Kahraman’da buluştular

Sarıyer’deki Balıkçı Kahraman’a ne zaman gitsem, mutlaka birkaç ünlüyle denk geliyorum.

Haberin Devamı

/images/100/0x0/55eabbd7f018fbb8f8934339

Önceki akşam da öyleydi...

Eda Taşpınar, Ajda Pekkan, Abdullah Avcı ve Christoph Daum oradaydı.

Hepsi ayrı ayrı masalarda...

Bir süre sonra Milli Takım Teknik Direktörü Abdullah Avcı, Daum’un masasına gitti.

İki teknik direktörün buluşmasını ve Galatasaray-Schalke maçı yorumlarını dün hurriyet.com.tr’ye yazdım.

Avcı kalkarken, “İstanbul’da sizin için yapabileceğimiz bir şey var mı?” diye sorunca, Daum espriyi patlattı:

Bundan sonraki maçları kazanın yeter...”

Gecenin ilerleyen saatlerinde Daum, Ajda Pekkan’ı fark etti ve onun masasına geçti.

Bu sırada Daum’un sıkı bir Ajda hayranı olduğunu öğrendik.

Yıllarca Türkiye’de yaşayan Daum, pek çok şarkısını bildiği Ajda’dan “Süper Star” olarak bahsediyor.

Yakar Geçerim şarkısı da olay oldu” diye hatırlatınca “O hangi şarkı bilmiyorum” dedi Daum...

Son birkaç yılı kaçırmışım, Ajda şarkıları konusunda kendimi update etmem lazım” diye de ekledi.

Galatasaray-Schalke maçını bir Alman televizyonu için yorumlamaya gelmişti Daum...

Almanya’ya dönerken Ajda’nın albümünü alacağını ve “Yakar Geçerim”i de dinleyeceğini söyledi.

Galatasaray-Schalke maçı içinse ibrenin Galatasaray’dan yana olduğunu söyledi.

Umarım Daum’un dediği dün gece çıkmıştır ve Galatasaray ikinci maç için avantajlı bir skor elde etmiştir.

Haberin Devamı

Ebru Gündeş fiyatını üçe katlamış

Ebru Gündeş’in evlendikten sonra kendini yeni bir yere konumlandırdığını yazdım...

Hem izleyici profili hem giyim kuşamıyla, “eski kaküllü kız yok artık” dediğim yazıma bir ek bilgi geldi.

Konser ücreti olarak da yeni bir yere konumlandırmış Ebru Gündeş kendini...

Eskiden 40 bin lira alırken şimdi İstanbul içi konserler için istediği rakam 100 bin lira olmuş.

Menajerlik komisyonlarıyla birlikte bu rakam 120 bin lira oluyormuş.

Ekonomik açıdan rahatlamış olmanın etkisi böyle oluyor demek ki...

/images/100/0x0/55eabbd7f018fbb8f893433b

Haberin Devamı

THY’yi bugüne kadar kimler giydirdi

Dünkü yazımda THY’nin halen kullanılan kıyafetlerini Faruk Saraç’ın tasarladığını yazmıştım.

Saraç’ın tasarladıkları sadece yer hizmetlerindeki personelin kıyafetleriymiş.

Halen kabin memurlarının kullandıkları kıyafetleri ise Vakko hazırlamış.

Vakko bu konuyla ilgili bir kronoloji gönderdi bana...

THY’nin kabin içi kıyafetlerini son 18 yıldır hazırlayan firmalar şöyle:

1994-1995: Tüm kıyafetler UKİ tarafından hazırlandı.
1996-1997: Kadınlar Altınyıldız, erkekler UKİ...
1998-1999: Vakko
2000-2002: Kadınlar Vakko, erkekler Mithat...
2003-2005: Vakko
2006-2007: Cemil İpekçi
2008-2012: Vakko (yer hizmetleri Faruk Saraç)

Faruk Saraç: THY tasarımcıya haksızlık yapıyor

Haberin Devamı

Vakko “Bugünkü tasarımlar bize ait” deyince telefon açtım, durumu Faruk Saraç’a sordum.

Saraç yer hizmetlerindeki personelin kıyafetlerini hazırladığını teyit etti.

Ancak ilginç bir şey de söyledi.

Saraç’ın yer hizmetlerinde tasarladığı fulardan cekete ve eldivene kadar her şeyin üzerinde Vakko imzası varmış.

THY tasarımcıya büyük haksızlık yapıyor. Kıyafetlerin üzerine tasarımı yapanın değil, üretimi yapan firmanın adını yazıyor” dedi.

Şu bilgileri verdi:

“Ben THY’ye 405 parçalık koleksiyon hazırladım. Ve bu işin sonunda bırakın kâra geçmeyi, 35 bin lira zarar ettim.

Çünkü tasarımcı ihale alıp üretime girmez, tasarımı teslim eder, üretimi yapan başkasıdır.

Söylendiği gibi de tasarım için büyük paralar ödenmez.

THY bana bedava uçuş hakkı verdi, bir sene içinde uçmadığım için daha sonra da onları iptal etti.

Bir de bana yapıldığı gibi ürünlerin üzerine tasarımcının imzasını atmıyorlar.

Bugün yer hizmetlerindeki kıyafetlerin hepsi benim; fularından ceketine, paltosuna kadar ama imzam yok...

Ne yapayım? THY’ye, Vakko’ya dava mı açayım?

THY’ye kıyafet hazırlamak tasarımcıya para değil sadece prestij kazandıran bir iştir. Bu yüzden Dilek Hanif’e de haksızlık yapıldığını düşünüyorum...”

Haberin Devamı

/images/100/0x0/55eabbd7f018fbb8f893433d

Nilgün Belgün, New York’ta oynayacak...

Nilgün Belgün bir süredir “Aşk ve Komedi” adlı tek kişilik gösterisini sahneliyor İstanbul ve çeşitli illerde. Ben henüz izleme fırsatı bulamadım ama benim gibi “kadın stand-up’çı olmaz” diyenlere bile şapka çıkartıyormuş.

Kendi hayatından anılar anlatıyor, sevinçlerini, hüzünlerini paylaşıyor bu gösteride.

Sahnede sirtaki yapıyor, tango yapıyor.

Geçenlerde gördüm Nilgün’ü, bir heyecanlı bir heyecanlı...

Nedir bu mutluluk” deyince anlattı;

New York’ta sahnelemeye hazırlanıyormuş gösterisini.

Amerika Türk Kadınlar Birliği oyunun methini duymuş ve New York’a davet etmiş...

17 Mart’ta New York’ta sahneye çıkacak olmanın mutluğunu yaşıyor şu aralar Nilgün.

Amerika’daki Türkler bile izleyecek oyunu, bize de burada hâlâ izlememenin ayıbı düşsün.

Yazarın Tüm Yazıları