Nesiller boyu pilot

Haberin Devamı

Hikaye 1/images/100/0x0/55ea5e63f018fbb8f87b6abb

Türkiye’nin en yaşlı pilot çifti

Melahat Morçöl 83, eşi Remzi Morçöl 84 yaşında. İkisi de Sabiha Gökçen’in öğrencisi. Uçuşa başlamalarının üzerinden tam 62 yıl geçmiş

Melahat Morçöl, 1950’de bir ilan gördü. Türk Hava Kurumu (THK) yetiştirmek üzere pilot adayı arıyordu. O yıllarda havacılık emekleme çağındaydı. Açık kokpitli, ahşap gövdeli, bez kaplama Magister uçaklarıyla uçuş eğitimi veriliyordu. Sık sık kazalar yaşanıyordu. THK’ya başvurduğunda 21 yaşındaydı. Kabul edildi. Ama annesinden izni her uçuştan önce telefonla arayacağına söz vererek alabildi.
Remzi Morçöl ise 1945’te paraşütçülükle havacılığa adım attı. THK’nın ilanını görüp başvurduğunda o da kabul edildi. İki gencin hayatı Ankara’da Etimesgut Meydanı’nda kesişti...
İlk iki yıl, yoğun bir eğitimden geçirildiler. Öğretmenlerinden biri de Sabiha Gökçen’di. 21 kişilik pilot adayı grubu birbirine o kadar bağlıydı ki, birisinin anlamadığı konuyu hep birlikte çalışırlardı. Kadın-erkek ayrım yapılmadan birbirlerine yardım ederek yetiştiler.
1952’de de evlendiler. Pilot olarak kadroya girdikten sonra Remzi Morçöl altı pilot arkadaşıyla birlikte askeregitti. O yıllarda Hava Kuvvetleri’nde Magister’lar eğitimde kullanılmaktaydı.
Yedek Subay olduğu için öğretmenlik eğitiminden geçti. Askerliğine öğretmen pilot olarak devam etti. Onlarca askeri pilot yetiştirdi. Diğer arkadaşları ile birlikte bu kursun o kadar yararını görür ki, dönüşte THK’da kendi hocalarına da ders verdiler.

Haberin Devamı

ÜÇ AYLIK HAMİLEYKEN KAZA GEÇİRDİ

Melahat Hanım bir gün soğuk bir Ankara günü Kazan ilçesi yakınlarında uçuyordu. Bir anda aklına “Benim hiç motorum durmadı. Arkadaşlarımın ise mecburi inişleri var. Keşke bu tecrübeyi yaşayabilsem” diye geçti. Birkaç saniye sonra Magister uçağının ‘Gipsy’ motorundan adeta bir öksürme sesi geldi. Uçağın motoru durmuştu.
Hemen planlama yaptı. Karla kaplı bir tarlaya inmeyi başardı. Ama uçağı kara saplanıp ters dönmüştü. Birkaç dakika sonra gözlerini açtığında tepe taklak olmuş uçağın kokpitinde sıkışmış buldu kendini.
Kulağına gelen damlama sesiyle irkildi. Motordan yakıt sızıyordu. Uçağın alev alması, birkaç saniye içinde de kül olması an meselesiydi. O an üç aylık hamile olduğunu hatırlardı. Ama hiç panik yapmadı. Etraftan gelen köylülerin yardımıyla sıkıştığı kokpitten kurtuldu. Birkaç gün dinlendi ve yeniden uçuşa başladı. Hamileliğinin yedinci ayına kadar da uçtu.

Haberin Devamı

ÜNİVERSİTEYİ DIŞARDAN BİTİRDİ

Pilotluğun yanı sıra Remzi Morçöl üniversite eğitimi aldı. Ancak hayat şartları zorlaşmaktaydı. THK’dan istifa etti ve Makine Kimya Endüstrisi’ne (MKE) muhasebeci olarak girdi. Ama bir yandan da yazları Adana’da ilaçlama pilotluğu yaptı. 1969’da yaşadığı kazaya kadar uçuculuk yaşantısını devam ettirdi.
Melahat Morçöl ise pilotluğa THK’da sürdürdü. Uçuştan hiç kaçmadı. Yurt gezilerinde uçaklara liderlik yaptı. Halk uçuşlarında binlerce kişiyi gökyüzüyle tanıştırdı. Ama bir gün çalışma arkadaşları ondan bir imza aldı. Haberi olmadan imza attığı kağıt THK’da kurulacak sendika içindi. Beklemediği bir anda işsiz kaldı. 22 yıllık uçuculuk yaşantısına 2 bin 600 saatin üzerinde uçuşla sona erdi.

Haberin Devamı

Hikaye 2

Dede, oğul ve torun

Artık havacılıkta baba-oğul veya baba-kız pilotlara sık sık rastlanıyor. Ama Türkiye’nin ilk üç nesil pilot ailesi Uzgur’lar oldu/images/100/0x0/55ea5e63f018fbb8f87b6abd

Acar Uzgur, uçmaya 1957’de başladı. Hava Kuvvetleri’nde F-86 ve F-5’lerde görev yaptı. Albay rütbesinde emekli oldu. Bayrağı, 1983’te Hava Harp Okulu’nu bitiren Ertaç’a devretti.
Pilot brövesini 1985’te babasından alan Ertaç Uzgur ise F-4E’lerde uçtu. Ardından emekli oldu. Havayollarında görev yaptı. Şimdi Anadolu Yıldızları Uçuş Okulu’nda. Hem okulun ortağı, hem de öğretmen pilotlarından biri.
İki yıl önce kızı ‘Baba ben de pilot olmak istiyorum’ dediğinde çok heyecanlandı. Üniversitede İşletme eğitimi gören Özlem, zor bir mirası devraldığının bilincinde. Bir buçuk yıl süren eğitimi sırasında babasıyla etik olmadığı için hiç uçmadı. Zorlu geçen yer dersleri ve uçuş eğitiminden sonra hakkıyla lisansını aldı.
Artık havayollarında görev yapmak istiyor. Bir yandan ders çalışıyor, bir yandan da İngilizce sınavlarına hazırlanıyor. İleride çocuğu olursa ve o da tercih ederse pilotluk mesleğinde bayrağı dördüncü nesle teslim etmenin hayalini kuruyor. Ama dedesi ve babasının söylediği “Pilot sürekli kendini geliştirmelidir. Teknolojiyi iyi takip edip çok çalışmalıdır” sözleri kulaklarında sürekli çınlıyor.

SORU – CEVAP

Haberin Devamı

Uçak tuvaletinde neden kül tablası var?

Uçaklarda sigara içilmesi uzun yıllardır yasak. Birçok havayolunun artık koltuklarında da kül tablaları bulunmuyor. Peki neden tuvalette kül tablası var? Tuvalette sigara içmek serbest mi?
Elbette ki hayır. Ancak uyarı sistemine rağmen tuvalette sigara içmeye kalkan yolcular için kül tablasının bulunması havacılık otoriteleri tarafından şart konuluyor. Bunun nedeni 1973’te gerçekleşen bir kaza. Tuvalette sigara içen yolcunun yanan izmariti çöp tenekesine atmasıyla başlayan yangında uçak zorlukla havalimanı inebildi. Bu kazadan sonra tüm uçakların tuvaletlerine kül tablası konulmaya başlandı.

Yazarın Tüm Yazıları