Yetiş okur

He valla, yetiş okur. Akıl ver okur, fikir ver okur.

Haberin Devamı

Şaka bir yana sevgili okur dostlarım, sanırım yazarınız; kabul buyurursanız arkadaşınız Ayşe sürmenaj geçirmekte. Böylesi ilk defa başıma gelmekte.
“Hadi be, sanki dünyanın işini yapıyorsun, on kişilik aileyi geçindirmek için deliler gibi o işten bu işe koşup duruyorsun, şımarık şey” falan demeyin, beni üzmeyin.
Bir kere herkes kendi yaşadığını bilir, herkesinki kendine göre ağır gelebilir, ayrıca sürmenaj olmak için de illa fiziksel olarak yorulmak gerekli değildir.
Beynim yorgun, beynim.
Şimdi yine bazı kendini bilmezler üşenmez, epostalar döşenirler, “niye beynin yorgun, ne renk çanta alacağına mı karar veremedin” ya da “nereye seyahate gideceğini mi seçemedin?” diye.
Böyle görürler bizi bazıları, bilirim.
Bu bölüme de yazı arası niye takıldım, bakın şimdi onu bilemedim.
Sürmenaj oldum ya beynim düzgün düşünemiyor herhalde, ondan her şeye takılıveriyorum şu aralar, alınganlık bende tavan.
Neyse sürmenajın en kötü yanı abuk sabuk davranışlar sergiliyor olmam.
Kafam artık nasıl uyuşmuşsa, günlük yaşamımda komik haller yaşatıyor bana.
Daha doğrusu ilk bir kaç sefer komik geliyor insana, sonrası hem düşündürücü oluyor hem de günlük yaşantına sekte vuruyor.
İlk önce çok masumane başladı; evde telefon unutmalar, Ayşe yerine Fatma’yı aramalar, markete gidince yapılan eksik alışverişler…
Eh bunlar normal dedim, geçtim.
Ta ki geçen akşama kadar. Bizim sitenin içinde bir lokal var, içinde de iki lokanta; biri pizzacı, biri hamburgerci.
Akşam gittim pizzacıya, oturdum bir güzel pizzamı sipariş ettim, sonra kalkıp lavaboya gittim, peki dönüşte ne yaptım?
Dönüşte de hamburgerciye gidip oturdum ve elime verilen menüyü incelemeye başladım.
Ne zaman hamburgercinin sahibi yanıma gelip “Ayşe Hanım nasılsınız?” dedi, inanın o zaman bende jeton düştü.
Utancımdan adamcağıza durumu anlatmak zorunda kaldım ve kalkıp pizzacıya geri gittim.
Şok olmuştum, ilk kez başıma böyle bir şey gelmişti ama olur herhalde kırk yılda bir dedim, önemsemedim.

Haberin Devamı

Ertesi günkü toplantım için Star Tv’ye gitmek üzere yola çıktım, taksiciye adresi not aldığım gibi okudum, yol biraz uzun geldi, bu sefer içimden dedim ki hayret bizim sitenin taksisi halbuki üçkağıt yapmaz ama niye bu kadar dolandırdı beni?
Ve sonra niye dolandırdığını karşımda Tv8 logosunu görünce anladım. Siz de anladınız sanırım.

Haberin Devamı

Kuru temizlemeciye düğüne giyeceğim tuvaletim yerine yıkansın diye alt kata indireceğim nevresim takımımı torbaya koyup bir güzel götürdüm, onlar da bir güzel temizlemiş.

Bizim Kelebek ve hurriyet.com.tr yazıları farklıdır; şöyle ki Kelebek’te sayfamızın boyutu bellidir, istediğimiz uzunlukta yazamayız, yazarsak yazımızı koyamazlar.
Geçen gün yazıları da karıştırmışım, Allah’tan sağ olsunlar, uyardılar, yoksa bu hafta Kelebek sayfamda da sadece bom bim bakan bir ben görecektiniz ki neye yarar?
Daha neler var neler, şimdi “aklın başka yerde, bu sürmenaj değil” diyeniniz varsa diyeceğim o ki “valla ben de bilemiyorum hangisi.”
Ama tek bildiğim artarak gidiyor bu durum.
“Acil tatil” dediğinizi duyar gibi oluyorum.
Bence de bana kesin tatil lazım ama Yetiş Ayşe için aklımdakileri yapmadan, en azından oluru var mı diye kendimi yırtmadan da bir yere gidemiyorum, içim rahat etmiyor.
İnşallah Yetiş Ayşe’mi istediğim gibi bir raya oturtayım, sonra bir yerlere kaçarım.
Ama bileniniz yaşayanınız da bilgi versin bir zahmet, nedir bu sürmenaj?
Çabuk geçer mi?
Size de oldu mu bunlar?
Yetişin a okur dostlar...

Yazarın Tüm Yazıları