30 olmadan...

Zamanında 25 yaş için “Ne gençsin ne olgun; hem her şeye geç kalmışsın hem de daha çok erken gibi geliyor” demiştim.

Haberin Devamı

Şu ansa 30 olsam da artık büyüsem diye düşünüyorum

Okuma yazmayı öğrendiğimden beri babamın yılbaşında getirdiği ajandalarla günlük tutuyorum. Bu, büyük ihtimalle psikolojik bir sorun. Aman zaten ne değil ki? Eski defterleri karıştırırken kendi kendime 30 olmadan yapmam gerekenleri yazdığım listeyi buldum: Bahçeli ev, dil piercing’i, araba, kız tatili o bu şu... Listem hayli uzun. Çoğunu yapamamışım zaten. Evlen diye koca koca en başına da eklemişim ama kısmet bu işler. En büyük korkularımdan biri, yaşlanmak, buruşmak, kol altı bıngıldamasıyken şu an artık “Yalvarıyorum, büyüyeyim” diye düşünüyorum. Sanki 30 olunca bir anda otomatik olarak bana olgunluk gelecek! Buna inanıyorum deli miyim neyim? Daha ne kadar büyeyeceğim bu arada eşek kadar olmuşum, o da ayrı mevzu. Zevk aldığım, mutlu olduğum şeyleri sorguluyorum sürekli. Gece hayatı bile değişmiş, dinlenilen müzikler değişmiş, moda dersen zaten artık ayda bir değişiyor.

DJ İZLEME OLAYI

İzmir’de benim zamanımda Kıbrıs Şehitleri’nde canlı müzik çalan yerlere giderdik. Yok, ‘No Name’in klavyecisi Emin, yok ‘Bios’ Aydok, ‘Çalar Saat’ Kel Osman... Bunlara dibimizi düşürmekle geçti gençliğim. Şimdi nasıl değişmiş, her yer eller havaya! Topuklu ayakkabıyla arnavutkaldırımında yürümeye çalışan kızlarla dolu olmuş Gazi Kadınlar Sokağı. Yeni trend Öküz’ün DJ’i Emrah. Kızlar çığlık çığlığa! Eskiden Murat Dalkılıç’ı izlemek için para biriktirip Çeşme’ye kaçardık, şimdi DJ izleme diye bir olay var. Adamı şarkı değiştirirken kesmek garip geliyor. Adapte olamıyorum sanırım, yayılıp dinlenmek istiyorum. Karaciğerim dile geliyor, “Bana ne yaptın böyle? Ayran iç artık” diye. Bunu yazıyorum ama akşam olunca da zıp zıp zıplıyorum, o ayrı. Tencere tava, şekilli bardaklar, ev eşyaları almak istiyorum. İçimde kıpır kıpır bir yemek yapma, insanlara kahvaltılar hazırlama arzusu var. Oysa ‘kalkmışken bana da şunu getirsene’ insanıydım. Bana ne oluyor böyle? Bu işin gidişatı bu mu acaba? En korktuğum yaşı şu an resmen arzuluyorum. Hemen seneler geçsin de yaşlanayım, insanlara dizlerimin ağrısından bahsedeyim. Şile bezinden elbiseler giyip, zeytinyağlılar yapayım diye düşünüyorum.

Sanırım annemle barışmamın da etkisi çok büyük bunda. 27 yaşında boşanmışlardı. Büyümekten korktuğu, üç çocuklu bir kadın olmak istemediği için. Bense yaşıma, geleceğe, daha umutla bakıyorum sanki. Hoş, o yaşta kadının 3 çocuğu vardı, bende daha koca adayı bile yok ama olsun. Konu yine nasıl evde kalma olayıma geldi ben de anlamadım, o korkuyu da atlattık mı her şey süper olacak bence. Nasılsa hayat dediğin şey, ölümü beklerken abuk subuk işlerle uğraşıp eğlenmeye çalışmak değil mi?

Yazarın Tüm Yazıları