Evet, yaşlanıyorsunuz...

Bir vakitler web sitelerin kurduyken, şimdi Facebook’u açıp “ay ben bundan bir şey anlamıyorum evladım, bi’ bakıver şuna” diyorsanız...

Haberin Devamı

- “Gece çıkmak mı? Neden gece çıkayım ki? Ne saçma, bir mekana gidip kazık gibi duracak mıyız yani? Çıkacağıma evimde oturur paşa paşa filmimi izlerim” diyorsanız...
- Kanepede otururken aniden ayağa kalkıp yürümeye başladığınızda, ağzınızdan “Aaay... Ooooy... Beliiim... Aaaay...” gibi birtakım sesler çıkıyorsa...
- Tam aklınızdan “bugün makyaj yapmadım, ayağımda da ergen spor ayakkabıları var, herhalde olduğumdan küçük görünüyorumdur” gibi düşünceler geçerken bir anda uzaklardan gelen bir “.... abla” sesi ile uyanıyorsanız... Hadi kızlar tamam ama kazık kadar erkekler de size ABLA demeye başlamışsa... (Daha bunun teyzesi var tabii...)
- Telefonun ucunda adamın biri “Biz emniyet müdürlüğünden arıyoruz, bu nümero kime ait” dediğinde durumun hemen farkına varsanız da bir an olsa bile adınızı söylemek aklınızdan geçiyorsa... (“Kimi aradınız, söyleyin!” dediğinizde küfrü yemek garanti.)
- Markete gidip ne alacaksanız çifter çifter sepete atmaya başladıysanız... (Zulacı kişilik gelişimi)
- İnci rengi ojeye “Neden olmasın” türü bir yaklaşım içine girdiyseniz...
- Yenilikler değil, eskileri hatırlamak karnınızda kelebekler uçuşmasına sebep oluyorsa...
- İlgi alanlarınızda çizgi filmlere olan ilgimizi net olarak kaybettiğimiz ve çocukluktan ergenliğe geçtiğimiz zamanlardaki gibi keskin bir değişiklik yaşadıysanız...
- Fotoğraflara bakıp 10 yıl önce giydiğiniz kıyafetlerle ilgili olarak “Bunu giyerken ne düşünüyordum acaba” diyorsanız...
Evet, yaşlanıyorsunuz...

Haberin Devamı

Dizileri sevmemizin iki büyük nedeni

- Ağız tadıyla münakaşa: Hayatınızda hiç kimsenin birbirinin sözünün kesmediği bir kavga içinde bulundunuz mu? Şöyle ağzınızın tadıyla tüm düşüncelerinizi söyleyebildiğiniz, tartışmanın odaktan saçma yerlere dağılmadığı bir tartışma yaşadınız mı?
Sanmam!
Bir de dizilere bakalım: Herkes ağzının tadıyla kavgasını ediyor, lafını oturtuyor, tamamen bir ütopik kavga ortamı yaşanıyor. Biz de, dolu dolu tartışılan, konunun sağa sola savrulmadığı kavgaları içimiz gevreyerek izliyoruz.
Tarafların birbirinin sözünü kesmediği “dizi kavgası”nı gerçek hayata taşımayı planlıyorum. Bundan sonra münakaşalarıma “Kardeş, bir saniye. Eğer diyecek bir şeyin varsa, lütfen sözümün bitmesini bekle. Ağzımızın tadıyla tartışalım yahu!” uyarısıyla başlayacağım.
- Devasa aşklar: Gerçek hayatın aksine, herkes büyük aşk yaşıyor. Yan roller de büyük aşk yaşıyor. Aşkın küçüğü makbul değil. Kimi zaman birbirlerine hislerini söylüyorlar, kimi zaman gizliyorlar ama konu aşksa, bol köpüklü olacak.
Günübirlik ilişkiler yok. Sıradan ilişkiler asla söz konusu değil. Bütün erkekler “kadınım da kadınım” diye geziyor. Sanırsın modern zamanların rastgele ilişki kuran, kadın avcısı erkek tipi dünya üzerinde hiç var olmamış... Bu tür ütopik erkek resmi de tüm kadınları cezbediyor...

Haberin Devamı

Not: Bayram dolayısıyla üç gün dükkanı kapatıyorum. Habitus da dinlensin, o da bayram yapsın değil mi sabah ilk iş eline Kelebek alan sevgili Habitus okuru. Salı günü yine burada buluşalım!

Yazarın Tüm Yazıları