Bir doktor annesinden.. Ölmeyi hak ediyorsunuz

Haberin Devamı

INTERNET ortamında bir mektup geçti elime, “Ölmeyi hak ediyorsunuz” başlıklı... Paylaşılmasını istemiş, iletiyorum:
“Bugün doktor olan oğlum, yoğun bakımda durumu ağır olan hastası fenalaşınca, poliklinikteki hastasını bırakıp aciliyeti olana koştu. Saatler süren operasyon geçiren hastasını kurtarabilmek için bir kez daha canla başla çalıştı. Poliklinikteki sırasını bekleyen (durumu acil olmayan) hasta ortalığı birbirine kattı ‘ölmeyi hak ediyorsunuz’ diye.

Arkadaşlarıyla doyasıya gezemedi

Evet! Benim oğlum ölmeyi hakediyor. Çünkü, daha ilkokulda cumartesi, pazar, kar, soğuk, yağmur demeden uykulu gözlerle dersaneye gitti, daha başarılı olabilmek için. Aynı tempo ortaokul ve lisede de devam etti. Bir kez olsun arkadaşlarıyla doyasıya gezemedi. Kış boyunca gösterimdeki filmlere gidemeyip, ‘yaz sezonu tekrar gelir o zaman seyrederim’ diye umut etti. Benim doktor oğlum gençliğini yaşayamadı. Üniversite sınavında başka bir şehrin tıp fakültesini kazandı. Bir gün bile ayrı kalmadığım, daha bebekken ağlamasın diye sırtıma çarşafla bağlayıp, bulaşık yıkadığım oğlumu gurbete yolladım. Sırf ağabeyi ve babası gibi doktor olsun, insanlara şifa dağıtsın, hayır duası alsın diye. Ama yokluğuna bir türlü alışamadım, arkasından her gün ağladım.

Haberin Devamı


Yıllarca gidip geldik destek olalım diye

Bir öğrenci evinde kaldı oğlum. Başlangıçta zor günlerdi. Elini sıcak sudan soğuk suya sokmadığım oğlum yemek yaptı arkadaşlarına, bulaşık yıkadı, tuvalet temizledi. Bir gün dahi gurura kapılmadı, ‘kolej mezunuyum, varlıklıyım’ diye. Zordur tıp fakültesi, bir okuyan bilir, bir de ailesi. Hiç boş saati, boş günü yoktur. Anfi dersi, laboratuvar, stajyerlik, intörnlük derken gecesi gündüzü kalmaz. İki şehir arasında yıllarca gidip geldik oğlumuza destek olalım diye.
Benim oğlum gurbette sabahları kahvaltı yerine simit yedi yıllarca, karnını doyuracak annesi yanında olmadığı için. Çok zor yıllardı hepimiz için, onu ilk kez bırakıp geldiğim gün daha dün gibi aklımda. Özlem yıllarca sürdü ve nihayet oğlum babası ve ağabeyi gibi doktor oldu.

Haberin Devamı

Kurşun geçirmez yelekle operasyonlara katıldı

Sonra zorlu süreç tekrar başladı. Pratisyenken bir yıl askerlik yaptı Güneydoğu’da. Kurşun geçirmez yelek giyip operasyonlara katıldı. Mehmetçiğe şifa dağıttı. Daha sonra TUS denilen ihtisas sınavını kazanabilmek için iki yıl dersane-kütüphane arasında koşturup beyin cerrahi bölümünü kazandı.

Aralıksız 36 saat çalıştığı nöbetler

Asıl maraton şimdi başlamıştı oğlum için. Uzun süren ameliyatlar, aralıksız 36 saat çalıştığı gün aşırı nöbetler derken ayakta durmaktan toplar damar yetmezliği gelişti ve bacaklarında yaralar oluştu. O kadar yoğun çalışıyordu ki, kendisi gibi doktor olan eşini ve yeni doğmuş bebeğini nadiren görüyordu. Evet benim oğlum bütün bunlardan dolayı ölmeyi hak etti! Asistanlık bittikten sonra oğlum ve eşi uzman oldular, Türkiye’nin bir ucuna mebcuri hizmete, düzenlerini bırakıp gittiler, hem de seve seve. Bizim için hasret tekrar başladı. Anne-baba olup da çocukları yanlarında olmayanlar evlat hasretini iyi bilir. Her gün dua ettim yuvalarına, ait oldukları yere geri dönebilmeleri için. Boş evlerinde yanlarında götüremedikleri çiçekleri solmasın diye sularken ağladım günlerce.

Haberin Devamı

Gişedeki memuru da düşünüyor musunuz

Sen ey, oğlum başka birinin hayatını kurtarıyor olduğu için muayenesi 15 dakika geciken hasta! Oğlumun ölümü hak etmesinin sebebi iyi bir insan, iyi bir doktor, iyi bir evlat, iyi bir eş ve iyi bir baba olması mı? Devlet dairelerinde, bankalarda ve daha başka nice yerde, lüzumsuz yere kuyrukta bekletilirken, gişedeki memuru da öldürmeyi düşünüyor musunuz? Vicdanınız hastaneye gelince mi köreliyor yoksa zaten vicdansız mısınız?

Hedef gösterenler kendinizden utanın

Ben, eşi ve üç oğlu doktor bir anne olarak doktora şiddet uygulayan veya aklından şiddet uygulamayı tasarlayan vicdansızlara hakkımı helal etmiyorum! Doktorları üç-beş oy uğruna topluma hedef gösterenler, hasta hakkı deyip, doktorun hakkını elinden alanlar, kendinizden utanın! Kırkbeş yıllık bir hekim eşi olarak doktorların böyle bir muameleye layık görülmesini esefle kınıyorum. Eğer Allah bana ömür verirse torunlarımın doktor olmaması için elimden geleni yapacağım.

Haberin Devamı

***

BİR GÜZELLİK

Ne Bilgesin Sen Zeytin Ağacı

“Cenetteki iki ağaçtan biri... Dünyada yetişen tüm ağaçların ilki. Tanıdıkça, öğrendikçe, denedikçe her şeyiyle en verimli ve faydalı ağaç. Hepsi doğru olsa da, değerli dostum Doktor Suat Çağlayan’ın sunuşunda çok daha fazla değerler görüyorum. Sevgili hocamın çektiği fotoğrafları ve eşsiz yorumlarını değerlendirdiğimizde bu geniş vizyonlu çalışmanın muhakkak surette paylaşılması gerektiğine inandık. Zaten paylaşmak dünyadaki mutlulukların başında gelmez mi? Derdinizi, sıkıntınızı paylaşırsanız, bunlar yarı yarıya azalır. Güzellikleri, mutlulukları paylaşırsanız da bunlar iki misli çoğalmaz mı? Biz de öyle yaptık, paylaşıyoruz.”
Sevgili Öner Akgerman, AKG Grubu’nun sanat dünyasına armağanı olan ‘Ne Bilgesin Sen Zeytin Ağacı’ adlı kitabın önsözünde böyle diyor ve gerçekten çok önemli bir değeri paylaşıyor. Teşekkürler...

Haberin Devamı

BİR DİKKAT ÇEKME

Geçiş kapandı

Mithatpaşa Caddesi’ndeki kaldırım ve yol yapımı sebebiyle Ararat Kuyumculuk’un yanından pazaryeri ve Tansaş’a giriş yolu vardı, kapandı. Sadece Çeşme istikametinden giriş var. Yani, İzmir’in iç kısmından gelenler bu yolu kullanamıyor. Önlem alınamaz mı?
Hüseyin KARAYAKUPLU

Yazarın Tüm Yazıları