Enerji Hanım

EVDE elektrikler açık kalmış, açık elektrikleri evin hanımı kapatıyor. Evin küçük kızı ütü yapıyor, ütü bitmiş, ama hala prizde, evin hanımı ütüyü acele prizden çekiyor. Evde TV açık, ama kimse izlemiyor, TV’yi evin hanımı kapatıyor. Evin erkeği buzdolabından bir yiyecek almış, buzdolabının kapısı açık, evin hanımı kapatıyor.

Haberin Devamı

Evin hanımı bütün bunları enerji tasarrufu için yapıyor. Evde, evin hanımından başka boşa harcanan elektriğe dikkat eden yok, varsa evin hanımı, yoksa evin hanımı.
Kız çocuktu, oğlan çocuktu, evin erkeği idi, onları bir kalem geçin, enerji tasarrufu dediniz mi, evin hanımından başka kimse anlamıyor.
Bu bir kamu spotu. Muhtemelen bugünlerde “Enerji Hanım” başlığı ile TV’lerde dönmeye başlar.

DİĞER BİREYLER

Bu kamu spotunu Enerji Bakanlığı hazırlıyor, tasarruf amacıyla. Gayet güzel. Hatta, bunu Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı da destekliyor, kadının toplumdaki rolünü pekiştirdiği düşüncesiyle. Bu da, iyi.
Ancak, bir soru var. Enerji tasarrufundan evin hanımından başka, ailenin diğer bireyleri neden sorumlu değil?
Amaç, madem enerji tasarrufunu teşvik etmek, o zaman neden sadece evin hanımı bu işle görevli? Tasarrufu sadece kadınlara yüklemek nasıl bir mantık? Kaldı ki, tek başına kadınların gayretiyle tasarruf ne kadar sağlanabilir?
Yoksa, evde her işi kadın yapar gibi sakat bir mantıktan mı hareket ediliyor? Modası çoktan geçmiş bu görüş hala geçerli mi?

Haberin Devamı

KADIN VE ŞİDDET

Bugün kadın denildi mi, akla önce kadınların gördüğü şiddet geliyor. Ve o şiddet, o töre cinayetleri hala devam ediyor. Kadına toplumsal bir rol biçilecekse, onu önce şiddetten arındıracak adımlara ihtiyaç var.
Enerji tasarrufunda elbette kadının da rolü olması gerek. Ancak, tek başına değil.

AB VE KADIN

Kaldı ki, “Enerji Hanım” ile ne ilgisi var diye düşünebilirsiniz, ama bu kamu spotu AB kurallarıyla pek uyuşmuyor.
AB televizyonlarda ister haber, ister dizi, ister şu ya da bu program, ister reklam olsun,  toplumsal eşitliğin özendirilmesini istiyor. Kadın-erkek eşitliğine ağırlık tanınmasını bekliyor.
Şimdi böyle bir kamu spotu doğrudan doğruya AB’nin bu kuralına ters. Bu kamu spotunda denge
epey şaşmış.

Yılbaşında TRT’yi hatırlıyorum

İTALYAN RAİ, Fransız TV 5, Alman WDR, BBC International, Rus Kanalı, CNN International, bir, iki başka yabancı TV’lere daha bakıyorum.
9,8,7… 2013’e saniyeler kala, geri sayımla birlikte, hepsinde müzik, havai fişek, ışık gösterisi ve yeni yılın ilk saniyelerinde insanların coşkusu.
Bizim TV’lere bakıyorum, 2013’e saniyeler var, 9, 8, 7, geri sayım filan yok, hatta yeni yıla girdik mi, o beli belli değil, haber kanallarında Milli Piyango çekilişi, ekranlarda büyük ikramiyeyi kazanan numara.
Diğer kanalların bazılarında eğlence, bazılarında dizi, hatta bazılarında tartışma ve hatta sıradan polisiye filmi. Yılbaşı gecesi programı faslından.
Tek kanallı olduğumuz yıllarda TRT’nin yılbaşı programlarını hatırlıyorum. Her biri, değişik yönleriyle yılbaşı kutlamalarına damgasını vuruyor.
Şimdi bu kadar çok TV, demek ki, rekabet bazen şaşırtıcı biçimde kanalları tembelliğe sürüklüyor. Ve bazıları “yılbaşı kutlaması gavur icadı” mantığı ile özel programlara boş veriyor.

Yazarın Tüm Yazıları