Engincan iyi giyiniyor

Güncelleme Tarihi:

Engincan iyi giyiniyor
Oluşturulma Tarihi: Eylül 05, 2013 17:49

Kanal D’nin sevilen yapımlarından “Bana Her Şey Yakışır”, dördüncü sezona giriyor... Ünlü modacı Cengiz Abazoğlu’nun kadınlara hem son trendler hakkında bilgi hem de vücuda uygun kıyafet seçme konusunda tüyolar verdiği program, bugün yeni sezonun ilk bölümüyle ekranda olacak.

Haberin Devamı

“Bana Her Şey Yakışır” dördüncü sezonuna giriyor. Programda yeni sezon sürprizleri, değişiklikleri var mı?

- Hayır, programda radikal bir değişiklik yok. Çünkü yeterince enformatik ve eğlenceli bir format. Zaten konumuz moda ve moda trendleri altı ayda bir değişiyor, bu da yayına yansıyor.

Bildiğim kadarıyla sizinkisi bir Türk formatı, yanılıyor muyum?


- Evet. Bazen ithal programlar Türk insanına uymayabiliyor. Biz orijinal formattan dolayı o tür bir sıkıntı yaşamadık. Kaldı ki kendimiz bu formatı yurt dışına pazarladık, şu an yaklaşık 40 ülkede gösterimde. Bu gerçekten büyük bir başarı.

Yurt dışı versiyonlarını izlediniz mi peki?

- Tabii... Amerika’da haftanın tek bir günü bir AVM’de yapıyorlar mesela. Almanya’daki de çok eğlenceli olmuş. Ayrıca birkaç ülkede altyazılı olarak benim sunduğum program yayınlanıyor. Çok keyif veriyor bana bunlar.

Programın yurt dışında bire bir yayınlanması, moda anlayışımızın ortak olduğunu gösteriyor.

- Ben yorumlarımı yaparken Türk, Fransız ya da İngiliz kadını olarak bakmıyorum ki... Sadece bir birey olarak ele alıyorum her yarışmacıyı. Her şeyden önce de o bireyin proporsiyonu önemli. Her moda tasarımcısı için bu geçerlidir. Kişiyi farklı kombinlerle o kadar farklı şekillerde gösterebilirsiniz ki; müthiş görünen bir kadına da dönüşebilir, gözünüzü tırmalayan bir görüntü de oluşturabilir. Dolayısıyla kadın dünyanın her yerinde kadındır. Beğeniler, trendler ortak. Hatta bugün siyah çarşaflı kadınlar bile modanın takipçisi... Belki dışarıda kimseye gösteremiyorlar ama kendi sosyal çevresinde bunu gösteriyorlar.

MİNİ ETEK KONUSUNDA FİKRİMİN ARKASINDAYIM

Geçen sezon yaptığımız röportajda “30 yaşını geçen kadınlar mini etek giymesin” dediniz, ortalık karıştı. Köşe yazarları bunu yazdı, 30 yaş üstü ünlü sanatçılar fikir beyan etti. Gelen eleştiriler fikrinizi değiştirdi mi?


- Değişmez. Ben fikrimin arkasındayım. Objektif olanlar “doğru söylüyorsun” dediler zaten... Fiziğiniz ve görüntünüzle öncü kadın olmak gibi bir derdiniz varsa, defolarınızı saklamak durumundasınız. Ama “kimseyi takmıyorum, kıyafet benim için sadece örtünme aracıdır” derseniz, o zaman mayokini de giyersiniz, bikini de, mikromini de... Ama o durumda ne yaparsan yap şık algısına ulaşamazsın.

Bu konuya bir açıklık getirelim ama... “30 yaş üzeri kadınlar mini etek giymesin”i var olan defoyu kapatmak açısından mı söylediniz, yoksa o yaşta farklı bir giyim tarzı olması gerektiğini mi düşünüyorsunuz?

- Benim için belli giysi kodları var. Bu sadece benim belirlemiş olduğum bir şey de değil; mesela bazı dergiler kıyafet kombinlerini 20’li yaşlar, 30’lu yaşlar, 40’lı ve 50’li yaşlara göre gruplayıp sunar. 60 yaşına gelmesine rağmen sporcu disipliniyle spor yapan ya da estetikle vücudunu mükemmel bir formda tutan, bakıldığında asla yaşını anlayamayacağınız kadınlar için aynı şey söz konusu değil tabii. Ama hem yaş hem de doğum ve yerçekimi gibi faktörler nedeniyle vücudu deforme olmuş bir hanım, şık olarak algılanmak istiyorsa sözünü ettiğim giyim kodlarına uymak zorunda. Demek istediğim tam olarak buydu, yanlış algılayan çok kişi oldu.

MODAYA SIRTINI DÖNEN KADINI ANLARSINIZ

Programınızın bir bölümünde konsept sokak modasıydı. Dört yarışmacının hiç beğenmeyip düşük puan verdiği bir kadın sizden tam puan alınca herkes şoke oldu. Sizin fikirleriniz bazen çok şaşırtıcı olabiliyor.


- Yarışmacılar çoğu zaman kameralar önünde birbirlerine minik eleştiriler yapıyorlar. Siz zannediyorsunuz ki yüksek puanlar gelecek. Ama oylamada bir bakıyorsunuz, hepsi de en düşük puanı vermiş. Yarışma hırsı bu, normaldir. Ama bence bu hırs da gerçek hayattakinin yansıması sadece... Kadınlar birbiriyle bu kadar ilgili ve hırslı olmasaydı, moda altı ayda bir değişmezdi! Kadınlar, kadınlar için alışveriş yapar, kadınlar için dört saatini kuaförde geçirir.

Kadınların bunları sırf kendilerini hemcinslerine beğendirebilmek için mi yaptığını iddia ediyorsunuz?

- Evet. Bir ayakkabı için dört beş gün dolaşır, bir çanta için adını yazdırıp kuyruğa girer. O çantanın değerini karşısındaki adam anlamaz ki... Çanta için sıraya mı girdi, kaç para ödedi, adam onları bilmez. Erkeklerin önceliği işidir. Yüzde 99’unda ikinci sırada futbol gelir ve hiçbir zaman erkekler bir araya geldiklerinde moda sohbeti yapmaz. Ama kadınlar bir diğer kadının taktığı çantanın tonunun bu sezona ait olup olduğunu ilk bakışta anlar. Tabii bu söylediklerim her kadın için geçerli değil. Genelde böyledir ama bir kısmı da tamamen modaya sırtını döner. Siz o tip hayat görüşü olan kadınları da anlarsınız görünüşünden.

ELEGAN BİR SEZON SİZİ BEKLİYOR

Yaz sezonunu kapattık. Sonbahar-kış trendleri hakkında konuşalım mı biraz da...


- Klasikleşmiş ekoseler, yeni yorumlanmış şekliyle ön plana çıkıyor. Biraz 1960 sonları, 70’lerin başlarına gönderme söz konusu. Yapılan kombinler kadınlara eleganlık vaat ediyor. O dönemlere damgasını vurmuş kadınlardan ilham alınarak hazırlanan koleksiyonlar modaseverleri bekliyor.

O döneme damgasını vurmuş hangi kadınlardan bahsediyorsunuz mesela?


- Audrey Hepburn, Grace Kelly... O yıllarda giyilen kıyafetlere 2000’li yıllara uygun yapısal formlar yardımıyla güncellik ve yenilik katılıyor. İkili parçalar ön planda... Bluzan üstler, altında hafif hacimli etekler, dar çizmeler... 80’li yılların ortalarında çıkan bileklere düşen çizmeler, kalem etekler ve eski görünümlü tişörtlerle de çok sık karşılaşacağız. Bu sene lüks ile sokak çizgisini bir araya getirmek moda. Hem şık algısı yaratacak, hem spor görünecek kombinler yani... Ama bu trendin, yanlış kombin yapıldığında kadını demode kılan, hatta onu komik duruma düşürebilecek de bir tarafı var. Dolayısıyla ince, hassas bir çizgi söz konusu...

Siz de 6 ay önce kış koleksiyonunuzu sundunuz. Renkler çok çeşitli ve ilgi çekiciydi. Nelerden esinlendiniz bu koleksiyonu oluştururken?

- Mısır Çarşısı’ndaki baharatçılar beni çok etkilemişti. Yan yana duran safranlar, kırmızı biberin şarap tonu. Yan yana gelen o doğal görüntüyü koleksiyonuma yansıtmam gerektiğini düşündüm.

Haberin Devamı

ENGİNCAN İYİ GİYİNİYOR VE ŞAHANE GÖZÜKÜYOR

Son zamanlarda erkeklerin giyim tarzı çok değişti. Kısa paçalı ve skiny pantolonları üzerlerinde çok sık görür olduk. Sibel Can’ın oğlu Engincan da giydiği dar jean yüzünden epey eleştirildi. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?


- Eleştirilere katılmıyorum, bence çok trendy ve güzel giyiniyor, şahane gözüküyor. Engincan henüz 21 yaşında. Belki bu adam 30’lu yaşlarında bir şirketin yöneticisi olacak ve istese de böyle giyinemeyecek. Bu yaşında giymezse ne zaman giyecek ki! Gençler özgür olmalı. Sezonda öne çıkan parçaları da eğer fiziği düzgünse kullanmalı. Genelde futbolcular giyim konusunda eleştirilir. Futbolcuların her biri taş gibi adamlardır, erkekler de iyi vücutlu hemcinslerini kıskanabilir.

Erkekler de birbirlerini kıskanıyor yani...

- Kadınlar gibi... Kıyafetleri yüzünden bir erkeği eleştirenler, asla öyle bir görüntüye ulaşamayanlardır. Önünde kocaman bir göbek vardır, omuzları spor yapmamaktan dolayı ufalmıştır. Bizler artık yapıcı eleştiriler yapmalıyız.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!