Öte yandan böyle garip şeyler de oldu

Biber gazlı 1 Mayıs’tı, ergen sivilceli Bieber konseriydi derken bir hafta geçti gitti. Peki ama şehirde sadece bunlar mı oldu? Tabii ki hayır. Buyrun, ‘öte yandan’ olup bitmiş şeylere…

Haberin Devamı

ÜNLÜSÜ TANINMAYAN SORTIE AÇILIŞI

Yazlık mekânların ünlü isimleri bir araya getirerek yaptığı şaşaalı sezon açılışları çok eski bir yöntem olsa da işin şanındandır, hatta olmazsa olmazı…
Davet edilen ünlüler sadece o gecelik oradadır, sonra da sezon boyu mekâna pek adım atmazlar.
Sortie de hafta içinde böylesi bir açılış partisi yaptı.
Ama açılışta bir araya getirdiği ve sonradan basın bülteni olarak medyaya servis ettiği ünlü isimlerden bazılarını görünce şöyle düşünmeden edemedim:
“Bunlar hangi gezegendeki ünlüler?”
İşte ‘ünlü’ diye sunulan o isimlerden bazıları:
Esin Yağmurdereli, Meral-Ural İkizler, Nihal-Ahmet Kurtaran, Prof. Dr. Atilla Arıncı, Yüksel Mermer, Jülide-Mehmet Ali Berkman...

DENİZ AKKAYA’NIN İŞLETMECİLİĞİ

Sortie’nin ‘ünsüzü bol’ açılış partisinin esas bombası ise mekân içindeki Adana Kazancılar Kebapçısı’nı işletmeye başlayan Deniz Akkaya’ymış meğer.
Bir kere işletmecilik büyük laf. Şunun adına, ‘Mekânın yüzü ya da halkla ilişkilercisi’ denilse daha doğru olacak.
Çünkü işletmeci dediğin mekân kapanıncaya kadar orada durur, para işlerini takip eder, vesaire vesaire…
Akkaya tüm bunları yapacak mı acaba?

KIL CHEFS

Haberin Devamı

Bir mekânın zincir olmaya başlaması sorunları da beraberinde getiriyor.
Misal, The House Café ilk şubesini açtığında bu sorunu yaşadı. Müdavimler, “Atiye Sokak’taki ilk kafe başka” deyip durdular, sonra House bu algıyı düzeltti.
Ardından Kitchenette’in şubelerinde servis sorunu yaşandı.
Servis her şubede aynı kalitede değildi.
Şimdi aynı şeyi Ankaralı Big Chefs yaşıyor sanırım.
Tarabya’da açtıkları denize nazır şubelerine hafta içi gittim.
Ve dakika bir gol bir, hem salata hem de tavuk ızgaralarından farklı boyutlarda olmak suretiyle kıl çıktı.
Big Chefs’in kurucusu Gamze Cizreli’nin bu tarz durumlara ne denli hassas olduğunu biliyorum.
O yüzden en kısa zamanda bu kıl hadiseyi hijyene kavuşturacaktır diye ümit ediyorum.

YENGE MEĞER KÜRATÖRMÜŞ

Fatmagül’ün Yengesi adlı TV imajı üzerine yapışan ve artık Asmalımescit’teki Off Pera’nın tanıtım yüzü olduğunu düşünmeye başladığım (bir ara oradan çıkmıyordu) Esra Dermancıoğlu’nun bilinmeyen bir yönüyle tanıştırayım sizi. Kendisi dün Archive Galata’da açılan bir serginin (Melis Binay, İçimdeki Uyanıklar) küratörlüğünü üstlendi.
Meğer Dermancıoğlu sanat tarihi eğitimi almış ve oyunculuk öncesi bu alanda çalışmaları da olmuş.
Şehir, yengenin bir başka bohem yüzüne daha tanık oldu yani, mutluyuz nitekim. Kür!

Haberin Devamı

LARA KAMHİ’NİN ENSTALASYONU

Güncel sanat işlerine olan ilgideki hızlı yükselişi hayli samimiyetsiz buluyorum.
İnsanların amacı çoğu zaman üretilen işlerin kendisinden çok, sadece sosyalleşmek, partilemek oluyor.
Belki de haklılar, yapılan iş yeterince çarpıcı olmayınca “En iyisi bir şeyler içmek” diye düşünüyorlar.
Bunun son örneği, salı gecesi Karaköy Unter’de yaşandı.
Lara Kamhi’nin mekânın ikinci katında bir işi vardı; görsel bir enstalasyon.
Bu enstalasyon lafının da tıpkı ‘enerji’ gibi hayli suyu çıkmaya, içi boşalmaya başlayan bir şey olduğu malumunuz...
Neyse: Kamhi’nin mekândaki işine inat, kalabalık tamamen sokaktaydı. Kimsenin umrunda değildi yukardaki yerleştirme. Oysa tüm mekânı kapsayan bir çalışma yapsalar ya da sokağa taşırsalar söz konusu işi, ‘laf olsun’dan öteye geçebilirlerdi.
Bu arada Cefi-Yasemin Kamhi çiftinin kızı Lara’yla 2005’te bir röportaj yapmıştım.
O zamanlar 18 yaşında bir şarkıcı adayıydı.
Sesinin rengi Mariah Carey’yi andırıyordu. İngilizce söylemeyi seviyordu ama Türkçe şarkılardan oluşan bir albüm işine girişmişti. Hatta Mustafa Sandal’dan iki beste almıştı.
Sonra ne oldu da şarkıcılık kariyerinden vazgeçip güncel sanat sularına açıldı Lara, o kısmı bir muamma enstalasyonu.

Yazarın Tüm Yazıları