Dedikodunun 9 altın kuralı

İyi bir dedikoducu olma sırlarını sizler için toparladım

Haberin Devamı

Okul hayatım boyunca en sevdiğim kızsal faaliyet, ‘yüzleştirme etkinlikleri’ olmuştur. Yani, biri bir dedikodu yayar, dedikoduda bahsi geçen kişi bunu duyar, kaynağı bulup, aslanların ortasına atar gibi herkesin ortasında yüzleştirmeye çağırır. Sonrası cümbüş, eğlence... Tabii izleyenlere göre cümbüş, o sandalyenin üzerinde oturan amatör dedikoducuya göreyse bir tövbe ediş anıdır. “Bir daha kimseye bir şey anlatmayacağım” yakarışlarını, mide yanmasını bile uzaktan uzaktan izlersin onun. O kızla aynı makûs kaderi paylaşmak istemiyorsanız kulağa küpe niyetine birkaç mühim detay sıralıyorum size:

1. Cümleye mutlaka, “Dedikodudan da nefret ederim aslında...” diye başla. Çünkü hepimiz nefret ediyoruz, iğreniyoruz değil mi? Hı hı ben de öyle düşünmüştüm, kıpss.
2. “Benden duyduğunu kimse bilmesin” yanlış bir kelime. Bunu söylediğin noktada hikâye anlatılırken hep ama hep senin adın geçecek. Bunun yerine, “Sana da güvendiğim için anlatıyorum, bu kadar ağzı sıkı ve bu tip şeyleri önemsemeyen tek sen varsın çünkü” dersen, o hikâyeye adın asla karışmaz.
3. Asla ama asla ilk ağızdan duyduğun bir olayı birilerine anlatan sen olma! Dayanamadın, için kıpır kıpır oldu anlatmak için ve kendini zor tutuyorsun diyelim; bir dedikoducu kaynağını söylemez bunu unutma. O yüzden kereste gibi, “Şahika söyledi” demek yerine, “O gün kim anlattı hatırlamıyorum ama...” diye muhabbete gir.
4. “Sana anlatacaklarım var!” sadece amatörlerin kullandığı bir cümledir. Profesyonel bir dedikoducu karşı taraftan bilgi almadan bilgi vermez. Her şey karşılıklıdır.
5. Yaptığın şeyin dedikodu olduğunu asla kabullenme. Eleştiri de uyarı de toplumsal olaylara sosyolojik bir bakış açısı de ama sakın dedikodu deme.
6. Yuva yıkacak ya da adamı işinden edecek hikâyeleri anlatan kişi sen olma. Bırak, başkalarından duy bunları... Yapılan istatistiklere göre, cinnet geçirenlerin yüzde 35’i dedikoducusunu öldürüyormuş. Tabii ki öyle bir istatistik yok ama eskiden gazetede 3’üncü sayfa editörüydüm, cinayet hikâyelerinin başlangıcı hep dedikodular...
7. Erkekler en iyi dedikodu malzemesidir, sadece biraz yontulmaları gerekli. Ağızlarından laf almak deveye hendek atmaktan daha zor biliyorum ama yavaş yavaş, kanlarına gire gire, uzun ve meşakkatli bir yolla bunu başarabilirsin. Beyinlerinde, anılarında yer eden bilgilerin dedikodu olmadığını anlamayacak kadar saf insan onlar, sana güveniyorum!
8. Kalabalık bir arkadaş topluluğu arasında bir olay anlatıyorsunuz diyelim, anlattığınız dedikoduda adı geçen kişilere hayranlıkları olabilir. Bu kalabalık ortamlar çok riskli. O yüzden anlatırken mutlaka kişileri olaya çekmeye çalışın. Herkesin konuşmasına izin verin ki “O da sana bunu dedi” diye bir savunmayı ne olur ne olmaz diye beyninize kazıyın.
9. Mutlaka ama mutlaka hikâyeni, “Aslında özünde iyi bir insan”la bitirmeyi unutma! Bu cümle en büyük kurtarıcıdır, kendini aklama ihtiyacıdır. Bunu kullandığın noktada rahat edersin, psikolojik olarak bile yaptığın şeyin kötü olmadığına inanırsın.

Yazarın Tüm Yazıları