Oğlum, ben bunların çoğunu yapamadım ama sen yap

Bu yazı internetten geldi. Taaa 15 yıldır görmediğim lise arkadaşımdan. Geçen sene bizim babamızın yazdığı yazı benim yazılarımdan daha fazla ilgi görünce bu sene onun ayağını kaydırayım dedim ve bu yazıyı yayınlamayı uygun buldum. Bunlar bir babanın oğluna verdiği öğütler. Üstelik her baba, oğluna bunları söylemiyor. Okumaya değer.

Türkiye’de hiçbir zaman döviz üzerinden borçlanma.

Başbakan dahil, hiçbir siyasi liderin veya bakanın demecine inanıp işlerini onlara göre düzenleme.

Hiçbir zaman acele karar verme ve verdiğin karardan kolay geri dönme, bu davranış kendine güvenini artırır.

Arkadaşına kefil olmak yerine, eğer imkanın varsa ona borç vermeyi teklif et.

Eğer bir mal satman gerekiyorsa mümkünse vadeli satma, peşin sat. Biraz zarar etsen bile böyle yap.

Kredi kartı ile alışveriş yaparken kartını görevliye veya garsona teslim etme, bizzat sen kasaya götür, POS (kredi kartı) cihazından geçişini izle ve makineden çıkan fişin rakamlarını kontrol et.

Kredi kartı şifreni banka görevlisi bile olsa kimseye söyleme ve ATM (para çekme) makinesini kullanırken de çevredeki kişilere gösterme.

Hiçbir kooperatife üye olma. Çünkü 1990 senesinden sonra kooperatif yoluyla ev veya arsa sahibi olmanın hiçbir avantajı kalmadı.

İŞ HAYATINDA

En zor taklit edilen imza, kalemi kağıttan kaldırmadan bir defada atılan imzadır. İmzanı bu şekilde atmaya gayret et.

En büyük ve yenilmeyen tek gücün bilgi ve tecrübe olduğunu unutma.

Her kime olursa olsun, kefil olacaksan ödeyebileceğin rakamdan fazlasına kefil olma. Kefalet tutarı belli olmayan sözleşmelere imza atma, aksi takdirde her şeyini kaybedebilirsin.

Bir arkadaşına borç verirken her zaman geri gelmeyebileceğini düşünerek, seni üzmeyecek bir tutarda borç ver.

İş hayatında hiç kimseye olduğundan fazla değer verme, hiç kimseyi de küçük görme.

İşyerine girerken kapıcının elini sık, hizmetlinin hatırını sor, gerektiğinde karşılıksız yardımda bulun.

Yürüyebileceğin mesafelerde otomobil kullanma.

Hiçbir zaman görevde iken bir devlet memuruna hakaret etme, hatta ona vurmayı aklından bile geçirme. Aksi takdirde hapis cezası alabileceğini unutma.

Noterde işin olduğunda mümkünse sabah gitmeye çalış.

OTOMOBİL ÖĞÜTLERİ

Otomobil satın alırken satışı en kolay olan marka ve modeli almaya gayret et. Otomobil senin hazır para kaynağın olmalıdır, insanın büyük paraya ne zaman ihtiyaç duyacağı belli olmaz.

Mümkünse aynı marka otomobilin yeni modellerini satın al, böylece tamircin hep aynı kalır.

Otomobiline binmeden önce lastikleri, kullanırken motor hararetini, araçtan indiğinde camları ve kapıların kilitlerini kontrol etmeyi unutma.

Arabanının tüm emniyet ve güvenlik sistemleri tam olsa bile ayrıca alarm taktır. Hırsızı caydıracak tek şey budur.

Güvenebileceğin bir tamircinin telefonu her zaman yanında olsun. Otomobilinin periyodik bakımı ile trafik ve sigorta belgelerinin tam ve eksiksiz olmasına dikkat et.

EV HAYATINDA

İyi bir avukatın, elektrik tamircisinin ve su tesisatçısının adresi kolayında olsun.

Sabah mutlaka yatağını topla.

İş kıyafetini, çorabın da dahil olacak şekilde akşamdan hazırla.

Gerektiğinde çamaşır yıkamayı öğren, kendi giyeceklerinin ütüsünün tamamını her zaman kendin yap.

Çorba, pilav, makarna yapmayı, et terbiye etmeyi ve pişirmeyi öğren.

Evin içinde cumartesi ve pazar hariç pijama veya eşofmanla dolaşma, hatta bu günlerde bile uygun bir kıyafet giy.

Ev içinde çorapla veya yalınayak gezme. Mümkünse sadece ev içinde giyebileceğin rahat bir spor ayakkabın olsun.

Eşin, akşam yemek hazırlarken mutfaktan ayrılma, ona yardımcı ol, yemekten sonra sofrayı mutlaka sen topla.

Yemek aralarında yediğin aperitiflerden sonra ağzını suyla çalkala, mümkünse her yemekten ve tatlı yedikten sonra dişini fırçala.

Yanında mentollü veya naneli sakızın olsun.

Yemek öncesi ve yemek sırasında bol su iç.

TATİLDE

Sağlık ve eğitime olduğu gibi, tatile harcayacağın paraya da acıma.

Tatilini her yıl başka bir yerde geçirmeye özen göster. Bu ömür boyunca 40 ya da 50 farklı yerde tatil yapman demektir.

Sakın devremülk alma, ömür boyunca aynı yerde ve aynı zamanda tatil yapman anlamına gelir, ki belli bir zaman sonra tat vermez.

ÖZEL HAYATINDA

Eşinle arandaki mesafeyi yok etme, her zaman onun da bir özel yaşamı olduğunu, kendi arkadaşları ile gezip eğlenme hakkı olduğunu unutma.

Eşinin yükselen burcunu ve karakterini çok iyi öğren.

Ara sıra eşine sürpriz yap, eve çiçekle git, tiyatroya bilet al, onu iyi bir restoranda akşam yemeğine götür.

Sadece Allah’tan, evlat acısı yaşamaktan, yetim hakkı yemekten, kuru iftiraya uğramaktan, sabırlı insanın öfkesinden, korkusuz insanın cesaretinden ve kendi nefsinden kork.

Gezginlik düşlerde başlar

Kızım öncelikle bir düş gezgini olsun

Biz onu bize dünyayı tanıtmasıyla tanıdık. Onunla bilmediğimiz yerlere gittik, inanamadığımız şeyleri gördük, anlayamadığımız savaşları izledik. O hálá bu sevdasına devam ediyor ama artık hayatında küçük bir ekle. Tek başına dünyayı dolaşan Coşkun Aral artık bir baba. 47 yaşında baba olan Aral, gezmeye 15 Ağustos 2003 doğumlu kızı Deniz’le devam ediyor. Bu röportajda Coşkun Aral’la gezilerini değil, babalık hallerini konuştuk.

Her zaman baba olmayı isteyen erkeklerden miydiniz, yoksa hayat mı böyle getirdi?

- Her zaman baba olmayı düşledim ama çok zorlu seyahatler gerektiren mesleğim nedeniyle erteledim. Mesleğim olgunlaşma sürecine girip, seyahatlerim de normal parkurlara dönüşünce evlenmeyi düşünmeye başladım. Doğru insanı doğru zamanda bulma fırsatını eşim Müge’yle elde ettim ve evlendik.

Baba olduktan sonra da eskisi kadar gezebiliyor musunuz?

- Tabii ki geziyoruz. Bebeğimiz iki aylık olduğunda önce Türkiye’nin güneydoğusunda, ardından Avrupa ve Uzakdoğu’da gezmeye başladık. Tabii ki nereye gidersek gidelim, önceleri Deniz’in sağlığını düşünerek yol güvenliği ve hijyen konusunda gerekli önlemleri alıyoruz. Aşıları ve mamaları buna dahil. Bir gezgin adayı veya bir dünya insanı olmasını arzu ettiğimiz kızımıza yavaş yavaş yaşadığımız gezegenimizi tanıtmaya çalışıyoruz.

Çocuğunuzla nerelere gittiniz? Onun varlığı gideceğiniz yer seçiminde etkili oluyor mu?

- Eşimin hamileliğinin yanılmıyorsan dördüncü ve beşinci aylarında Küba ve Tayland’a gitmiştik. Müge ve karnındaki bebeğimiz yunuslarla yüzdüler, fillerle gezdiler. Doğumdan iki ay sonra da önce Güneydoğu’da Siirt’e, Hasankeyf’e, peşinden Antalya ve Paris’e, geçtiğimiz aylarda da Tayland’da farklı bölgelere yolculuk yaptık. Deniz gezmeye bayılıyor. Büyüdüğünde bütün bu gezileri hatırlamayacak ama eminim ki fotoğrafların da yardımıyla, gördüğü ortamların renklerini, seslerini, yediği yemeklerin tatlarını hatırlayacak.

Onunla en çok nasıl vakit geçiriyorsunuz?

- Her baba gibi ona hep yakın olmayı istiyorum; o uyanmadan yanında oturup uyandığı andaki ilk gülüşünü görmeyi seviyorum. Altını temizliyorum. Sadece beslerken biraz zorlanıyorum. Onun büyüdüğünü görmek en büyük arzum.

Ona en çok neyi öğretmek istersiniz?

- Hangi mesleği yaparsa yapsın dünya ölçeğinde yapsın. Yaparken yaşasın ve dünyanın neresinde olursa osun özgül ağırlığı aynı, mütevazı, insanı, doğayı seven bir kişilik olsun. Bir de ben ne yazık ki babamla her şeyi doyasıya yaşamadım, kızımın benimle yaşamasını arzu ederim.

Sizin gibi gezgin olmasını ister misiniz?

- Gezginlik düşlerde başlar, öncelikle bir düş gezgini olsun. Meraklı olsun, hayal kursun, hayalleri sınır tanımasın ama bilimin doğrularıyla ve bilgiye inanan beyniyle yaşayan bir insan olsun. İster ateşle boğuşmayı seven bir itfaiyeci, ister böceklerin dünyasında gezinen bir biyolog, ressam veya arkeolog olsun. Ama ne olursa olsun, evrensel bir mesleği olmasını ve mesleğini doyasıya yaşamasını tercih ederim.

ANNEMİN KÖŞESİ

Bu yazı babama


Eski bir yazımı buldum. Orada annemi bu kadar yüceltmemden rahatsız olan babamdan bahsetmişim. Ve ondan sonra babamla yaptığım güzel şeyleri anlatmışım: Birincisi market alışverişine çıkmak. Onunla yemeğe gidip seçimi onun yapmasına izin vermek. Ya da onun seçtiği tabağı elinden almak. Onunla dans etmek ve beraber televizyonda boğa güreşi seyretmek. (Annemle de Sumo güreşi seyretmek zevklidir mesela...)

Aradan geçen zaman içinde babamla kılık kıyafet alışverişinin de zevkli olduğunu fark ettim. Mini etek dışında pek çok şeyi bana yakıştırıyor. Ama hálá ne zaman mini giysem ve kocam da yanımdaysa bana değil ona laf ediyor.

Yahu diyeceksiniz, kızım sen sadece eylemlerden bahsediyorsun. Sen hiç oturup anan babanla muhabbet etmiyor musun? Entel dantel konuşmuyor musun, politika tartışmıyor musun???

Aaa tabii ki... Fazla gazete okumayıp cuma geceleri babamdan haftalık rapor alıyorum. Memlekette neler oldu, neden oldu, ne olacak şeklinde.

E daha ne...

Baba, bu yazı sana... Hatta bütün babalara...
Yazarın Tüm Yazıları