Bozdağ'dan 'dağa çıkardım' yorumu

Güncelleme Tarihi:

Bozdağdan dağa çıkardım yorumu
Oluşturulma Tarihi: Aralık 19, 2012 13:11

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, BDP'li Gültan Kışanak'ın 12 Eylül döneminde yaşadığı işkenceleri hatırlatarak, "Ben de olsam dağa çıkardım" sözlerine bir başka Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'dan yanıt geldi.

Haberin Devamı

Bozdağ, TRT Haber'de yaptığı açıklamada, söze "Bülent Ağabey'le beni karşı karşıya getirmeyin" dedi ama, Arınç'ın sözlerini yorumlamaktan da kaçınmadı;
"Haksızlığa uğrayan her kim olursa olsun, başkasına haksızlık yapma hakkını kendinde bulmamalı" diyen Bozdağ, “28 Şubat oldu. Türkiye’de pek çok kişi sıkıntı çekti. Üniversitelerde başörtüsü yüzünden okuldan atılan pek çok kızımız oldu. Kimse silaha sarıldı mı? Kimse, ‘ben bunun bedelini sana ödeteceğim’, dedi mi? Doğru olan şey: Bir haksızlık olduğu zaman o haksızlık karşısında susmamak, onu ifade etmek ve bir daha bu haksızlıkların olmaması için hak olan yolda mücadeleyi sürdürmek. Hukukun içinde kalarak bunu yapmak” dedi.

"KİMSE SİLAHA SARILDI MI"

Bozdağ, haksızlık hukuksuzluk, işkenceye maruz kalınması durumunda çözümün "dağa çıkmak olmadığını" şu sözlerle anlattı:
"AK Parti'ye kapatılma davası açıldı. Biz hangi yolu seçtik. AK Parti meşru zeminde mücadele yolunu seçti. O günde davayı biz uzatabilirdik. Pek çok kişi şunu kullanın, şunu yapın dedi. Ben savunmada çalışan birisiyim. Mahkemeye giden birisiyim. O dönemde Sayın Başbakanın sözü şu oldu: Türkiye çok önemli bir dönemeçte. Biz bu davayı uzatamayız. Davayı en kısa zamanda bitirelim. Türkiye kaybetmesin. AK Parti kaybederse kaybetsin. Biz bunu böyle işlettik."

28 ŞUBAT MAĞDURLARI SİLAHA SARILMADI

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, şöyle devam etti;
"28 Şubat oldu. Türkiye’de pek çok kişi sıkıntı çekti. Benim bir sürü tanıdığım  arkadaşım var. Denklikleri iptal edildi. Başka yerde okudu diye. Askere çağrıldılar. Kısa dönem askerlik yapmışlar, uzun dönem askerliğe çağrıldılar. Pek çok hakları hukukları ellerinden alındı. Üniversitelerde başörtüsü yüzünden okuldan atılan pek çok kızımız oldu. Kimse silaha sarıldı mı? Kimse ben bunun bedelini sana ödeteceğim, dedi mi? Doğru olan şey: Bir haksızlık olduğu zaman o haksızlık karşısında susmamak, onu ifade etmek ve bir daha bu haksızlıkların olmaması için hak olan yolda mücadeleyi sürdürmek. Hukukun içinde kalarak bunu yapmak.  Herkesin bunu yapması lazım. Birisi bana kötü muamelede bulundu, ben ona daha kötü muamele yapma hakkını kendimde görürsem, bunun adı ihkak-ı hak olur, bunun adı şahsi öç olur, şahsi intikam olur. Bu da başka kapıları açar. Onun için Türkiye’de hak mücadelesini, hukuk mücadelesini bizim legal zeminde haklılığımızı koruyarak yapmamız lazım.”

BÜLENT ABİ BİLGE POLİTİKACI

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, sözlerinin Başbakan Yardımcısı Arınç'ın açıklamalarının karşısına konulmasının doğru olmayacağını da belirterek şöyle devam etti:
“Bülent Bey, çok bilge bir politikacıdır. Yıllarını bu işe vermiş, devlet tecrübesi, siyaset tecrübesi, kendi bilgi birikimi çok yüksek birisidir. Ben şimdi Bülent Abinin sözlerine ilişkin  bir şeyin içerisine girmek istemem. Benim söylediğim şey, oradan Bülent Bey’in söylediklerinin karşısına koyarsanız, razı olmam. Benim söylediğim şey, bir kişi, kim olursa olsun, kendisine bir haksızlık yapılırsa, başkalarına haksızlık yapma hakkını bulmamalı. Bu doğru bir şey değil. Hiç hoşunuza gitmeyen asla kabul edemeyeceğimiz şeyler olabilir. Haklılığı korumak en büyük güçtür. Haklı kalmak en büyük güçtür. Güçlü olmak istiyorsak, haklılığımız koruyacağız, haklı olacağız. Bunun mücadelesini vereceğiz. Biz bunu yapacağız.”dedi.

ÖCALAN'IN GEÇMİŞİ

Bozdağ, Arınç’ın Abdullah Öcalan ve Durmuş yılmaz ile ilgili sözlerinin anımsatılması üzerine ise “ Tabii, Abdullah Öcalan, Durmuş Yılmaz’la alakalı, o döneme ait ilgililerden, ya da diğer ismi geçen kişiyle konuşmuş olabilir. Benim orada anladığım iyi çevre, iyi arkadaş, insanların daha iyi olmasına yol açtığı, kötü çevre kötü arkadaşın insanları kötüye noktalara götürdüğüne ilişkindir”dedi.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!