"Ben daha ölmedim korunmam lazım"

Haberin Devamı

Başlarken...

Emel Erongan, Şerife Uysal, Ayşe Acar, Gülcan Çelen, Sebahat S., Hülya Aydın, Nermin Şen, Fatma Aykanlı, Merve Dağlı... Onlar sadece Mart 2013’te öldürülen kadın bilançosunda resmi kayıtlara ismi geçenler... Ya diğerleri? Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun internet sitesine girdiğinizde bir sayaç bulunuyor. Yıllara göre öldürülen kadınlar bu sayaca kaydediliyor. Nasıl öldürüldükleri, kim tarafından ne nedenle öldürüldükleri... O liste adeta insanın kanını donduruyor. Ki sayaç sadece resmi kayıtlara giren cinayetlerden oluşuyor... Peki, resmi kayıtlara sıradan cinayet ya da başka nedenlerle girenler? Her gün ölüp ölüp dirilenler? Koruma altındayken bile ölüm korkusu yaşayanlar? Artık yeter diyoruz! Yaşamak bir haksa kadınlar yaşasın istiyoruz. Bu yazı dizisinde hem STK’ları, hem hukukçuları, hem devleti, hem de şiddeti ensesinde birebir yaşayanları  bulacaksınız...

Haberin Devamı

Ben daha ölmedim korunmam lazım

Bugün söz, Kadın Cinayetleri Platformu’nda... Üç yıl önce kurulan platform çığ gibi büyüyor. İzmir Sorumlusu Sanem Deniz Kural, nasıl kurulduğunu, bugüne kadar neler yaptıklarını şu çağrılarını hatırlatarak anlatıyor: “Her gün beş kardeşimizin öldürüldüğüne tanık oluyoruz. Kadınlar, hayatlarına dair karar almak isterken öldürülüyor. Ama bu tablo değişebilir. Bunun için öldürülen kadınların davalarında buluşuyoruz. Korunmaları için gerekenin yapılmasını sağlıyoruz. Sizleri de kadınların öldürülmediği dünya için bir araya gelmeye çağırıyoruz.”

Platform ne zaman, nasıl kuruldu?

- Üç sene oldu. Münevver Karabulut cinayeti olduğunda kurmaya karar verdik. Bir son nokta gibiydi. Kadın cinayetlerinin geldiği en vahşi noktayı gösteriyordu. Çeşitli kadın örgütleri, STK’lar bir araya gelerek büyüdü. Öldürülen kadınların aileleri, yakınları da bize katılmaya başladı. Davaları takip etmeye başladık. Münevver Karabulut, Ayşe Paşalı gibi... Şu an her kesimden katılan var.

Haberin Devamı

Platform bugüne kadar neler yaptı?

- Davaları takip etmeyi çok önemli buluyoruz. Özellikle Münevver Karabulut davasında sanıklar neredeyse serbest bırakılacak aşamaya getirilecekken, en üst sınırdan ceza almaları sağlandı. Ayşe Paşalı da çok kritik bir örnek. Paşa’lıyı takip etmeye başladıktan sonra yasalarla da ilgilenmeye başladık. Gerek kadınları korumak açısından gerek kadın cinayetleri sonrası verilen ceza indirimleri bakımından çok eksiklikler vardı. Yeni bir kanundu ve çok eksikti. Sadece nikahlı eşe karşı koruma alınabiliyordu. Ayşe Paşalı’nın öldürülmesine kadar gitti. Ki zaten koruma altında da öldürülen pek çok kardeşimiz oluyor. Ayşe Paşalı cinayetinden sonra Meclis’e gittik. Bir eylem yaptık. Daha sonra da milletvekilleriyle görüştük. Bir de yasa önerisi sunduk onlara. Hemen hemen bütün partilerden vekiller bizim yasa önerilerimizi sundular Meclis’te. Daha sonra yasa geçtiğimiz sene 8 Mart’ta yasalaştı. Tabii o yasa çıkana kadar da çok ciddi mücadele yürütüldü.

Haberin Devamı

Ben daha ölmedim korunmam lazım

Durum o kadar vahim ki

Daha yapılacak belki çok şey var ama öncelikli öneriniz var mı?

- Ceza kanunuyla ilgili ek madde önerimiz vardı. Onun için hala uğraşıyoruz. Henüz gündeme gelmiş değil. “Kadın cinayeti” kavramının açık bir şekilde yasaya girmesini istiyoruz. Bu ceza kanununda ‘töre saikiyle öldürülme’ ağırlaştırılmış maddeler arasına Güldünya Tören öldürüldükten sonra girdi. Yani Güldünya öldürüldükten önce indirim sebebiydi. Şimdi de diyoruz ki, “Kadın cinayeti denen bir şey var.” Şimdi bile çeşitli bakanlıklara başvurduğumuzda “kadın cinayeti” diye bir istatistikleri yok. Ama her gün dört ya da beş kadının öldüğü haberini alıyoruz, o zaman bu yasada da belirtilsin. Koruma kanunu da aynı şey. 8 Mart 2012’de yürürlüğe girdi kanun ama yönetmeliği 10 ay boyunca çıkarılmadı. Ve o 10 ay boyunca yönetmelik olmadığı için polis birçok maddesini uygulamadı. O kadar vahim ki durum! Artık koruma kararı alan kadın kardeşlerimiz bize başvurmaya başladı. Şimdi de bunlarla uğraşıyoruz.

Haberin Devamı

Kadınlara nasıl önayak oluyorsunuz?

- Bizim koruma kararı aldırdığımız pek çok kadın arkadaşımız oldu. Kendi kendine gidip yolunu yordamını bulamıyor. Polisin bu tavrıyla karşılayan bir kadını düşünün. Bir kadının kalkıp evinden polise kadar gidebilmesi zaten zor bir karar. O kararı veriyor, sonra karşısındaki polis de, “Git evine” diyor. Biz kadın kardeşlerimize çağrı yapıyoruz. Avukatlarla kadın örgütlerinin devreye girerek yanlarında olması farklı. Öldürülen kadın kardeşlerimizin hesabını sorup onların mücadelesini yürüttüğümüz kadar, koruma hakkı isteyen kadınlarla ilgili de bunu yapıyoruz. Hayat kurtaran bir mücadele yürütüyoruz. Devlet kurumlarının da artık daha fazla kadın öldürülmemesi için göreve gelmesi gerekiyor. Örneğin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bizim takip ettiğimiz davalara müdahil oluyor. Bu da o davaların seyrini etkiliyor. Bunu Adalet Bakanlığı başta diğerlerinden de bekliyoruz.

Haberin Devamı

Bakanlık dışında siz de ayrı istatistik tutuyor musunuz?

- Bakanlık, “155 kadın öldürüldü” diye açıkladı. Biz ise basında yakalayabildiğimiz ya da ulaşabildiğimiz verilere göre 210 kadın cinayeti olduğu rakamı çıkardık. Bizimkiyle uyuşmuyor. Bilinmeyen, sonradan cesedi bulunan bir sürü kadın da var. Biz platformu kurduğumuzda, Adalet Bakanı, “Yüzde bin       400 kadın cinayeti arttı” diye açıklamıştı.
Ondan sonra da üç sene boyunca hiçbir rakam telaffuz edilmedi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın sadece evli kadınların istatistiklerini açıkladığını düşünüyoruz. Bakanlık aileden sorumlu olduğu için...

Ben daha ölmedim korunmam lazım

Masrafı nasıl karşılasın

Koruma altındaki kadınlar da öldürülüyor. Burada eksik tam olarak nedir?

- Her gün dört-beş kadın öldürülüyor. Yüzlerce kadın korunmak için başvuruyor. “Gerçekle temas etmeyelim, acıların üstü kapansın” diyemeyiz. Kadın, “Devlet beni korumadı” diye feryat ediyor. Yapabileceği her şeyi yapmış, koruma almış, gidebileceği her yere başvurmuş. “Ben daha ölmedim, o yüzden de korunmam gerekiyor” diyor. Bu bir feryattır, kulak tıkamamak lazım. Koruma yasasının düzgün biçimde uygulanması önemli. 24 saat kapınızda koruma beklemiyor. Size yaklaşmama kararı veriliyor ama caydırıcı olmuyor. Çünkü koruma çağrı üzerine geliyor. “Ulaşamazsan 155’i ara” deniyor. Tehditle karşılaşan, hayati tehlike altındaki kadın zaten bu numarayı o an arayamıyor ki... Başında o polisin beklemesi lazım. Binbir güçlükle polisin bekleyeceği kararlar çıkarılabiliyor. Onun da yapıldığı durumda aksaklıklar var. Diyelim bir yere gideceksiniz, haber veriyorsunuz, gelip götürüyorlar ama o polislerin günlük harcamalarını ödemesi isteniyor kadından. Yemek, yol... Bunu hangi kadın karşılayabilir ki?

Ben daha ölmedim korunmam lazım

Bundan emin misiniz?

- İstanbul’da bir kadın arkadaşımızdan istendiğini biliyoruz. Bu aşamaya da çok zor geliniyor. Devlet de, “Biz her kadının başına polis mi dikeceğiz?” diyor. Çok fazla handikap var. Şiddeti önleme ve izleme merkezleri açıldı. Çok önemli bir kazanımdı. Bu merkezler ilk başvuru merkezi olacaktı. Ama koşullar o kadar kötü ki, kadınlar kaçıyor oralardan. İmkanları yeterli olmayan koşulları var. Orada kalanlardan evine dönen kadınlar oluyor. “Burada kalacağıma evime dönerim” deniyor. Yasa çıkıyor ama uygulamada çok fazla boşluk var. Örneğin, kimliğini hatta yüzünü değiştirme maddesi var. Ama SGK’da tüm bilgileri silindiği için haklarını almaya çalışan kadın arkadaşımız var. Kimliğin değişmesinin uygulamada nasıl olacağı bilinmediği için yeni doğmuş kişi gibi sistemde beliriyorlar. Ya da çocuğunun bilgileri gizli tutulması için bir ay milli eğitime gidip gelen kadınlar biliyoruz. “Hayat kurtaracak” dediğimiz bir yasanın hakkı verilerek uygulanması lazım.

Bu eksiklere ve devam eden cinayetlere dikkat çekmek için neler yapıyorsunuz?

- Şu an dört ilde iki haftada bir eylem yapıyoruz. Kemeraltı girişinde cumartesileri saat 16.00’da toplanıyoruz. Çok fazla kadın destek veriyor. Platform 20’den fazla kente yayıldı. Bizimki yaşam hakkı mücadelesi. Kadınlar hiçbir şey yapamıyorsa mutlaka bize ulaşsın. Hayat mücadelesi veren ya da evlatlarını kaybeden kardeşlerimizle kader birliği sağlıyoruz. Ağır cezaların ve yasaların çıkması için çalışıp bunu sağlıyoruz.  Kadınlar yalnız değil. Onu bilsinler...

YARIN: Şiddeti yaşayanlar

NOT EDİN

Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi üçüncü sınıf öğrencisi Sanem Deniz Kural, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun iletişim bilgilerini de verdi:
www. kadincinayetlerinidurduracagiz.net
0 (536) 698 93 97


Yazarın Tüm Yazıları