Melek’i yaşarken yalnız bıraktık hiç değilse ölüyken yanında olalım

BENİM adım Melek.

Ben bir ölüyüm.

Haberin Devamı

*

Çektiğim acılar yüzünden aklımı yitirdim.
Kocam, kaynanam, kayınpederim beni sürekli dövdüler.
6 ay boyunca aç biilaç beni tuvalete bağladılar./images/100/0x0/55ea5fc7f018fbb8f87bc931
Minicik bir yerdi.
Bildiğiniz kenef işte.
Penceresi bile yoktu.
Kokuyordu.
Yalnızlık, gözyaşlarıma karıştı.
Gözyaşları kalbime aktı.
Ne koruyanım ne kollayanım oldu.
Ne de “Nicedir Melek’ten haber yok, nerededir bu kız?” diyenim.
En çok da bu koydu bana...
Bir başıma geldim bu dünyaya.
Bir başıma gittim.

*

O kenefte 6 ay kaldım.
İpe bağlı olarak.
Bir köpek gibi.
6 ay aç bıraktılar, gebereyim diye.
Ara ara kuru ekmek verdiler, kemireyim diye.
“Deli Melek”tim onlar için.
Bir köpekten daha değersiz.
30 kiloya düştüm.

*

Daracık bir kenefti.
Evin de en pis, en lanetli yeri.
Ortasındaki kara delik kadar değerim yoktu.
Beni alsın da o delik, çeksin içine, çilem bitsin diye çok dua ettim.
O deliğe baka baka geceyi ettim, sabahı ettim.
Oturmaktan vücudumun her yeri kireçlendi.
Bacaklarımda, kalçamda yaralar oluştu.
Yaralarım kurtlandı benim.
Orada, öylece, “kurtlu yaralarım”la ölümü bekledim.

*

Haberin Devamı

Benim yaşadığım hayat değildi.
Ama öyledir bizim oralarda.
Ağrılı bir “çocuk gelin”dim ben.
16 yaşında evlendirildim.
18’ine girmeden hamile kaldım.
Ne aşk bilirim ne şefkat...
Hep horlandım, hep dayak yedim.
O kadar acı çektim ki, “Öleyim” diye dua ettim.

*

İlk doğumumu karlar üstünde yaptım.
Yine sokağa atmışlardı beni.
Bebeğim de o karlar üzerinde ölü doğdu.
İşte o zaman delirdim.
Zaten normal bir bebek gibi doğsaydı da, bu şartlar altında yaşayamazdı.
Deli Melek”in “deli oğlu” olacaktı.
Ölmesi iyi oldu.

*

Ailem önceleri beni kurtarmaya çalıştı.
Sonra, “Yeri kocasının yanıdır” diye geri yolladı.
Beni arayıp sorduklarında, iş işten geçmişti.
Polisle geldiler, baskın yaptılar o kenefe.
Beni o halde, bir deri bir kemik, beyaz bir bezin içinde buldular, 30 kiloya düşmüş, bağlanmış bir halde.
Ağrı Valisi Ali Yerlikaya’nın talimatıyla Ağrı Devlet Hastanesi’ne kaldırıldım. Oradan Erzurum’a, sonra Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim Araştırma Hastanesi’ne...
Ne yaptılarsa fayda etmedi.
Öldüm.
Bazen zaten bir ölüydüm.
İyi ki öldüm.
Şimdi huzurluyum...

*

Haberin Devamı

Ama...
Ben değilim!
Biz değiliz!
Bu ülkenin kadınları huzurlu değiliz.
Seni düşündükçe Melek, hangi şartlarda öldüğünü düşündükçe biz de delirecek gibi oluyoruz!
Nasıl oluyor da...
Kocan, kayınvaliden, kayınpederin tutuksuz yargılanıyor.
Nasıl oluyor da...
Hâkim, onları tutuklu yargılamaya gerek görmüyor?
Ortada bir “suç” yok mu?
Sen bütün bu yazdıklarımı yaşamadın mı?
Sen delirmedin mi?
Sen ölmedin mi?
Onlar, seni ölüme mahkûm etmedi mi?
Bunun bir “ceza”sı yok mu?

*

Melek Karaaslan’ın bir sonraki duruşması 14 Mart’ta, Van’da.
Bu ülkenin kadınlarının “kurban” olmadığını gösterelim.
Gidelim.
Melek’i yaşarken yalnız bıraktık, hiç değilse ölüyken yanında olalım!

HAMİŞ:
Van Kadın Derneği (VAKAD) kadınlar tarafından kadınların ekonomik, sosyal, bireysel, kültürel, toplumsal ve politik anlamda güçlenmelerine katkıda bulunmak amacıyla 2004’te Van’da kuruldu. Van’ın yanı sıra Muş, Bitlis ve Hakkâri’de de çalışmalar yapıyor. O bölgenin kadınları için elinden gelen her şeyi yapıyor. VAKAD, 14 Mart’taki duruşmaya bütün kadın derneklerini, hepimizi davet ediyor. Gidelim, Melek ve acı çeken bütün kadınlar için orada olalım...

Yazarın Tüm Yazıları