Bak snob arkadaş beni iyi dinle

EY snob Türk aydını...

Haberin Devamı

Her ağzını açışta, “Türk halkı gazete okumaz, kitap okumaz” diyen adam.

Hem gazetecileri, hem kitap yayıncıları durmadan aşağılayan, küçümseyen arkadaş.

Kendi yarattığı klişenin, kendi diktiği putun müridi haline gelen sözde münevver...

Şimdi sana bir ev ödevi...

Doğan Hızlan’ın dün Hürriyet’te yazdığı yazıyı ve verdiği rakamları hatmedeceksin.

Mutlaka okumuşsundur da, işine gelmediği için hiç ağzını açmaz, çıt çıkarmazsın.

Ama senin sakladığını ben ifşa edeceğim.

İşte sana Türkiye Yayıncılar Birliği’nin raporundan bazı rakamlar:

TÜRK HALKI GAZETE VE KİTAP OKUMAZ DİYENLERE

Dünya yayıncılık listesinde
...

14’ÜNCÜ SIRA Kitap başlığına göre Türkiye 14’üncü sırada.

15’İNCİ SIRA Ciro hesabına göre ise 15’inci sırada.

1 MİLYAR Yıllık kitap satışı 1 milyar 150 milyon lirayı buldu.

480 MİLYON 2012 yılında Türkiye’de 480.257.824 adet kitap üretildi.

14 BİN BAŞLIK 2012 yılında toplum bilimleri alanında 14 bin 342 kitap başlığı yayınlandı. 1137 felsefe ve psikoloji başlığı çıktı.

İDDİA EDİYORUM Türkiye, yeni kitapların çevrilmesinde, dünyanın en gelişmiş birçok ülkesinden bile ileridir.

EKONOMİ’DE DÜNYA 17’NCİSİ, KİTAPTA DÜNYA 14’ÜNCÜSÜ

Kısaca Türkiye, kitap alanında bir rönesans yaşamaktadır.

Ekonomisi dünya sıralamasında 17’nci sıradayken, yayınlanan kitap bakımından 14’üncü sırada bulunmaktadır.

Aynı şeyi gazeteler içinde söyleyeceğim.

Birleşmiş Milletler, bir ülkede gazete istatistiğini, “18 yaş üzerinde her bin kişiye düşen gazete” üzerinden hesaplar.

Bu rakamı dikkate aldığınızda, İngiltere, Almanya, Kuzey Avrupa ülkeleriyle Avusturya ve İsviçre’yi bir yana bırakırsanız, Avrupa’nın en iyilerinden biridir.

Evet snob arkadaşım.

Türk gazetecilerine ve kitap yayıncılarına durmadan çakıyorsun ama rakamlar ve gerçekler seni tekzip ediyor.

Sen inanmasan da, Türk halkı gazete de okuyor kitap da...

Hadi bakalım şimdi sınıfın köşesinde tek ayak cezasına...

Haberin Devamı

Saydım tam 150 kere ‘f.ck’ kelimesi geçiyor

KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay o film konusunda haklı olabilir mi?

Herkes ona yüklendi... İlk bakışta ben de garipsedim.

Ona ne diye düşündüm.

Sonra oturup filmi bir daha seyrettim.

Brad Pitt’in oynadığı “Kill them softly” filminin bazı rakamlarını çıkardım.

150 KERE F.CK Filmde 150 kere “F.ck” kelimesi kullanılıyor.

Herhalde bu kelimenin manasını çevirmem gerekmiyor.

İKİ CİNSEL İLİŞKİ İki cinsel ilişki sahnesi var.

KONUŞMALAR Bazı sahnelerde oral seks ve hayvanlarla ilişki konuları geçiyor.

Film Türkiye’de gösterime 15 yaş üzeri izinle çıktı.

Günay mümkünse gösterimden kaldırılmasını, yoksa en azından 18 yaş üstü izin verilmesini istedi.

Ben de oturup bu film öteki ülkelerde hangi yaş sınırlamalarıyla gösterime çıkmış ona baktım.

-Avusturya 15, İrlanda 18, İngiltere 18, Yeni Zelanda R (18 yaş altındakiler ancak ebeveynleriyle seyredebilir) 16, Hollanda 16...

-Geçen yıl travmatik seri cinayetlere sahne olan Norveç 15, Danimarka 15, Kanada 18, Portekiz 12 (Akdeniz ülkesi olduğundan küfre alışkın olduğu için mi).

-Brezilya 16, Japonya 15, Almanya 16, ABD R.

Her ülke farklı yaş sınırlaması getirmiş.

Yani, bakan yaş sınırlaması bakımından haklı olabilir.

Haklı olmadığı nokta, filmin gösterimden kaldırılmasını istemesiydi.

Filmi iki kere izledim. Açıkçası bir Tarantino filmi bekliyordum, düş kırıklığına uğradım.

Yine de Brad Pitt ve James Gandolfini’nin oyunu için seyredilir.

Bu film ancak Tarantino meraklılarının dikkatini çeker.

Oysa bana göre kötü bir filmdi.

Bakan çıkıp, “Bu filmde bir Pulp Fiction, bir Rezervuar Köpekleri göreceğini sananlar yanılır. Kötü bir Tarantino taklidi olmuş” deseydi...

İşte bu cümle beni daha çok etkilerdi.

Şu sıralar hasretle Tarantino’nun yeni filmini seyretmeyi bekliyorum.

Haberin Devamı

Hülya Avşar Sicilya kadını tarzı göz makyajı ve saçı denese

KÜÇÜK bir defterim var. Oraya hoşuma giden şeyleri yazıyorum.

Dünkü notlarım şöyle

-HÜLYA AVŞAR’ın dünkü gazetelerin arka kapağındaki yeşil elbiseli reklam fotoğrafını çok sevdim.

Askılı elbise ve oturuşu bana Marc Jacobs’un Louis Vuitton için hazırladığı efsane 2009 koleksiyonundaki elbiseleri ve fotoğrafları hatırlattı.

Hülya Avşar’ın yerine olsam, Dolce&Gabbana’nın bu yılki reklamlarında kullandığı Sicilya kadını tarzına uygun saç ve makyajı da denerdim.

İyi gideceğine eminim.

-PARIS MATCH dergisinin son sayısında 60’lı yılların büyük şarkıcısı Adamo’yla bir mülakat var. Son CD’sindeki şu şarkı dizesini çok sevdim:

Mutluluğun hatırası da mutluluktur.”

Kaybettiğim büyük bir mutluluğun hatırasını hep ıstırap verici bir duygu olarak yaşadım.

Bir de bu açıdan bakacağım.

Unutturmaz ama belki güzel hatırlatır...

-SELÇUK YÖNTEM’le birlikte yaptığımız “Arta Kalan Zamanda 2” CD’sinin ilk baskısı bir haftada tükendi.

Yeni baskısı yapılıyor.

Türkiye’de aryalardan oluşan bir CD’nin başarısı dikkat çekici.

-İLBER ORTAYLI geçen hafta bir mülakatta Türk edebiyatının Nobel’i romanla değil, şiirle hak ettiğini söyledi.

Yüzde 100 aynı fikirdeyim.

Büyük şiirdir Türk şiiri...

Yazarın Tüm Yazıları