Sinemada o kadar da iz bırakmayan edebiyat uyarlamaları

Güncelleme Tarihi:

Sinemada o kadar da iz bırakmayan edebiyat uyarlamaları
Oluşturulma Tarihi: Ocak 05, 2013 00:00

The Hobbit, kitaptan sinemaya uyarlanan filmlerin tek örneği değil elbette. Bugüne dek okumaya üşendiğimiz noktada sinema sanatı hangi filmlerle yetişip bize kol kanat germiş, hatırlayalım.

Haberin Devamı

Ferrarisini Satan Bilge: Robin Sharma’nın kişisel gelişim kitabını sinemaya uyarlamak amacıyla yola çıkan proje, yapımcının “Hazır ortada Ferrari varken birkaç aksiyon sahnesi eklesek iyi olacak” tavsiyeleri üzerine konudan gitgide saparak, bir Budist rahibinin Formula-1 Monaco Grand Prix’inde yaşadıklarını anlattığı hale geldi, vizyona girmeden adı ‘Amansız Takip’ olarak değişti. Ortalama gişe başarısıyla Ferrari’nin günlük kirasını çıkartmış, yapımcısının yüzünü güldürmüştür.
En Güzel Sütlü Tatlılar: Dünyanın ilk ve son yemek kitabından uyarlanan filmi olan yapım, 3 saat boyunca izleyiciyi bir mutfağa hapsederek sinema tarihinde kalıcı bir yer edindi. Ülkemizde de kısa bir süre gösterime giren film, gişede sınıfta kalmasına rağmen sadece Derya Baykal tarafından beğenildi.
Cin Ali ve Kınalı Kuzusu: Bir döneme damgasını vuran kitabın, sinemaya uyarlanma süreci oldukça sancılı geçmişti. Cin Ali rolünü hakkıyla oynayabilmek için diyete başlayan dönemin ünlü aktörü Erman Termeler’in aşırı kilo kaybından vefatı nedeniyle ara verilen proje, sonraki denemede de jönlerin aynı sebepten aramızdan ayrılmasıyla birlikte rafa kaldırılmıştı.
Sofi’nin Dünyası: Felsefeyi çocukların bile anlayabileceği bir biçimde anlatarak birçok insanın favorisi haline gelen kitabın uyarlaması, çekimler sırasında birbirine gire Platon’cularla Sofokles’çilerin kavgası nedeniyle güçlükle tamamlanmıştı. Kaydı kesmeyen yönetmenin çabaları sayesinde kavga sahneleri 300 Spartalı’da kullanıldı, filmin kalanı direkt çöpe atıldı.
Savaş ve Barış: Sinemaya ilk uyarlama denemesinde birinci cildin ortalarına doğru yönetmenin “Bitmiyooor! Bitmiiiyoooor” diye bağırarak dağlara koşması sonucunda yarıda kalan proje, 1946 yılından bu yana tamamlanmaya çalışılıyor.
Meydan Larousse: Sinema eleştirmenlerince ‘Yüzyılın en gereksiz kitaptan uyarlama denemesi’ olarak kabul edilen Meydan Larousse: The Movie, ‘Aba-Bab’ isimli ilk bölümünün yayınlanmasının ardından sessiz sedasız rafa kaldırıldı.
Ana: Maksim Gorki’nin ölümsüz romanı, Ayşen Gruda’nın efsanevi oyunculuğuyla birleşince ortaya çıkan şaheser 90’lı yıllara damgasını vurmuştur. Kimi eleştirmenler tarafından kitaba tam olarak uyulmadığına yönelik tepkiler alsa da gönüllerde önemli bir yer edinmeyi başardı.
Kürk Mantolu Madonna: Bir türlü çekimleri tamamlanamayan film, yapımcısının parayı kurtarma çabaları sonucunda İstanbul Fashion Week açılış defilesi olarak sahnelenmiş, özellikle defile finalinde söz konusu kürk mantoyu tasarlayan Hakan Akkaya seyirciden büyük alkış almıştır.
Yeraltından Notlar: Dostoyevski’nin en önemli eserlerinden olan Yeraltından Notlar’ın çekimleri esnasında ticari kaygılarla senaryoda ufak tefek değişiklikler yapan yapımcı firma, son olarak eserin adını da ‘Ninja Kaplumbağalar’ olarak değiştirerek gişede önemli bir başarı elde etmiştir.

Tarihte bugün

Haberin Devamı

5 Ocak 0001: Miladi takvimin ilk yılında sık sık “Ya 1’ler gelince uçan dairelere bineceğimizi sanıyodum” şeklindeki sözlerle, yaşanan hayal kırıklığı ortaya serildi.
5 Ocak 0030: Tarihte ilk defa ‘Son 30 yılın en soğuk kışı’ yaşandı.
5 Ocak 1072: Yeni yıla yeni topraklarında giren Türkler arasında sıkkınlıkların başlaması üzere hizmete açılan ‘Şen Malazgirt Tavla Nargile Cafe’ büyük ilgi gördü.
5 Ocak 1902: Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin henüz kurulmamış olmasını fırsat bilen Uzun Gemici Sokakspor, Bağlarcaddesi Gücü ve Havacılar Mahallesi İdman Yurdu futbol takımları kendilerini ‘3 büyük’ ilan etti.
5 Ocak 1922: Düşman işgalinden kurtulan Adana’da kutlamalar esnasında haddinden fazla kebap ve şalgam tüketen bir grup Adanalı, hastaneye kaldırıldı.
5 Ocak 1942: Yeni yıl beklentileri sadece 5 gün içerisinde geçerliliğini yitirerek, tarihin en hızlı unutulan yılbaşı geride bırakıldı.
5 Ocak 1975: TRT’de ekranlara gelen Dallas dizisinin 27’nci bölümü, soğuk havalar nedeniyle eve kapanan vatandaşlar tarafından ilgiyle izlendi, ‘Aynı anda en çok kişinin izlediği TV dizisi bölümü’ unvanını aldı. Dizinin kahramanlarından J.R. ise koca bir ülkenin aynı anda küfrettiği ilk TV karakteri oldu.
5 Ocak 1981: “Ya dışarı çıkıcam ben ya!” “Delirdin mi çocuk? Otur oturduğun yerde bu soğukta!” tartışmasının ardından ülke genelinde 10 bin kadar 7 yaş altı çocuk birer tokat yedi, ellerindeki mandalinaları kemirmek üzere salondaki halının üzerine terk edildi.
5 Ocak 1985: Tetris’te uzun çubuk bekleyen binlerce kişi, Taksim Meydanı’nda buluştu. Tarihe ‘Uzun çubuk olayı’ olarak geçen buluşma, polis tarafından uzun çubuklar kullanılarak dağıtıldı.
5 Ocak 1991: Dünyayı bir süre etkisi altına alacak olan pofuduk montlar piyasaya sürüldü. Türkiye’de ilk pofuduk mont, Sinem Elbeli tarafından Bağdat Caddesi’nde giyildi. Elbeli, arkadaş çevresinde ‘Küçük kafalı’ olarak çağırılmaya başlandı.
5 Ocak 2004: Ugg’ların kapıları Türklere açıldı.
5 Ocak 2009: Tavandan sarkıtılan UFO’lar eşliğinde bütün günlerini bulundukları kafenin kış bahçesinde geçiren çiftin belden aşağısının donduğu anlaşıldı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!