13’üncü yüzyıl şatosu inşasını görmeye yılda 300 bin kişi geliyor

Güncelleme Tarihi:

13’üncü yüzyıl şatosu inşasını görmeye yılda 300 bin kişi geliyor
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 29, 2013 01:07

Guedelon Şatosu, şaraplarıyla ünlü Bourgogne bölgesinde, ormanların ortasında. 13’üncü yüzyıl şatosu, o günün koşullarıyla inşa ediliyor. 16 yıldır süren inşaat Haziran 2025’te bitecek.

Haberin Devamı

Zaman durmuş sanki burada! Her şey o kadar yavaş ve sakin işliyor ki, taş kırıcısı, duvarcısı, marangozu, demircisi, at arabacısı ile 800 yıl öncesinde buluveriyoruz kendimizi! 1,5 saatlik turumuzun rehberi Ted çıkınca ortaya, zaman içindeki ışınlanmamız daha da hız kazanıyor: Elinde âsâsı, beli sicimle bağlanmış bluzuyla tam bir ortaçağ kahramanı. Ted, ‘tamamen eğitim ve öğretim amaçlı’ projeye katılmaktan mutlu. Öğretmenlik, subaylık, gazetecilikten sonra burada demirciliğe başlamış. “Başından beri buradayım, bitiminde olmayabilirim, emekliliğim yaklaştı” diyor: “Guedelon ilköğretim kitaplarına bile girdi, çok sayıda öğrenci geliyor. Yaptığımız delice. 800 sene öncesinin şartlarında çalışıyoruz. Bu nedenle iş yavaş ilerliyor. Taş yontucusundan duvarcısına herkes senkronize çalışmayı öğrendi.”
Her şey, Michel Guyot’un sahibi ve restoratörü olduğu Saint Fargeau Şatosu’nun restorasyonuyla başlıyor. 15’inci yüzyıl şatosunun altında 13’üncü yüzyıldan bir şatonun varlığını fark eden Guyot’un aklına ilginç bir fikir geliyor: “Ortaçağdaki gibi kaleli, savunma amaçlı bir şato inşa etsek!” Fikri delice ve komik bulunuyor. İnşaatın yöneticisi Maryline Martin ise çok heyecanlanıyor. Mimar, arkeolog, sanat tarihçilerine danışılıyor, çok sayıda kitap okunuyor, dönem şatoları ziyaret ediliyor. Vitraylar, elyazmaları, dönemin raporlarını inceleme derken, 1997’de, bir taş ocağının göbeğinde Guedelon Şatosu’nun ilk taşı konuveriyor!

60 MAAŞLI İŞÇİ 700 GÖNÜLLÜ

“Bu bir yaşam felsefesi aslında” diyor Martin: “Ayaklarımız yerde ama başımız yıldızlarda! Daha önce Paris’te bir Amerikan şirketinde yöneticilik yaptım, ardından kendi şirketimi kurdum ama bu çok başka! Düşünsenize, 21’inci yüzyılda okçu salonları, nervürlü tonozları, şeref merdiveni, kulesi ile bir 13’üncü yüzyıl şatosu inşa ediyoruz! O günün araç, gerecini üretip şantiyede kullanıyoruz. Her mimari unsurun bir fonksiyonu var. Mutfaktaki şömine gerçekten çalışıyor mesela. Amaç, geçmişin inşaat tekniklerini anlamak, ziyaretçilere gösterip, izah etmek.” Ayrıca ‘kültürü sadece elite yönelik bir şey olmaktan çıkarmanın’, toplumun her kesimine aktarabilmenin peşindedir Martin: “Hayatım boyunca entelektüellerin müzeye girip, sıradan kişilerin otoparkta kalmasına tahammül edemedim. O nedenle giriş fiyatını bir sinema biletiyle sınırladım, içeride piknik alanları yaptım. Çünkü biliyorum ki, güzel bir yapıyı gören herkes, hangi sınıftan olursa olsun hayran kalıp iç geçirir! Kuşkusuz ekipte entelektüel olmayanlar da yer alıyor. Onların, ziyaretçilere dönem mimarisini anlatmaları beni heyecanlandırıyor.”
Guedelon, geçmişin şato şantiyelerinden sadece güvenlik önlemleriyle farklılık gösteriyor! Mesela işçiler başlarında kask taşıyor, ayaklarında postalla geziyor; taş yontucuları gözlüksüz çalışmıyor. Ekip 60 maaşlı işçi, 700 gönüllüden oluşuyor. Gönüllüler inşaat eğitimi gören gençler, taş âşıkları...

SENARYOLU İNŞAAT

“Dönemin şartlarını oluştururken nelere dikkat edildi?” sorusuna yanıt, şantiye şefi Florian Renucci’den geliyor: “Deneysel, arkeolojik bir şato yapıyoruz! Birçok şatonun sentezi bu! Bilimsel destek şarttı. Dönemin şatolarının kimlik bilgilerini belirledik. Başlangıcı 1229’a tarihledik. Aradan 15 yıl geçti ve bizim şatomuz şu anda 1244 yılında. Sanat tarihinde dönem özelliklerini göz önünde tutarak çalışıyoruz. Pencere şeklinden çerçeve süslemelerine tüm ayrıntılar buna bağlı. Coğrafi karakter de önemli. Biz İngiliz, İskoç şatosu yapmıyoruz. Bu şatoyu küçük bir vassalın, krala bağlı senyor için yaptırdığını hayal ettik. Feodal hiyerarşideki yeri itibariyle mütevazı bir yapı tasarladık.”
İşte belirledikleri bu veriler doğrultusunda, Fransa ve Avrupa’da dönem şatolarının peşine düşüyor Martin ve Renucci! Amaç mümkün olduğunca çok şato görüp, bir prototip çıkartmak. Böylece Fransa’da 13’üncü yüzyılda sayıları 12 bini bulan, günümüze 100 kadarı kalan şatolardan 20’sini enine boyuna inceleyip, notlar çıkarmışlar. Üzerinde en çok çalışıp, “bizimkinin kuzeni” dedikleri ise Guedelon’a 5 kilometre uzaklıktaki Ratilly Şatosu! Aynı taş ocağından gelen taşlarla yapıldıkları için de dokuları birbirine çok yakın!
Kullanılacak araç gerecin de döneme uygunluğu onlar için çok önemli olmuş. Bunun için Tours Müzesi’ndeki minyatür ve vitraylardan faydalanmışlar. “Bourges Katedrali, bu türden meslek sahiplerinin katkısıyla yapıldığından, vitraylarda meslek erbabını alet edâvatıyla görebiliyoruz. Böylece kaldıraçtan yükleri yukarıya taşıyacak dönemin vincine kadar her şeyi, orijinaline uygun yeniden yaptık. Tabii sadece yapmak yetmiyordu, bir de aletin işler olması gerekiyordu. Bir tek kiremit üretimi bile iki yılımızı aldı çünkü o zamanın fırınları bugünküne hiç benzemiyordu. Tam beş kez kiremitin pişeceği fırını yıkıp yeniden yaptık!”
Yola ilk çıktıklarında bazı ciddi çevrelerden tepki almışlar “Bir çeşit Disneyland yapacaklar!” diye. “Ama ne zaman ki ciddiyetimizi anladılar, ne zaman ki Lyon 2 Üniversitesi’nde hoca, arkeolog Anne Baud ya da Fransa’daki Versailles gibi tarihi yapılarda çalışmış şef mimar Jacques Moulin bize destek vermeye başladı, o zaman bize inandılar” diyor Maryline Martin. Bir bilim kurulu oluşturmuşlar. Komite kışın şantiye kapandığında yapılanları kontrol ediyor, yapılacakları onaylıyor.
Buna karşın dış duvarlarda fazlasıyla özenli işçilik kullanmak, tuvalet yerini 14’üncü yüzyıla göre belirlemek gibi küçük hatalar yapmışlar, fark edince düzeltmişler.

ANİMASYON DAHİL

Fransa’da türünde tek örnek Guedelon. Çevresindeki taş, demir, marangoz atölyelerinde dönem aletleriyle çalışanlar ziyaretçilere bilgi veriyor, sorularını yanıtlıyor. Florian Renucci, bazı işçilerin soru yanıtlamaktan sıkılıp işten ayrıldığını anlatıyor.
Üniversitede felsefe okuyan, ardından sanat tarihi ve arkeoloji eğitimi görüp ‘tarihi yapılarda taş yontucusu’ unvanını alan Renucci, modern bir şantiye ile Guedelon arasındaki en büyük farkın ‘zaman’ olduğunu düşünüyor. “Kültürel perspektif çok önemli bizim için. Nasıl ki Versailles Sarayı’nda 14’üncü yüzyılın dünyası hayal edilir, buraya da 13’üncü yüzyılı anlamak için geliyorlar. Kestiğimiz taş başına para almadığımızdan, zamanımız var. Kültürel boyuta bol zaman ayırıyoruz!”
Peki bu ritmde çalışmak sıkıcı değil mi? “Çok yavaş olması çok güzel! 13’üncü yüzyılda çok daha fazla usta çalışırdı, bizimkinden daha ekolojikti inşaatlar” diyor 39 yaşındaki duvar işçisi Guillaume. Kışın şato kapanınca başka inşaatlarda çalışan Guillaume’a “neden Guedelon” diye soruyorum: “Tarihe tutkunum. Heyecanla gezdiğim ortaçağ yapılarının nasıl inşa edildiğini görüyorum. Dönemin mantığının ve sağduyusunun içine girmek muhteşem!”
Giriş bileti ücretleri, Guedelon’un butiği ile restoranından elde edilen gelir sayesinde devam eden inşaat için, “Bu iş hiç bitmesin” diyor Maryline Martin. Zaten inşaat bitince ne olacak diye hiç konuşmamışlar aralarında. “Arap emirine iş yetiştirmiyoruz. Rantabilite kaygısından uzak, zamanımızı verimli kullanıp güzel bir iş yapmanın derdindeyiz! Biraz ilerideki idare büromuzda elektrik, internet var. Ve herkes streste. Şantiyede ise elbirliğiyle, huzurla çalışılıyor!” Peki birileri bir gün Guedelon’u otele çevirmek isterse? “Çok kötü olurdum. Demek ki yaptığımız işi hiç anlamamışlar derdim. Anlaşmaya göre, hayatta olduğum müddetçe mümkün değil böyle bir şey! Guedelon, çevresinde yapacağımız ek işlerle, mesela şu an üzerinde çalıştığımız 13’üncü yüzyıl değirmenleriyle hep bir eğitim, öğrenim yeri olmaya devam edecek!..”

Haberin Devamı

Nasıl gidilir

Haberin Devamı

Paris’e ve hardalın anavatanı Dijon’a ikişer saat uzaklıktaki Guedelon 18 Mart – 5 Kasım arası açık. Giriş 10 Euro. Artı 2.5 Euro ödeyerek 1.5 saatlik rehberli tura katılabilirsiniz. Turlar İngilizce, Fransızca, Almanca ve Flamanca yapılıyor. Adres: Chateau de Guedelon, Treigny

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!