Gelin bu en ağır soruyu tespihsiz volta atarak tartışalım

Yakalandığı ölümcül hastalığı henüz bilmiyordu. Ve işte o günlerde söylemişti: “Partiyi mümkün olduğunca üretici kesimin üyeliğine açmadıkça, gerçek anlamda sosyal demokrat bir parti oluşturmak mümkün olamaz”.

Haberin Devamı

Dışişleri konutunda yaptığımız her sohbet aşağı yukarı böyle bir cümleyle bitiyordu.
Sonradan onlarca kitap yazdı. İnceleme... Araştırma...
Ve “Sosyal demokrasi nedir?” kitabında, bugün Avrupa’nın kapısına dayanan  meselenin adını daha o gün koymuştu:
“Türkiyemizde sosyal demokrat kimlik yeterince oturmamıştır...”
Yani:
“Sosyal demokrat partinin yönetici üyeliği, ücretlilerin çoğunluğu yerine, esnaf, elit yönetici, orta ölçekli işadamı, emekli bürokratlara kalırsa kimliğini yitirir...”
Tam cümle bu olmasa da tarihi önemdeki tespitin özeti buydu.
İsmail Cem’den söz ediyorum.
Allah rahmet eylesin...
Sosyal demokrasiye yalnızca örgüt popülizmiyle değil, bir tartışma ve araştırma metoduyla  bakabilen bir insandan...
Neden mi hatırlatıyorum onu?
Çünkü bugün Alman Sosyal Demokrat Partisi SPD çok önemli bir açıklama yaptı.
Sosyalist Enternasyonal dışında yeni bir oluşumu başlattığını ilan etti...
Ve ne garip bir tesadüf ki, aynı gün CHP Genel Başkanlığı da Berlin’e yapacağı ziyareti iptal ettiğini açıkladı.

ÖRGÜT GOYGOYU

Dün SPD yeni oluşumun gerekçesini içeren bir de yazılı açıklama gönderdi.
Açıklamayı okudum, inceledim ve gördüm ki, İsmail Cem’in yıllar önce yaptığı tespitlere çok benziyor...
O yüzden bir kez daha “Allah rahmet eylesin” diyorum Cem’e...
Belki alışılmış bir lider değildi ama, namuslu bir sosyal demokrat olarak soru sormayı, cevabını aramayı ve tartışmayı biliyordu.

70 ÜLKE DESTEK VERDİ NEDEN CHP YOK

Yazılı açıklamayı alan Berlin’deki Hürriyet Avrupa haber koordinatörümüz Celal Özcan’a sordum:
“Celal merak ediyorum. Kılıçdaroğlu Berlin ziyaretini iptal etti. Ve aynı anda Avrupa’nın en önemli sosyal demokrat partisi SPD Sosyalist Enternasyonal’e alternatif olabilecek bir yapının kurulduğunu ilan etti. 70 ülkeden sosyal demokrat partinin destek verdiğini de söylüyorlar. Destek verenler içinde CHP var mı?”
Celal
araştırdı ve döndü:
“Hayır, CHP yok...”
Ne garip...
Garip olduğu kadar da ilginç bir rastlantı.
Acaba CHP neden yoktu?
Bu tartışmadan niye uzak duruyordu?
Oysa baktım SPD, dünya sosyal demokrat hareketinin yeni örgütlenme yapısını tartışmaya açıyor.
Ve CHP yönetimi buna karşı örtülü bir tepki veriyor. Biraz da duygusal.
CHP yönetimine İsmail Cem’in tespitinden bakınca...
Yani, emekli büyükelçiler, emekli sendika başkanları, emekli profesörler, emekli müsteşarlar, emekli ekonomistler olarak...
Özetlersem...
Dünya sosyal demokrat hareketi başka bir iklimin hazırlığını ve tartışmasını yaşıyor. Hantallaşmış yapısını nasıl kıracağını tartışıyor.
Avrupa’nın en genç nüfusunun bir partisi olarak CHP “bir emekli yönetim tepkisi” veriyor. Peki o zaman şöyle soralım:
- Türkiye sosyal demokrat hareketi dünyayla bağlarını koparırsa...
- Uluslararası tartışma yeteneğini kaybederse...
Ve kendisini emekli olmuş bir “ulusalcılığın” bürokratik genlerine kaptırırsa, İsmail Cem’in deyişiyle ücretliler değil, emekliler yönetirse...
Nasıl serpilecek demokrasi?
Demokrasi diyorum, çünkü sosyal demokrasi olmazsa, o toplumda demokrasi topal kalır. Güdük kalır. Açamaz, kanatlanamaz, yükselemez.
Biliyorum. uzun ve meşakkatli bir sorunun yolculuğudur bu.
Ve yine biliyorum ki, bu sorunun peşine düşecek çok isim var...
Mesela, sevgili dostlarım Ercan Karakaş, Hasan Bülent Kahraman...
Son dönemde ilgiyle izlediğim Fuat Keyman...
Ve birçok genç isim...
Üstelik yalnızca sosyal demokrasi için değil, Türkiye demokrasisi için bu soruların cevaplarını birer Macellan ritmiyle ve Piri Reis içgüdüsüyle tartışabilirler.
Ama akademik koridorlarda değil...
Cübbeli üniversite kürsülerinde hiç değil...
Sokağın hiçbir örgüte bağlı olmayan özgür kaldırımlarında tartışalım...
Ve o özgür halk kaldırımlarında, tespihsiz volta atarak konuşalım.
İnanıyorum ki, işte o zaman, Avrupa’nın bilgece soruları, Asya’nın genç enerjisiyle buluşabilir...

Yazarın Tüm Yazıları