ÅžiÅŸmanlık üstüne bir komplo teorisi
Güncelleme Tarihi:
Son yıllarda şişmanlara saldırıya dönüşen sözde "Sağlıklı Beslenme" kampanyası artık o kadar sinirime dokunmaya başladı ki sürekli bunun sebebine kafa yorar oldum.
Derken bu teori ortaya çıktı. Ve teorimi arkadaşıma anlatırken sizler de öğrenin istedim...
-        ÂBak buraya yazıyorum bu iÅŸin içinde baÅŸka bir iÅŸ vaaarrr...
-        ÂEyvah gene senin komplo teorilerinden biriyle karşı karşıyayız galiba...
-        ÂEvet öyle... Ama dinle bak nasıl da aklına yatacak...
-        ÂDiyorsun ki, "ÅžiÅŸmanlığa" karşı açılan bu savaÅŸ aslında "ÅžiÅŸmanlara" karşı bir harekettir ve de bir tür bölücülüktür...
-        ÂAynen öyle. Bravo...
-        ÂAcaba bu senin alınganlığın olmasın? Hani kilolusun ya?
-        ÂÇekinme canım söyle. "ÅžiÅŸman" de. Ayıp deÄŸil ki. Ä°nan alınganlıkla alakası yok. Sadece üstünde çok fazla düşündüm.
-        ÂBilhassa da ÅŸiÅŸmanlara yakıştırılan sıfatlar seni rahatsız etti deÄŸil mi?
-        ÂSeni etmiyor mu? Senin de annen ÅŸiÅŸman. Annenden " Pis ÅžiÅŸko" diye bahsetseler, hoÅŸuna gider mi? "Ä°ÄŸrenç kat kat yaÄŸlarıyla..." filan deseler?
-        ÂGider mi hiç. O benim mis kokulu yumuk yumuk pamuk yastığım.
-        ÂGördün mü bak, sende sevgi uyandıran ÅŸeyler bazılarına mide bulandırıcı geliyor.
-        ÂGerçekten öyle. Ama benim tatlı tombik annem nasıl olur da iÄŸrenç görünebilir?
-        ÂÇünkü öyle görmeleri gerekiyor. Onlar kendilerine gösterileni görebiliyorlar.
-        ÂInınınıııııınn... Galiba geldik komplo teorine.
-        ÂBildin, geldik. Zamanında – belki hala da- zenciler beyazlara nasıl görünüyordu? Köleler efendilere, solcular saÄŸcılara yahut tam tersi veya homoseksüeller heteroseksüellere? Bunların hiçbiri kötü ya da iÄŸrenç deÄŸil.
-        ÂEyvah uçmaya baÅŸladın ama...
-        ÂMerak etme uçmuyorum. Toplumları böleceksin. Hatta düşman edeceksin. Ne kadar küçük parçalara bölersen o kadar kolay lokmalar haline gelecekler.
-        ÂSen bunu tarihsel verilere dayanarak mı söylüyorsun, atıyor musun?
-        ÂAÅŸk olsun, atar mıyım? Bak, bu iÅŸin mimarları malum. Adamlar sıcak savaÅŸlardan sonra 1950'lerin ortasında zenci- beyaz ayrımını da resmen bitirmiÅŸler. Aynı okullara gitmeleri o tarihlere rastlıyor. MeÅŸhur demokrat avı, McCarty'cilik de sona ermiÅŸ. Ortalık süt liman olmuÅŸ. Tüketim hızlanmış. Ama insan topluluklarının başını dertsiz bırakmayacaksın. Ãœstlerine vazife olmayan ÅŸeyleri sorgulamaya baÅŸlarlar sonra.
-        ÂDoÄŸru. Zayıflama furyası da galiba 60'larda baÅŸlıyor deÄŸil mi? Twiggy filan.
-        ÂEvet. 1962'nin sonbaharında Mary Quant Hanım eteÄŸe vuruyor makası ve dünyada bacaklar fora. Eh onu giyecek mankenler de lazım. Bunların öncüsü meÅŸhur Twiggy oluyor. Ondan sonra da artık bir dirhem et bin ayıp oluyor.
-        ÂDersine iyi çalışmışsın. Aferin. Özgürlük hareketleri de o yıllarda baÅŸlıyor deÄŸil mi?
-        ÂAma bireysel özgürlükler. "Gemisini kurtaran kaptan" taktiÄŸi. Cinsel özgürlüklerin, hap bağımlılığının en hoÅŸ görüldüğü yıllar, 60'lar. Gerçi kazdıkları kuyuya kendileri düştüler, sonra aileyi toparlamak için yüzlerce dizi film yapıp dünyaya yaydılar ama nafile. Ä°ÅŸ ÅŸirazeden çıkmıştı. Tabii o filmlerden de para kazandılar. Neyse. Feminist hareketlerin baÅŸlaması da 60'ların ortaları. Kadınla erkeÄŸin iÅŸbirliÄŸi büyük tehlike, toplumları uyutmak isteyen rejimler için. Eh mahmur potansiyel de bilhassa 3.ncü dünya ülkelerinde mebzul miktarda mevcut.
-        ÂBaÅŸkan Kennedy de 1963'te öldürüldü.
-        ÂSeninle konuÅŸmak ne kadar zevkliymiÅŸ. Leb demeden leblebiyi anlayan insan bulmak artık öyle zor ki. Ama bu kadar ukalalık yeter. Merak eden araÅŸtırsın.
-        ÂTamam da asıl aklıma takılan ÅŸu: ÅžiÅŸmanlara yapılan ayrımcılıksa, ayrımcılık karşıtlarının ÅŸiÅŸmanların yanında olması gerekir ama ben hiç kimseyi göremiyorum.
-        ÂBizde kiÅŸilerin ideolojik tercihlerini psikolojileri belirler. SaÄŸlam bir bilgi donanımına, tutarlı bir dünya görüşüne dayanmaz ki. Bu olayda da kiloları belirliyor.
-        ÂAma bu çok ciddi bir suçlama.
-        ÂHayır sadece saptama. Ä°nsanları bir dediklerine bir de yaptıklarına bak. Çok eÄŸlenirsin. Tutarsızlık kadar insanı zavallı ve komik duruma düşüren insanlık zaafı yok.
-Â Â Â Â Â Â Â Â ÂYa para tutkusu?
-        ÂEvet o da insanlık zaafı. Para dedin de. Amerika'da zayıflatma sektörünün bir yıllık bütçesinin 100 milyar doları bulduÄŸu söyleniyor. Bizim SaÄŸlık Bakanlığı'nın bu yılki bütçesi 2.5 milyar dolar. Gerisini sen hesapla artık. Ne kadar korkutursan o kadar harcatırsın.
-        ÂYa, en korkuncu da ÅŸiÅŸmanlara "Müstakbel Ölü" muamelesi yapılması. Annemin lafı.
-        ÂAnnen ne güzel laf etmiÅŸ. DoÄŸru, son yıllarda ÅŸiÅŸmanlara sık sık ve net "Ö le cek sin" müjdesi (!) veriliyor.
-        ÂAma aynı çevreler hayata baÄŸlanmakla ölüm döşeÄŸindeki hastaların bile iyileÅŸeceÄŸini savunuyorlar.
-        ÂÄ°ÅŸte komplo teorim bu çeliÅŸkiden doÄŸdu, zaten. SapasaÄŸlam insana devamlı diyorsun ki, "Sen yakında kalpten gidersin." Öteki diyor ki, "Kalpten yırtarsan kanserden kesin yolcusun." Bir baÅŸka felaket tellalı, "Felci unuttunuz" diye haykırıyor. "Ölmezlerse bile kesin sakat kalırlar."
-        ÂÇok acımasızca ama bu.
-        ÂEn son haber, ÅŸiÅŸmanlığın depresyona sebep olduÄŸu yolunda. Kretschmer mezarında kesin takla atmıştır. Adamın yüz küsur senedir tedavülde olan tezini yerle bir ettiler.
-        ÂZaten bu propaganda sonunda Kretschmer'in en neÅŸeli piknik tipi bile stresten depresyona girer doÄŸrusu. Stres de o hastalıkların sebeplerinden biri...?
-        ÂTabii öyle. Ä°ÅŸte kehanette bulundukları hastalık öldürmezse yalancı çıkmamak için stres yaratıp göndermeye çalışıyorlar.
-        ÂYok daha neler. Bir de gülüyorsun.
-        ÂBu sonuncusu latifeydi tabii de gülmeyip ne yapayım.
-        ÂAklına hiç "Dost acı söyler. Bunlar da ÅŸiÅŸmanların iyiliÄŸini istedikleri için uyarıyorlar" ihtimali gelmiyor mu?
-        ÂGelmez olur mu? Ama biraz da trafik kurallarına uymayanların dostu olsalar, diyorum. Kafalarında bu kadar boza piÅŸirince belki kazalar azalırdı.
-        ÂDalga geçme. Yani artık gerçekten zayıflamak istemiyor musun? Halinden memnun musun?
-        ÂEvet, halimden memnunum. Bak ÅŸimdi sana cevabımı bir örnekle vereyim. Bütün bilgiç muhabirler eÅŸcinsellerle röportaj yaparken ille ÅŸu soruyu sorarlar: ÇocuÄŸunuzun da eÅŸcinsel olmasını ister misiniz? Onlar da mutlaka ÅŸu cevabı verirler: Ä°stemem ama olursa da karşı çıkmam. Anlaşıldı deÄŸil mi? Son sözüm de "Öleceksin" diyenlere. Hangimiz ölmeyeceÄŸiz ki?