İstanbul ‘obez’ oldu

İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi’nin, geçen hafta tartışılıp AKP oylarıyla kabul edilen 2012 yılı faaliyet raporu üzerinde CHP Grup Sözcüsü Mehmet Yıldız ağır eleştiriler yöneltirken, “İstanbul’un şişirilerek obezleştirildiğini” söyledi.

Haberin Devamı

Ulaşım sorunu üzerinde “İstanbul erişilebilir bir kent mi?” diye sordu ve şöyle devam etti:
“İstanbul tıkandı. Yolculuklar uzun ve zahmetli ve işkenceye dönüşmüş. Araştırmalara göre ‘Ulaşılabilirlikte İstanbul, dünyanın en kötü ikinci kenti’. İstanbullu trafikte, normalin yüzde 55’i daha fazla zaman harcıyor. Akşamları bir saatlik yol, iki saat 15 dakika sürüyor.
‘Toplu taşıma altyapısı geliştirilecek ve özel araç kullanımı düşük düzeyde tutulacak’ diye Ulaşım Master Planı yapıyorsunuz. Özel araçlara ne kadar çok kavşak yaptığınızla övünüyorsunuz. Karayolu kavşağı yapmada birinci olan yönetim, yürümeyen trafikte dünya ikincisi bir İstanbul.”
Yıldız, AKP’lilere “İki gerçeğin anlaşılması lazım” diyerek şöyle seslendi:
“İstanbul’un ulaşım sorunu karayolu yatırımları ile çözülemeyecek kadar büyük. İstanbul’u plansız büyüttünüz. Şişirdiniz, obezleştirdiniz. Karayolunda tıkanan bir noktada, kavşak yaparak orayı rahatlatmayı düşünmek, obez birinin kemerine bir delik daha açmaktan farklı değildir. Bir müddet sonra kemerin o deliği de, daha sonra açacağınız delik de yetmez.”

RAYLI SİSTEMDE ÇOK GERİYİZ

Yıldız, raylı sistem konusunda da şunları söyledi:
“Raylı sistemde İstanbul çok çok gerilerde. Bu sadece sizin değil, devletin ve geçmiş yönetimlerin de eksiğidir. Sizin yanlışınız ise karayolu yatırımlarından başınızı kaldırıp raylı sisteme önem vermeyişiniz, 1960 ve 70’li yıllarda, İstanbul’un omurgası olan Yenikapı-Levent metro hattını 19 yıldır bitirememiş olmanızdır. Tamamı 23 km olan hattın inşaatı 22 yılı bulacak. Bu gecikme de bir dünya rekoru.”
“Plan hedefine ulaşmak için, 2014-2023 yılları arasındaki 9 yılda 523 km raylı sistem hattı yapılması gerekir. Yıl ortalaması 58.0 km eder. Bugüne kadar İstanbul, yılda yaklaşık 6.45 km raylı sistem yapabilmiş. Bu düşük rakamın sorumlusu olan bu yönetim yılda 58.0 km raylı sistem yapabilir mi?”
Hizmetteki metro hatları, hafif metro ve cadde tramvayları konusunda bilgi veren Yıldız “Sürekli planla oynayıp hedef küçültüyorsunuz. Hedefin küçük tutulmasının ve gecikmelerin gerekçesini de kaynak yetersizliğine bağlıyorsunuz. Kavşağa kaynak buluyorsunuz. 3. köprü ve bağlantı yollarına hükümet kaynak buluyor. İmar yağması ile 100 milyarlarca liralık rantı birilerine dağıtıyorsunuz. Raylı sisteme kaynak bulamıyor, hedefleri aşağı çekiyorsunuz. Sizin İstanbul için 2023 gibi bir hedefiniz olamaz. O hedefin yolları yok. Metrosu yok, tramvayı yok, raylı sistemi yok. Göstermeye çalıştığınız hedefin içi boş. Plan ve planlama anlayışı ciddi bir iştir. Ne yazık ki sayenizde Ulaşım Ana Planı da 1/100 binlik plan gibi ciddiyetini yitirmiş. Bu yüzden İstanbul da yitiriyor, İstanbul da kaybediyor” dedi.
Yıldız sözlerini “İstanbul’da değişimin vakti geldi” diye bitirdi.

Haberin Devamı

Başbakan uyarıyor ama AKP ‘imar cuması’nı sürdürüyor

Haberin Devamı

İSTANBUL Büyükşehir Belediye Meclisi ‘durmaksızın’ çalışıyor; imar planları için... Çünkü ekonomi İstanbul’un imarı üzerinden yürüyebiliyor.
Demek ki gelinen noktadan Başbakan da rahatsız.
Ama yıllar geçtikten sonra imar ile ilgili uyarı yapmanın bir anlamı kalmıyor.
İstanbul tam bir ‘imar bataklığı’na gömülmüş durumda, çıkış yolu da zor görünüyor. Başbakan’ın ciddi uyarısına rağmen İBB Meclisi’nin nisan toplantılarında imar dosyalarının İmar ve Bayındırlık Komisyonu’na akışı eskisi gibi sürdü.
9 Nisan’da 18 dosya
Meclis’e gönderildi. 10 Nisan’da 44, 11 Nisan’da 56 ve 12 Nisan’da da 81 dosya gitti.
Yani toplam 199 dosya, bunların yüzde 90’ı imarla ilgili.
CHP bu dosyaların 29’una şerh koydu. CHP bir günde bu kadar ‘şerh’ koymamıştı Meclis’te.
CHP’li üyelerin, AKP’li üyelerden daha ‘duyarlı’ olduğu söylenebilir.
Son ‘imar cuması’nın en çok tartışılan konusu Esenyurt planlarıydı. Usulsüzlükler nedeniyle binlerce kişi mağdur edilmiş, eylemler yapılmıştı.
Dün meclise gelen Esenyurt Belediyesi’nin planlarının görüşülmesinde tartışmalar oldu. Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu’nun, 2008 yılında Esenyurt’un 1/5000 ve 1/1000 planlarının oybirliğiyle geçtiğini söylemesi tartışma yarattı. CHP’liler buna alındılar! Kadıoğlu’nun, aslında ‘oyçokluğu’ demesi gerekiyordu. Çünkü bazı CHP’li üyelerin itirazı vardı o zaman, araştırılırsa bu isimler bulunabilir.
CHP grubu planın geçmemesi için her türlü engellemeye başvurdu. Her rapor üzerinde görüşme açtırdı. Ancak AKP’liler, Esenyurt planını gündemin ön sırasına çekerek bu engellemeyi aştı. Bu durum karşısında CHP İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı önderliğinde meclis grubu Meclis’te oturma eylemi yaptı. Buna ilçe başkanları ile partililer de dışarıdan gelerek destek verdiler. Grup Başkanvekili Fahrettin Kayhan, Başbakan’ın geçenlerdeki konuşması ile AKP’lileri vurdu. Kayhan şöyle dedi:
“Yeni Esenyurt planı ile kaçak yapılaşmayı tercih ediyorsunuz. Başbakan uyarıyor, ama dinlemiyorsunuz. Bu ‘Siz yapın, biz Meclis’te yasal hale getiririz’ demektir. Nitekim böyle yaparak usulsüzlüklere yasal kılıf uyduruyorsunuz. Eskiden gecekondular kaçak yapılırdı, şimdi de rezidanslar. Plan tadilatları havada uçuştu... Sizin Esenyurt’ta yasal hale getirdiğiniz yapılar, Başbakan’ın dediği gibi dört-beş katlı mı, yoksa 25-30 katlı mı?”
CHP’li üye Doğan Tekel de kürsü önünde Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu’nu alkışlarıyla protesto etti. Aralarında neredeyse yumruklaşmaya varan bir gerginlik yaşandı. Plan, imar deyince Başbakan’ın sözlerine bile kulaklar kapatılıyor.
Özetle, Başbakan’ın uyarısı ‘yanlış’ anlaşılmıştı.

Haberin Devamı

OKUYUNUZ

Ergenekon, Türkiye’nin Arap baharıdır

KANADA’da yaşayan  ‘Haham’ Tuncay’ı önceki gece Ulusal Kanal’da Ümit Zileli’nin programında konuştur. Adam, belli ki çok şeyler biliyor. Ancak, vermek istediği kadarını veriyor. Çok şeyi de kendine saklıyor. Belki de, bazı bilinmeyenleri açıklarsa öldürülmekten falan korkuyor. İpini çeken birileri var yani.
Programda ilginç şeyler söyledi. O’nun iddiasına göre Ergenekon sanıklarının cezası mahkemeden önce kesilmiş. On yıl yatacaklarmış; beşi gitmiş, beşi kalmış! Zekeriya Öz alınmasaymış, bu dava daha çok derinlere gidecekmiş. Orada durdurmuşlar!
“Türkiye’de hukuk yok, güç var!” diyor. (Zaten buna itiraz eden de yok!)
Dışarıdan tezgahlanan bu proje, aynı zamanda ‘Ümmeti çökertme projesi’ imiş. Bunda da başarıya ulaşılmış. Türkiye’de halkın yüzde 5’i İslamı biliyor, 95’i bilmiyormuş.
“Ümmet çöküyor! Uyusunlar İslamcılar!”
“Aslında teori 30 yıl önceye ait. Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmek için. Şimdi o yapılıyor.” diyor Haham Tuncay. Ve şu sözleri de altını çözerek adeta haykırıyor:
“Elhamdülillah Müslüman değilim.”
Bir Yahudi tarikatında maaşlı olarak çalışıyor, Tevrat üzerine çalışma yapıyormuş. Kipası da başındaydı çakma haham’ın. Yahudiler tepe tepe kullansınlar.
“Seni CIA’mı, MOSSAD mı, yoksa her ikisi birden mi kullanıyor?” sorularını “geç onu” dercesine savuşturdu.
Söylediği önemli sözlerden birisi de şuydu: “Ergenekon, Türkiye’nin Arap Baharı’dır. Türkiye’de rejim dönüştürülüyor. Başkanlık sistemine geçilecek, bu iş bitecek. Daha zaman var.”
“Otorite beni maçtan çıkardı, su yatağına aktı. Türkiye’deki mahkeme benim ne tanıklığımı, ne sanıklığımı kabul eder. Evet, 2008’de Ergenekon süreci başladığında maçtan çıkarıldım ben!”
“O mülakatta söylediklerimin hepsini işkence altında söyledim. Hiçbir geçerliliği yoktur.” (Bu sözler Ergenekon davasını çökertmez mi?)
“Türkiye’nin en iyi ihraç malı askeridir. Onu kullanıyorlar, kullanacaklar!”
“Suyun yatağını değiştirdiler. Önlemek istediniz, buna gücünüz yetmedi.”
Bir de felsefe yaptı kendince:
“Ulus devlette halk devletin demirbaşıdır. Başkanlık sisteminde bu olmaz.!
Bana öyle geliyor ki belli mihraklar haham bozuntusunu halâ kullanıyorlar. Türkiye’de başkanlık sisteminin yerleşmesini hevesle ve ısrarla savunduğuna göre…
Konuşmada bir de İlhan Kesici anekdotu verdi.
“Kesici İstanbul belediye başkanı adayı idi. Karşısında da Tayyip Erdoğan vardı. ANAP iktidarda idi. Belli başlı tarikatlar, Nurcusu Süleymancısı ile Kesici’yi destekliyor diye bir hava estirdiler. Sonuçta Tayyip Erdoğan Kazandı.”
Demek istedi ki, tarikatlar Kesici’yi değil, Erdoğan’ı desteklediler. Yani ya ANAP’ı, ya Kesici’yi kandırmış oldular.
Bir de itham var sözlerinde:
“İşkence altında beni mülakata aldıran, dönemin içişleri bakanı Sadettin Tantan’dır.”
Sanırım, Tantan, bu merakı giderecektir.
Haham’ı sorgulayan Ahmet İhtiyaroğlu adındaki polis şefi, bakın yıllar sonra neler söylemiş:
“Tuncay Güney bize özel olarak gönderilmiştir. Lanet olsun! Oyuna geldik. Bu ifadeyi alarak bu kadar insanın hapislerde yatmasına alet olduk. Büyük acı çekiyorum. Keşke ‘yalan söylüyorsun’ deyip, kafasına sandalyeyi geçirseydim.”

Mehmet Necati GÜNGÖR

Yazarın Tüm Yazıları