Okur Temsilcisi'ne mektuplar

Güncelleme Tarihi:

Okur Temsilcisine mektuplar
Oluşturulma Tarihi: Haziran 28, 2004 01:50

Röportaj dört avukatla yapıldı

BEN istatistik uzmanıyım. Geçen gün işkence yapılan ABD’li kadın askerle ilgili röportajı yayımladınız. Bu bayan işkence yapan insan. Röportajda, ona dair tek bir soru yoktu. Röportajı yapan Defne Barak, bu konuda tek soru sormamış, tersine karşısındaki askeri aklayıcı bir tutum takınmıştı.

Bir insan olarak ve çocuğunuz varsa bir baba olarak vicdanınıza sesleniyorum.

Bence gazetecilik etiği açısından bu tür bir röportaj yapılırken, iyi olanla kötü olanın ayrı tutulması, ikisinin bir araya gelmemesine özen gösterilmesi gerekirdi.

Röportajda işkence sanığı kadının çok insani yönleri öne çıkarılmıştı. Yok evi temizlemesi, yok bebek beklemesi gibi.

Hürriyet sadece işkence yapanla değil, işkence yapılanlarla da röportaj yapmalıydı.

Nilgün DARICA

TEMSİLCİNİN NOTU: Hürriyet’te geçen hafta yayımlanan ABD’li kadın asker Lynndie England’la ilgili röportajı Mehmet Emin Demir adlı okurumuz da eleştirdi. Demir, ‘Savaş esirlerine yaptığı iğrenç eylemleri nedeniyle tüm dünya tarafından lanetlenen bu kadını aklamaya çalıştınız’ suçlamasında bulundu.

Kenan Başaran adlı okur ise, ‘Röportaj tam bir fiyasko. Sorulması gerek can alıcı hiçbir soru sorulmamış. En basitinden ‘O işkenceleri yaparken neler düşündün, neler hissettin? Hiç kendini onların yerine koydun mu?’ gibi temel sorular bile yok. Onun yerine, bu kişinin hayalleri ve hamileliği üzerine bir sohbet yapılmış’ dedi.

Halen işkence suçlamasıyla ve hapis istemiyle yargılanan ABD’li kadın asker Lynndie England, hamile olduğu için tutuklu değil ama ABD’de bir üste tutuluyor.

Defne Barak, başta ABD basını olmak üzere tüm dünya basınının peşinde koştuğu bu kadın askerle görüşerek gazetecilik başarısı sergiledi. Röportaj tüm dünyada önce Hürriyet’te, dün de İngiliz basınında yeraldı. ABD TV’leri röportajı yakında yayınlayacak.

ŞART KOŞTULAR

Ancak röportajda, okurlarımızın haklı eleştirilerinde de belirttikleri gibi Lynndie England’a işkenceyle ilgili soru sorulmamıştı. Bu eleştiriler üzerine Defne Barak, ‘Röportajı bu soruları sormamak koşuluyla kabul ettiler’ dedi ve şöyle konuştu:

‘Aslında yargılaması sürdüğü için Lynndie’nin hiç konuşmaması gerekirdi. Bu röportajın yapılması, askeri savcıyı da çok şaşırttı. Savcı bu röportaj yüzünden 22 Haziran’daki duruşmayı 12 Temmuz’a erteledi.

Lynndie ve avukatları, röportaj sırasında, devam eden davayla ilgili soru sorulmaması şartını koştular. Zaten mülakat sırasında yanında 4 avukatı vardı. Kendisine sorduğum pek çok soruya da yanıt vermedi.

Hatta ben kendisine, ‘Bu olay nedeniyle uzun süre cezaevine girmen gerekebilir. Gardiyanların sana nasıl davranacak?’ diye sorduğumda, avukatlar üzerime geldiler ve ‘Lütfen, böyle soru soramazsın’ diyerek karşı çıktılar.’


Basın Konseyi’nden ‘tecavüz’ kınaması

BASIN Konseyi Yüksek Kurulu, 21 Mart tarihli Hürriyet’te ve Pazar Eki’nde yayımlanan ‘Senin Başını Eğenler Utansın’ başlıklı haberde, üvey baba tecavüzüne uğrayan 15 yaşındaki lise öğrencisi bir genç kızın kimliğinin anlaşılabileceği şekilde fotoğraflar ve bilgiler yayınladığı, bu yolla tecavüz kurbanı kız çocuğunun kimliğinin teşhirine yol açtığı gerekçesiyle Hürriyet Gazetesi muhabiri Ayten Serin’in ‘uyarılmasına’, Hürriyet Gazetesi’nin ise ‘kınanmasına’ karar verdi.

Yüksek Kurul’un açıklamasında, ‘Üvey baba tecavüzüne uğrayan bir genç kız hakkında aileleri ve yetkilileri bilgilendirerek kamuya yararlı bir habercilik yapıldı. Ayrıca tüm ilgililerle görüşülerek başarılı bir gazetecilik örneği gerçekleştirildi.

Ancak yüzü kapatılmış olmasına rağmen fotoğrafın yayınlanmış şekli, yaşadığı ilçenin, ilçe kaymakamının ve öğretmenlerinin adlarının verilmesi, mağdurenin tanınmasına ve teşhirine yol açtı. Dolayısıyla insani değerleri incitici bir nitelik taşıyordu. Bu nedenle Basın Meslek İlkeleri’nin 13. maddesinin ihlal edildiği sonucuna varıldı’
denildi.

Gökalp YAZIR

Basın Konseyi Genel Sekreteri


Liderler karıştı

GEÇEN hafta, ‘Okur Temsilcisine Mektuplar’ı okuduktan sonra, hemen yanında küçük bir haber olarak verilen ‘Taburcu Oldu’ başlıklı yazıya göz attım. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin taburcu oluşuyla ilgili bir haberdi. Ancak içerikte affedilmeyecek bir hata vardı. Metnin son cümlesi aynen şöyleydi: ‘Taburcu olmadan önce Bahçeli’yi TBMM Başkanı Bülent Arınç, DSP Lideri Bülent Ecevit, DYP Lideri Devlet Bahçeli, BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu ziyaret etti.’ Yani, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli taburcu olmadan önce DYP Lideri olmuş ve kendi kendini ziyaret etmişti. Böyle bir hata, hem de küçücük bir metinde hiç de affedilir gibi değil! Bu arada hatanın, ‘Okur Temsilcisine Mektuplar’ bölümünün hemen yanında olması ise çok ilginç.

Burak ARICI

Transfer haberi

BEN Beşiktaşlıyım. 18 Haziran Cuma günkü gazetenizde Beşiktaş’ın Patrick Kluivert ve Edgar Davids ile anlaştığı konusunda haberler çıkmıştı. Ertesi gün ve daha sonraki günler bu haberle ilgili hiçbir şey yoktu. Bu haberin kaynağını belirtirseniz çok sevineceğim. Eğer çok sağlam bir kaynaksa ona göre davranacağım. Teşekkürler.

Antalya’dan

Osman AYAZ

TEMSİLCİNİN NOTU: Muhabir İsmail Er, ‘Haberin kaynağı Beşiktaş yönetiminden bir yetkiliydi. Ancak görüşmeler sürdüğü ve henüz bir sonuç alınamadığı için haberin devamını getiremedik. Ayrıca Beşiktaş, İstanbul Borsası’nda kote olduğu için transfer bitmeden resmi açıklama yapamıyor’ dedi.


Uzanlar manşeti

GEÇEN haftaki köşenizde, bir okur Uzanlar’ın seks turu haberinin manşete taşınmasını eleştirmişti. Ben tam tersini düşünüyorum. Bu haberi büyüttüğünüz için Hürriyet’i kutluyorum. Böylelikle, halkın paralarını batıranların gerçek yüzleri ortaya çıktı. Ancak ben de, 28 Şubat’ta tank yürütülmesi konusundaki röportajdan rahatsızlık duydum. Demokratik ülkelerde bu tür olaylar övülerek verilmez.

Canan CEYLAN

Gazeteci-Yazar


İtalyan Büyükelçi

BİRKAÇ kez gazetenizde (Kelebek’te) yayınlanan fotoğraflar, İtalyan Büyükelçisi’nin şahsına atfedilmiş ve ‘İtalya Büyükelçisi ve sevgilisi falanca kulüpte’ gibi fotoğraf altyazıları yayınlanmıştır. Bu gibi hoş olmayan yanlışlıkların tekrarlanmaması için görevli arkadaşlarınızı uyarmanızı, kendilerine İtalya Büyükelçisi Carlo Marsili’nin, eşi ile Ankara’da ikamet ettiğini ve İstanbul’da Başkonsolos Luciano Pezzotti’nin görev yaptığını açıklamanızı rica ederim.

Enrico VALVO

İtalyan Büyükelçiliği Başkatibi


101’lik paraşütçü

BRAVO 101’lik paraşütçüye. 18 Haziran’da yayınladığınız haberde 300 bin metre yükseklikte uçaktan (belki uydudandır) atlayarak rekor kıran 101’lik paraşütçüyü ve bu haberi okurlarına ileten gazetemiz Hürriyet’i kutlarım.

Atilla KAPRALI

TEMSİLCİNİN NOTU: Sayfa editörü, ‘Doğrusu 3 bin olacaktı. Özür dileriz’ dedi.



OKURLARIMIZDAN KISA KISA

MERİÇ GÖRECE Gazetenizde çıkan her imla veya gramer hatasını size yazacak olsak, başka iş yapmamamız gerekecek. 17 Mayıs tarihli Kelebek’te, üstelik de koskoca harflerle ‘Arzu İntihar Etti’ başlığı altındaki yazıda Arzu’nun ölmediğini, sadece intihara teşebbüs ettiğini okuyoruz. ‘İntihar etti’ ibaresi olayın ölümle sonuçlanmış olduğunu gösterir, yoksa ‘intihara teşebbüs etti’ diye yazmak gerekir.

AYFER DEMİR Gazetenizde her fırsatta neden dudak dudağa öpüşen iki kadın fotoğrafı kullanmakta ısrar ediyorsunuz, anlamak mümkün değil. Çocuklarınız ve çocuklarımız da okuyor günlük gazeteleri. Biraz daha ihtimam lütfen.

BERİ B. ‘157 MOSSAD Ajanı’ başlıklı haberiniz yanlış. Çünkü MOSSAD ajanları uçakta koruma olarak çalışmazlar. O işler iç güvenliğe (SHABAK) kalır.

SÜLEYMAN AYDOĞDU Yurdumuzun tarihi ve kültürel güzelliklerini tanıtacak yazı dizilerini az buluyorum.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!