Ben ne diyorum sen ne diyorsun

DİYORSUN Kİ: Ne yani? Adam dünyaca ünlü piyanist diye yargılanıp ceza alamayacak mı?

Haberin Devamı

DİYORUM Kİ: Tabii ki yargılanacak... Hem de bal gibi yargılanacak. Yalnız, merak ediyorum: “Adam dünyaca ünlüdür, ne yapsa yeridir” diyen bir geri zekâlı var mı içimizde? Varsa bana kim olduğunu söyler misin?

DİYORSUN Kİ: Ne yani? Herkese dokunuyoruz da piyaniste mi dokunamayacağız?
DİYORUM Kİ:
Dokunacaksınız, dokunacaksınız... Dokunuyorsunuz da zaten... Mesele bu değil, mesele “Adam dünyaca ünlü piyanisttir” diye üzerine fazladan abanıyor oluşunuz. Tamam, “Dünyaca ünlü piyanist”in ayrıcalığı yoktur ama adam “Dünyaca ünlüdür ve iktidarımıza karşı yaramazlık yapmıştır” diye üzerine bu kadar da gidilmez ki canım.

DİYORSUN Kİ: Sanki Fazıl Say, “Ben ateistim” dediği için yargılanıyor... “Ateistim” diyen kişiye bir şey demeyiz.
DİYORUM Kİ:
Yok, bir de deyin bari...

Haberin Devamı

DİYORSUN Kİ: Adam dindarlara hakaret etmiş, bu suçtur.
DİYORUM Kİ:
“Edepsizlik” ile “suç” kavramlarını bu denli birbirinin içine sokarsanız, bu toplumda 10 ay hapis cezası kesmediğiniz çok az kişi kalır.

DİYORSUN Kİ: Düşünce özgürlüğü başka, hakaret başkadır.
DİYORUM Kİ:
Tabii ki başkadır... Ama aradaki fark çok ince bir farktır... O kadar incedir ki çoğu zaman düşünce özgürlüğü kapsamına giren bir cümleyi, “şak” diye hakaret kapsamına almak mümkündür... İkisi arasındaki fark, kabak gibi bir fark değildir, matematiksel değildir, kesin değildir, apaçık değildir. Bir de şu var: Aradaki farkı kim saptayacak? Sen mi saptayacaksın, yoksa tartışmalı kararlar verme şampiyonu mahkemelerimiz mi?

DİYORSUN Kİ: Sen şimdi Fazıl Say’ı mı savunuyorsun?
DİYORUM Kİ:
Adaleti savunuyorum. Ne diyor Kuran? “Bir topluluğa karşı olan kininiz sizi adaletten ayırmasın”. Ayetteki “bir topluluğa” ibaresinin yerine “Fazıl Say’a” ibaresini koyarak bir daha oku istersen.

DİYORSUN Kİ: Mahkeme “hakaret olduğunu” tespit etmiş. Yüce Türk adaletine güvenmiyor musunuz?
DİYORUM Kİ:
Vallaha mahkemeler, Hrant Dink’in de Türklüğe hakaret ettiğini saptamış, adamcağızı hedef haline getirmişti... Sonra da vurdular Hrant’ı... Oysa Hrant Dink’in yazdığı metinde “Türklüğe hakaret” yoktu... Sadece meramını iyi anlatamama sorunu vardı.

Haberin Devamı

DİYORSUN Kİ: Ne yani? İster kendi yazsın, ister başkası... Fazıl Say’ın paylaştığı o cümle kabul edilebilir bir cümle mi?
DİYORUM Kİ:
Asla kabul edilemez. Nezaketsiz, sorunlu, kaba bir cümle o... Bizim burada mesele ettiğimiz şey o değil, o cümleye verilen ceza.

Gülseren’in gidişi (2)

CUMHURİYET gazetesinin Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer’in dünkü yazısının girişi...
Aynen aktarıyorum:
“CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç’ın görevinden istifasında, geçen hafta CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın Tarafsız Bölge programına Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun muhalefetine rağmen çıkma ısrarının neden olduğu öğrenildi”.
Utku’nun aktardığı bu bilgi doğruysa...
Ortada çok “tuhaf” bir durum var demektir.

Haberin Devamı

Şöyle ki:
Söz konusu Tarafsız Bölge’ye CHP’den şu isimler katılmıştı:
Muharrem İnce–Grup Başkan Vekili...
Gökhan Günaydın–Genel Başkan Yardımcısı...
Ercan Karakaş–Parti Meclisi Üyesi...
Gülseren Onanç–Genel Başkan Yardımcısı...

Demek ki Kemal Bey...
Muharrem İnce’ye “Tamam, sen katılabilirsin” demiş, Gökhan Günaydın’a “Sorun yok, sen katıl” demiş, Ercan Karakaş’a “Sen de katıl” demiş... Ama sıra Gülseren Onanç’a gelince “Sen dur” demiş, o da durmamış ve katılmış. Mesele buymuş yani...
“Fikir ayrılığı” falan yokmuş.

Bu durumda Kemal Bey’e sormak lazım:
Muharrem İnce’ye geç, Gökhan Günaydın’a geç, Ercan Karakaş’a geç derken Gülseren Onanç’a neden “Dur” dediniz.
Mesele fikirler değilse, nedir mesele?
Gülseren Onanç’ın kara kaşı ile kara gözü müdür?

Haberin Devamı

İkisi de goygoy

BAZI gazeteleri açıyoruz, akil insanlarla ilgili haberler: “Karadeniz bağrını açtı/Ege çözüm istiyor/İç Anadolu tamam inşallah dedi”.
Başka bazı gazeteleri açıyoruz, akil insanlarla ilgili haberler: “Karadeniz yaklaştırmadı/Ege protesto etti/İç Anadolu isyan etti”.

Size bir şey söyleyeyim mi? İkisi de palavra, ikisi de goygoy.
Biri “süreççinin süreççiye propagandası”.
Diğeri ise “süreç karşıtının süreç karşıtına propagandası”.
İşin doğrusu şudur:
Bölgelere giden akil insanlar, işin doğası gereği sınırlı çevrelerle bir araya gelebilmektedir. Buradan “olağanüstü destek” ya da “müthiş isyan” şeklinde genellemeler çıkmaz.

Ver bir içtihat

YÜCE Türk yargıçlarına soruyorum:
Bir lider, bir başka lider için “hain” derse... “Hain” denilen lider de “hain” diyene “Onun kayışı kopmuş” derse... Bunlar hakarete mi girer, düşünce açıklamaya mı?
Başbakan, sürece karşı çıkan köşe yazarlarına “üç-beş çapulcu” derse, düşünce mi açıklamış olur, hakaret mi etmiş olur?

Haberin Devamı

Hüseyin Çelik’e dair ama’lı beş saptama

BİR: İyi ve etkili konuşuyor ama fazla propagandist.
İKİ: Daha fazla ikna edici olabilir ama özeleştiriye fazla prim vermiyor.
ÜÇ: Her meseleyi gündemine alıyor ama her meselede haklı olunamayacağını hesaba katmıyor.
DÖRT: İyi polemikçi ama polemikçiliğin başka polemikçileri kışkırtacağından habersiz.
BEŞ: Üst perdeden konuşuyor ve eziklenmiyor ama muktedirken biraz alttan almak gerektiğinin farkında değil.

iki bin lira

BAKAN Erdoğan Bayraktar’ın kanser hastası genç kızın cebine koyduğu paranın miktarı tartışılıyor.
Kimi diyor ki: İki bin lira...
Kimi diyor ki: O kadar para cepte taşınmaz.
Para verilen diyor ki: En fazla dört yüz lira idi...

Bu tartışmaya şu “telefon mesajı” ile son vermek istiyorum:“Söz konusu olan para değildi canımın içi”.

Yargılama kriterleri

GENERAL: Yargılanır.
PİYANİST: Yargılanır.
GAZETECİ: Yargılanır.
MİT MÜSTEŞARI: Haşa... Sümme haşa...

Biri söylesin

BİRİ sık din değiştiren Tuğçe Kazaz’a, “Din, insanın kendine yakışanı giymesi değildir Tuğçecan” desin.
Biri “şerefli barış” isteyen Ertuğrul Özkök’e, “Barışın şereflisi şerefsizi olmaz, barış saçından tırnağına şereftir” desin.
Biri “1 Mayıs’ta ille de Taksim” diyenlere, “Taksim öyle bir inşaat alanı halinde ki topunuz kaçsa bulamazsınız” desin.
Biri “İlle de yerli otomobil” diye tutturan bakanlara, “Yerli otomobil yapmak, alışveriş merkezi yapmaya benzemez sayın bakanlar” desin.

Yazarın Tüm Yazıları