Kocaoğlu’nun kararı seçimleri şekillendirecek

Haberin Devamı

DÜN kaldığım yerden devam edeyim.
Neler yazmıştım.
* İzmir’de son birkaç seçimde MHP’nin tabanın diğer partilere kayma olduğunu, yerel seçimlerde ağırlıklı olarak MHP’li seçmenin Aziz Kocaoğlu’ndan yana oy tercihini kullandığını söylemiştim.
2014 seçimleri MHP açısından da önemli olacak.
İzmir’de yüzde 17’lere kadar çıkmış ve ikinci parti olmuş MHP, yüzde 7’nin üzerine çıkamadı son seçimlerde...
Dolayısıyla İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayının güçlü bir isim olması lazım ki, MHP eski oylarını yeniden test edebilsin.
Aksi halde oylar yine başka partilerin büyükşehir adaylarına gidebilir.
* AK Parti için de 2014 seçimleri çok kritik olacak. Kimin aday gösterileceği elbette merak konusu... İlk akla gelen isim Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım... Yıldırım’ın İzmir’e olan ilgisi, özeni, yatırımlar konusundaki tercihlerini herkes çok yakından biliyor. Ama ben Yıldırım’ın İzmir’den aday olacağını zannetmiyorum. Ama hep söylüyorum, adaymış gibi çalışacağından kimsenin şüphesi olmasın. Siyasetteki deneyimini, tecrübesini ve ağırlığını ortaya koyacaktır. Bir önceki milletvekilliği seçimlerinde hepimiz gördük. Müthiş bir tempoyla çalıştı, yine aynı şekilde seçim çalışmalarında yer alacaktır. Akla gelen ikinci isim ise, Kültür ve Turizm eski Bakanı Ertuğrul Günay, “Belediye başkan adaylığı olmaz” diyecek kadar net konuşan Günay’ın birkaç açıklamasında adaylığa daha esnek baktığını gördüm. Olur mu, olur... Günay da AK Parti’nin adaylarından biridir. Şunu söyleyebilirim. AK Parti İzmir’de aday sıkıntısı çekmez. Zaten parti içinde adaylığı aklından, gönlünden geçiren birçok kişi bulunuyor. Bu isimlerden bazılarını zaten İzmir kamuoyu çok yakından biliyor. Hepsi de olabilecek isimler olarak kulislerde konuşuluyor.
* Gelelim CHP’ye... Net olan bir şey var. O da Aziz Kocaoğlu’nun kararının nasıl olacağı... İki dönemdir büyükşehir belediye başkanı olan Kocaoğlu’nun önce kendi kararını vermesi bekleniyor. Kocaoğlu, yine aynı tarihi işaret ediyor, “seçimlerden altı ay öncesi...” Yani, eylül ya da ekim aylarında Kocaoğlu, daha önce yaptığı gibi aday olup olmadığını kamuoyuyla paylaşacak. 2009’da da Genel Merkez’in kararından çok önce çıkıp “Adayım...” demişti. O dönem Genel Başkan olan Deniz Baykal ise Kocaoğlu ile ilgili kararını üç ay sonra açıklamıştı. Yine aynı şey olabilir. Bu sefer de Kemal Kılıçdaroğlu, diğer illerdeki adaylık sürecini dikkate alarak İzmir’in büyükşehir adayını paralel zamanda yapabilir. Ama ne olursa olsun... Görevde olan bir başkan olarak, herkesin Aziz Kocaoğlu’nun ağzından çıkacak sözlere konsantre olması gayet normaldir. Sonuçta AK Parti’nin de MHP’nin de adayları belirleme süreci yine Kocaoğlu’nun kararına göre şekillenecektir. Kocaoğlu aday olmasa, CHP’nin adayı kim olur? Dediğim gibi AK Parti’nin de CHP’nin de aday sıkıntısı olmaz.
Taliplisi çok olur...

Haberin Devamı

Satır arasındaki mesaj

Haberin Devamı

Dün Aziz Kocaoğlu’nun açıklamalarının satır aralarında net bir bilgi var.
Yeniden adaylık için şöyle diyor Kocaoğlu...
“Ben belediye başkanıyım. Genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’yla bu konuyu görüşmedim. 2009 yerel seçim döneminde de Deniz Bey’le da adaylığımı konuşmadım. Belediyelerin durumunu konuştum. Kendi durumumu konuşmadım, konuşmam da! Niye konuşayım ki? Gidip de ‘beni aday yapacak mısınız’ diye niye sorayım?”
Özet...
Kocaoğlu şöyle diyor:
“Ben önce aday olup olmadığımı kendim karar verip kamuoyuyla paylaşacağım...”

Şu Kordon meselesi...

Bir şeyi on defa konuşmaya gerek var mı? Bakıyorum, konuşuyoruz. Kast ettiğim Kordon... Yerel yönetim en başından bu yana açık ve net konuşuyor.
“Kordon İzmir’in gözbebeği, buraya gecekondu yaptırmam” diyor.
Bu yüzden birkaç tip öneri ortaya kondu, itiraz edenler oldu, “Yapmam” diyenler çıktı. Sonunda ortak bir nokta buluşuldu.
Peki ne değişti?
Yani söylenen bir şey zaman geçince tekrar mı edilmesi gerekiyor, bir kez daha hatırlatılması mı gerekiyor, her seferinde uyarılması mı gerekiyor?
Gerçekten anlamakta zorlanıyorum.
İşletme sahibi arkadaşlar...
Bu uygulamalar sizin aleyhinize değil ki, iş yapmayasınız diye değil ki, mağdur olasınız diye ki...
Ben bir vatandaş olarak, İzmir’i seven, Kordon’da oturmaktan keyif alan biri olarak yazıyorum.
Böyle olursa kimse gelip oralarda oturmaz.
Madem “Kaliteyi yükseltelim, İzmir’e güzel ve yeni mekanlar kazandırılalım” diye konuşuyoruz.
O zaman bir standardın korunmasından yanayız.
Biz kimiz?
İzmirli olarak...

Yazarın Tüm Yazıları