Savaşın elleri
Güncelleme Tarihi:
Suriye'de yaşanan kardeş savaşını anlatmak için ciltlerce kitap yazılabir, binlerce fotoğraf yayınlanabilir. Ancak hiçbiri yaşanan dehşeti bugün Adana'dan gelen fotoğraf kadar çarpıcı gösteremez. Küçük bir çocuğun iç çatışmadan önce kardeşine dokunuduğu, oyuncaklarıyla oynadığı elleri... Ve savaş sonrası. O küçük parmaklardaki savaşın acı izleri...
SURİYE’deki iç çatışmada yaralanan ve tedavileri için getirildikleri Adana’da kaldıkları çadır kentten ayrılan 32 yaşındaki Besil Haydar eşi 22 yaşındaki Nura Mahzun ve yüzleri yanık olan 2 çocuğu hastane bahçesinde kalıyor.
Halep’in Yazıbağ Mevkii’nde oturan Besil Haydar ile 6 aylık hamile olan Nura Mahzun çiftinin evleri 2 ay önce hava saldırısına hedef oldu. Saldırıda çiftin çocukları 2 yaşındaki Rahaf Haydar ile 1 yaşındaki Haydar Besil yaralandı. Yaralanan çocukların anne ve babası tarafından Hatay’ın Reyhanlı İlçesi’ne getirildi. Reyhanlı Devlet Hastanesi’nde tedavi edilen çocuklar, Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne bağlı Seyhan Uygulama Merkezi’ne sevk edildi. Burada tedaviye alınan çocuklardan Rahaf Haydar’ın iki el parmakları kesildi. Yüzleri de yanan çocuklar burada tedavi edildikten sonra aile, Adana’daki çadır kentte yerleştirildi. Kendilerine verilen çadırda kalan aile, 2 gün önce ülkelerine dönmek için kendi istekleriyle kamptan ayrıldı.
Adana otogarına gelen aileye vatandaşların ihbarı üzerine polis ve sağlık ekipleri müdahale etti. Ambulansla TOKİ Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürülen çocuklar tekrar tedavi edildikten sonra yine taburcu edildi. Ancak Suriyeliler bu kez hastanenin parkında kalmaya başladı.
 |
| Rahaf ve Haydar hava saldırısına hedef oldu. |
"BİR BOMBA HAYATIMIZI YIKTI"
Bir bomba ile yaşamlarının altüst olduğunu anlatan Besil Haydar saçları, yüzü ve elleri yanıp tanınmayacak hale gelen kızını öperek, şunları anlattı: "Savaştan önce TIR şoförlüğü yapıyordum. Savaş çıkınca işimden oldum. 2 ay önce hava saldırısında evimizin üzerine bomba düştü. Duvar yıkıldı, evim alevlerin arasında kaldı. Çocuklarımı kurtaramadım, onlar yanıp bu hale geldiler. Tedavi için Türkiye’ye geldik. Tedavimiz tamamlanınca taburcu edildik, ama çocuklarımın vücudundaki yaralar hala iyileşmedi. Çadır kent soğuk olduğu için hastalandılar. Buralarda kapalı yerler sıcak oluyor."
Yeni bir yaşam kurmak için Türkiye’ye geldiklerini ifade eden anne Nura Mahzum ise, şunları söyledi: "2 ay öncesine kadar kendi halinde yaşam süren bir aileydik. 2 yavrumuz vardı, bir de bebek bekliyorduk. Tek istediğimiz başımızı sokacak bir ev, eşimin çalışabileceği bir iş. Güzel kızım başına gelenlere anlam veremiyor. Parmaklarının geri geleceğini sanıyor. Ama, yüzünü hala görmedi, üzülmesin diye aynalardan uzak tutuyorum."