdır. 12 Mart’a karşı durmuş halkçı Ecevit bu duruşu sergileyerek kendisi ve partisinin intiharını ilan etmiştir. CHP bundan da ders çıkarması gerekiyor. Böyle bir şeyin olmamasını temenni ederiz. Başörtüsü için de hanım milletvekillerinin pantolon giymeleri için de bir düzenlemeye gerek yok. CHP’li sözcülerden üst üste gelen açıklamalar, CHP’nin tarihten ders almadığını ve Türkiye’deki bu demokratik olgunluğu hazmedemediğini gösteriyor. Zamanın ruhu diye bir kavram var. Biz Türkiye’nin düşmanlarını sevindirmeyecek şekilde birbirimizi ikna edecek şekilde bu meseleyi götürmemiz gerekiyor demiştik. Temenni ediyorum ki, Türkiye’yi germezler, Türkiye’nin ağzının tadını kaçırmazlar.”
