Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - KelebekYazarın Tüm Yazıları

Paraya dokunmadan yaşamak

Tam 7 gün boyunca hiç paraya dokunmadım.

Haberin Devamı

Yanımda cüzdan yoktu.
Paraya ihtiyaç yoktu.
Para konusu yoktu.
Para kokusu yoktu.

* * *

Televizyon görmedim.
Televizyon sesi duymadım.
Aklıma bile gelmedi.
Göresim, duyasım, izleyesim yoktu.

* * *

Telefon çalmadı.
Zaten çalamazdı.
Çekmiyordu.
Çekse de konuşulamıyordu...

* * *

Çoğu zaman internet yoktu.
Olduğunda ise kısıtlı süre vardı.
İhtiyaç da pek yoktu, bakasım da yoktu.
Bakılacak bir şey de yoktu.

* * *

AVM hiç yoktu.
Bu 3 harfin içinden geçtiği, geçeceği tek bir cümle bile yoktu.
Alışveriş yoktu.
Gerek yoktu.

* * *

Gerek olan her şey vardı.
Yetiyordu.
Fazladan tek bir şey yoktu.
Olması gereken her şeydense, sadece 1 tane vardı.
İkincisi yoktu.
Stok yoktu.
Gerek yoktu.

* * *

Olan kirlendi mi yıkayıp kurutulup giyiliyordu.
Eskiyene kadar...
Ziyan yoktu.
Müsriflik yoktu.
Su boşa akıtılmıyordu.

* * *

Haberin Devamı

Şikayet eden yoktu.
Şikayetçi yoktu.
Kapris yoktu.
Kapris yapan yoktu.
Mutsuzluk yoktu.
Huzursuzluk yoktu.
Maddiyat yoktu.
Maneviyat çoktu.
Doğanın içinde doğa vardı.
Sadeliğin ihtişamı vardı.
Her şey doğadan ve doğaldı.
Azla da kendi kendine yetebilmenin hafifliği, tatmini vardı.

* * *

Çok fazla şey içinde olmak esas bizleri yoran, üzen, hasta ve mutsuz eden.
Doymuşken olan doyumsuzluk bizleri geren. Ne zaman ki ihtiyaç olan kadarına düşüyor insan, hafifliyor.
Sanırım doğaya gidip koşmamın en büyük nedenlerinden biri de bu. Azla yetinebilmenin; gereksiz ihtiyaçların üzerimizde yarattığı yükten, baskıdan kaçma, kurtulma hali...
Hafiflik hissi.
Kuş misali...
Doğanın sesi, insanın doğal hali...

* * *

Arada bir doğaya gidin.
Kendinize doğallık hediye edin.
Azla mutlu olabilmenin hazzını tadıverin.
Arada bir...
Paraya dokunmayın.
Ağaçlara dokunun.
Nefes alıp verin.
Yonca “çınar”


Oku-yorum

Elimde 3 kitap, 1 CD var.
Birinci kitap Onur Baştürk’ün yeni ve son çıkan kitabı “Ev Sahibi”.
Ben Onur’un hikaye kurgularını, yazım şeklini, ters köşeliğini seviyorum, bunu bu sefer daha da iyi anladım.
Herkesin takıldığı yerleri bilmesini, ama ötesini dillendirmesini cesur ve sıra dışı buluyorum. Dahası “oh dümdüz gitmiş” diyebildiğim şeyleri seviyorum.
“Ev Sahibi” dümdüz gitmiş. Gidiyor.
İkinci kitap ise geçen sene Likya Yolu’nda yakından tanıma şansı elde ettiğim Fatih Türkmenoğlu’nun “Hayat Gezince Güzel” kitabı. Hele de şu yaz vakti, Ege, Akdeniz sahillerindeyseniz, keyifle gezen, gezdiğini de keyifle aktarabilen bu seyahatnameyi okuyun isterim. Gülümsersiniz.
Üçüncü kitap Emrah Akçay’ın “Külahıma Anlat” kitabı. İçine düştüm bu kitabın, çıkamıyorum. Bitmesine az kaldı. Okudukça Emrah Akçay’a mail atıp soru soruyorum. Bir okuyun. İnsanın kendini tanımasından ötesi bir şeyi anlatıyor... Kitaba dolandım, ayrılamıyorum. Düşünüyorum. Kendimi inceliyorum.
Detaylıca yazacağım.
Okuduklarımı sindirebilmeyi istiyorum.
CD Kerem Görsev pek tabii! “To Bill Evans”... Ben okurken dibimde sürekli çalıyor. Kerem Görsev bana piyanoyu ne kadar sevdiğimi hatırlatıyor.
Yonca “okur”

Yazarın Tüm Yazıları