Seni seviyorum ama soyadımı daha çok seviyorum!

Soyadı kimliğimizin ayrılmaz bir parçası, hangi aileye mensup olduğumuzun bir göstergesi.

Haberin Devamı

Resmi belgelerde ve arkadaş arası sohbetlerde bizi, bizimle aynı ismi taşıyan insanlardan ayırt eden en temel varlığımız. Ve bizle mezara kadar gelecek en büyük mirasımız. Tabii eğer erkeksek!
Kadınsak soyadlarımıza anca bekar kalırsak veya boşanırsak sahip çıkabiliyoruz. Eğer sever, aşık olur, bir aile kurmak adına evlenmeye karar verirsek “Bay bay soyadı, merhaba yabancı!” Evet yabancı. İsmimizin arkasına yeni bir soyad getirilerek oluşturulan yeni kimliğimiz sadece bize değil herkese yabancı! Bu yeni kimliğe alışmak da farkında olunmayan bir travma! Üstelik de kadın erkek eşitliğine vurulmuş en büyük darbe!


Hemen heveslenmeyin bunlar sonradan geliştirilmiş feminist söylemler filan değil. Ben aslında evlenince soyadını kaybetme konusuna çok küçük yaşlardan beri takığım. Evcilik oynarken bile “Ben neden senin soyadını alıyorum, sen benim soyadımı al” diye çıldırmışlığım ve oyunu yarıda bırakmışlığım çok var. O hallerime bakıp “çocuk işte” diyenlere de bir sürprizim var: Hala aynı şekilde düşünüyorum! Hala evlenince kadının soyadını değiştirmek zorunda kalmasını haksızlık olarak görüyorum ve istemiyorum. Evet istemiyorum! Bu yaşıma kadar Sabanur Kıraç olarak var olmuşken, bu isme o kadar yatırım yapmış, o kadar emek harcamışken, sırf aşık olduğum ve bir aile kurmak istediğim için soyadımdan vazgeçmek istemiyorum!
Hem neden bunca zaman sonra babamdan, abimden, kardeşimden farklı bir soyada sahip olacakmışım? Neden çocuklarıma kendi soyadımı veremeyecekmişim? Neden ailemin adını ben devam ettiremeyecekmişim? Hem bir dakika ya, neden ben babamın soyadını aldım da annemin kızlık soyadını almadım en başta? Hani kadın ve erkek eşitti?
Seni seviyorum ama soyadımı daha çok seviyorum

Biliyorum kadın ve erkek hiçbir zaman eşit değil. Ama eşit olması için uğraşılıyor. Gelenekler, görenekler, kanunlar ve hatta yasalar bile bunun için değiştiriliyor. 3 Ekim 2001 tarihinde Anayasa’nın 41. maddesinde yer alan “Aile toplumun temelidir” maddesine “eşler arası eşitliğe dayanır” ibaresinin eklenmesinin de nedeni bu. Kadın ve erkeğe evlilik içinde de eşitlik sağlamaya çalışıyor yasalarımız. Ama ne yazık ki burada eşitlikten bahsederken iş soyadı olunca tüm yetki ve üstünlük erkeğe veriliyor. Yani yasalara ve kanunlara göre kadın ve erkek eşitliği konu soyadına gelince sınıfta kalıyor.


1900’lerin başından beri tüm dünyadaki yasalarda “Evlenen kadın kocanın, doğan çocuk babanın soyadını alır” kuralına yer verilmiş. Bizde de 1934 yılında yürürlüğe giren 2525 sayılı Soyadı Kanunu: “Her Türk öz adından başka soyadını da taşımak zorundadır ve soyadı seçme görevi ve hakkı evlilik birliğinin başkanı olarak kocaya aittir” diyor. (Oh ne ala, lahana!) Tercümesi soyadı vazgeçilemez, devredilemez ve feragat edilemez, kişiye sıkı surette bağlı bir kişilik hakkıdır. Ta ki falanca belediyenin verdiği yetkiyle filanca ile dünya evine girene kadar! O noktadan sonra bu hak az önceki cümlede filanca olarak nitelendirilen kocanın insafına teslim edilecektir!
Bitmedi! Ülkemizde yasa gereği, medeni haldeki her değişiklik kadının soyadını değişmesini zorunlu kılıyor. Yani sadece evlenince değil boşanınca da soyadı değişiyor kadının. Üstelik evlilik devam ederken koca evlat edinilir veya soyadını mahkeme kararı ile değiştirirse kadının soyadı da bir kez daha değişmek zorunda!


Peki bu durum sadece bizde mi böyle? Hayır! Dünyanın dört bir yanında benzer yasalar var. Ama pek çoğu ya yavaş yavaş değişiyor ya da değişmesi için adım atılıyor. Mesela Almanya da 1994’ten beri eşler ortak bir soyad seçme hakkına sahip. Yani aile adı isterse kadının soyadı da olabiliyor. Eğer eşler ortak bir ad seçmemişse her biri evlenmeden önceki soyadını taşımaya devam edebiliyor. Çocukların soyadına da yine aile karar verebiliyor. Yani çocuk annenin de soyadını alabiliyor!
Bizim o noktalara gelmemiz ne kadar sürer, ya da ömrümüz o günleri görmeye yeter mi bilemiyorum. Bildiğim tek şey evleneceğim için soyadımı terk etmek zorunda kalmak istemediğim. Yanlış anlamayın bu bir tercih olursa kocamın soyadını almayı tercih edebilirim ama zorunda bırakılmak istemiyorum. Bu evleneceğim adamı sevip sevmemek, onu benimseyip benimsememekle ilgili değil. Bu, otuz yıldır kullandığım soyadını bir gecede değiştirmek zorunda bırakılmakla ilgili… “Benim soyadım, benim kararım” diyebileceğimiz günlerin yakın olması dileğiyle…

Haberin Devamı

Ebru Şallı "Tan"dan neden vazgeçmedi

Haberin Devamı


11 yıl önce Ebru Şallı, Harun Tan ile evlenip soyadına kocasının soyadını da eklemiş ve Ebru Şallı Tan olmuştu. Resmi yazışmalar dışında biz yine ona Ebru Şallı demeye devam etmiştik. O da yeni soyadına hemen alışamamıştı. Ama 11 yılda nelere alışmaz ki insan?! O kadar zaman boyunca kendini Ebru Şallı Tan olarak tanıtıp, programlar yapıp kitaplar yazıp, videolar çektikten sonra şimdi kanun gereği yine soyadını değiştirmesi gerek Şallı’nın. 11 yıl boyunca yaptıklarını ve “Tan” soyadını bir kenara bırakıp yine sadece Ebru Şallı olması gerek. Ama o kadar kolay değil? Ne psikolojik olarak ne de aksiyon olarak!


Düşünsenize erkek boşandığında sadece nüfus cüzdanındaki evli ibaresini bekara çevirirken kadın, soyadı değiştiği için kimliğini, pasaportunu, banka hesaplarını, kredi kartını, sürücü belgesini ve birçok benzer resmi veya özel belgeyi yeniden çıkarması gerekiyor. Bitmedi artık bir de sosyal medya diye bir kavram var hayatımızda. Şimdi bir de tüm sosyal medya hesaplarına tek tek girip soyadını düzeltmeli Ebru Şallı. Bugüne kadar düzeltmemesinin sebebi vakit bulamaması da olabilir 11 yıllık soyadına sahip çıkmak istemesi de… Eğer en başında kanunlar kadına kendi soyadını seçme ve kullanma hakkı tanısaydı bugün Ebru Şallı’nın boşanmadan sonra ilgilenmesi gereken bir şey daha azalmış olabilirdi… Ne dersiniz?

Seni seviyorum ama soyadımı daha çok seviyorum

Boşandı ama soyadını silmedi

Haberin Devamı




Erkekgiller

Seni seviyorum ama soyadımı daha çok seviyorum



Konu soyad olunca erkekgillerin trajikomik halleri bitmez. Alın size birkaç örnek:


• Cinsiyetinden emin olmadığı kişiye soyadıyla hitap etmek yerine şansını deneyenler: Deniz, Burçak, Seda gibi unisex isimli birine mail atacakken “Sayın X” diyerek soyadı ile durumu kurtarabilecekken “Nasılsa %50 şansım var kesin erkektir bu” “Bey” takısıyla mail atıp çoğu zaman da rezil olanlardır.

• Adı ve soyadı aynı harfle başladığı için kendini karizmatik sananlar: TT ya da CC gibi kısaltmalar yaparak karizmatik olduklarını zanneden eziklerdir genellikle…

• 18’ine basar basmaz soyadını değiştirenler: 18’ine gelene kadar her dalga geçene savunup 18’ine basar basmaz mahkemenin yolunu tutanlar. Bazen haklıdırlar!

• Karısının çift soyadı kullanmasına izin vermeyenler: Karısının evlendikten sonra hem kızlık soyadını hem kocasının soyadını kullanmasını istemeyen erkeklerdir. “Bu kadınla ben evlendim, o artık benim” zihniyetindedirler…

• İnsanların soyadlarıyla dalga geçenler: İlkokul çağını bir türlü aşamamış olan erkeklerdir…

• Behzat Ç.’den etkilenip soyadını tek harfle söyleyenler: Karizmatik olacağını zannedip sadece özenti olarak kalanlardır…

• Soyadı “Işık” olanlara mail adresi sorarak komik olduğunu sananlar: İnsanların soyadıyla dalga geçenlerle birlikte hala ilkokul bahçesinde takılırlar…

• Soyadı benzerliğinden prim yapmaya çalışanlar: Soyadı Koç, Sabancı ve benzeri olup yedirebildiklerine hava atmaya bayılanlardır…





https://twitter.com/Sabanur




Haberin Devamı

Yazarın son yazıları


#18 Temmuz 2013 Yazlıkta kurulan dostlukların gücü adına!
#15 Temmuz 2013 Hepimiz “Biz biliriz, biz!”ciyiz!
#11 Temmuz 2013 Gezi’kler!
#8 Temmuz 2013 Bayan değil, bağyan hiç değil! Bildiğin kadın!
#1 Haziran 2013Hayatımda gördüğüm en sağlıksız ilişki
#27 Haziran 2013Bekar gidilen düğünlerden sağ çıkma kılavuzu
#24 Haziran 2013Taksiciden al komployu


YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN >>

Yazarın Tüm Yazıları