Yalçın Küçük: Beni hafife almayın

Güncelleme Tarihi:

Yalçın Küçük: Beni hafife almayın
Oluşturulma Tarihi: Eylül 14, 2012 15:07

Oda Tv davasında savunma yapan Yalçın Küçük, 'Beni hafife almayın. Öcalan’ı da ben yönetiyorum. Bir tek beni, ben yönetemiyorum' diyerek tepki gösterdi.

Gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık ve Soner Yalçın’ın da yargılandığı Odatv davasının 13. duruşması görülmeye başlandı. Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Soner Yalçın, Hanefi Avcı, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan ve Yalçın Küçük ile aralarında Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın da bulunduğu 7 tutuksuz sanık katıldı. Duruşmaya CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, CHP milletvekilleri Oktay Ekşi, Haluk Eyidoğan, Celal Dinçer gazeteciler Ahmet Hakan, Uğur Dündar, Orhan Bursalı, Ayşenur Arslan ile oyuncular Tarık Akan ve Orhan Alkaya da izleyici olarak katıldı.

"BENİ HAFİFE ALMAYIN"

Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci TÜBİTAK raporunun mahkemeye geldiğini belirterek rapora karşı beyanları almak üzere sanıklara söz hakkı verdi. İlk olarak konuşan tutuklu sanık Yalçın Küçük, "Mamak’ta, Silivri’de, DGM’de yargılandım, hapis yattım. Çok şükür yatmadığım cezaevi kalmadı. Siz bizi suçsuz olarak yargılıyorsunuz. Bizi 3 gün yargılayın. Verin cezamızı. Bizim suçumuz yok" dedi.Ellerindeki kağıtları mahkeme heyetine gösteren Küçük," Bunları görüyor musunuz? Bunlar sizin iddianameniz. Ergenekon’u, PKK’yı, Oda TV’yi ben yönetiyorum. Beni hafife almayın. Öcalan’ı da ben yönetiyorum. Bir tek beni, ben yönetemiyorum" dedi.

"GENELKURMAY BAŞKANI TUTUKSUZ YARGILANMALI"

Odatv ve Ergenekon davasına dikkat çeken Küçük, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuksuz yargılanması gerektiğini belirtti. Küçük, "Toplamışlar bütün subayları. Hepimiz içerdeyiz. Siz nasıl düşünüyorsunuz, bunu bilemeyiz" diye konuştu.

Gazeteci Ahmet Hakan’ın ’Yalçın Küçük’ün bu davada birinci adam olduğunu bana inandıramazsınız’, Ertuğrul Özkök’ün ise ’Bu çılgın adamı sevmeye başladım’ dediğini belirten Küçük, "Beni erkeklere de sevdirmeye başladınız" diye konuştu.

"BENİ ÇIKARTIN"

İfadesinde terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’la ilgili de Küçük, "Abdullah Öcalan demiş ki, Yalçın Küçük’ün her sözünü duyduğum zaman şimşekler çakıyor. Siz de çakmıyor mu? Sizi tenzih ediyorum. Kimin ne zaman tutuklanıp tahliye edileceğine merkezi bir planlama ile karar verileceğine inanıyorum. Siz ise kendiniz karar vereceğinizi düşünüyorsunuz. Ama sizi tenzih ederim. Karar vicdandır. Beni nasıl tutuklu tutuyorsunuz ?Savcı bey bir kez okuyun iddianameyi. Bu iddianame de Abdullah Öcalan’ı, PKK’yı yönettiğim söyleniyor. Bunu ciddiye alamazsınız. Bu Türk kavminin ilk öğretmeniyim ben, beni çıkartın" ifadelerini kullandı.

"ADALET AMBALAJINA SARILMIŞ MAHKEMELER"

Duruşmaya verilen kısa arada ise, CHP’liler davaya ilişkin basın açıklaması yaptı. Adliye önünde kalem bırakma eyleminin yapıldığı yerde açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan Türkiyede yurt severlerin aydınların özgür düşünen herkesin herhangi bir şekilde komploya kurban gittiğini söyledi. Tezcan, "32 yıl sonra bile 12 Eylül mantığının ağırlaştırılmış bir şekilde devam ettiği günleri yaşıyoruz. Kurgulanmış mahkemelerde kurgulanmış davalar da Türkiyenin aydınları peşinen mahkum edilmiş durumda. Türkiyede adalet ambalajı içine sarılmış ama gerçekte adaletin temsilcisi olamamış mahkemeler tarafından devlet terörünün fiilen uygulandığı günleri yaşıyoruz" dedi.

"BAŞBAKAN VE SİYASET, YARGIYI KUŞATMIŞTIR"

Tezcan sözlerine şöyle devam etti: "Türkiyede yargının siyasetinin emrinde olduğu, doğrudan doğruya Başbakan tarafından ikrar edilmiş. Ve bu ikrar tarihe kara bir leke olarak not düşecektir. Özel yetkili mahekemelerde yıllardan buyana süren bu davalarda gösteriyor ki Başbakanın ikrarı doğrudur. Başbakan ve siyaset, yargıyı kuşatmıştır.Türkiyede yargının ve hukukun hakim olduğu mahkemeler değil Tayip Erdoğan’ın hakim olduğu mahkemeler vardır. Bu mahekemeler Tayyiban mahkemeleridir"

"BAKAN ŞAHİN BIRAKTIĞIMIZ KALEMLERLE TERÖR İŞLENEBİLECEĞİNİ SÖYLEMİŞTİR"

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in ’resim, makale ve şiirle de teröre hizmet edildiği, terörle mücadele edenlerin morallerinin bozulduğu’ yönündeki ifadelerini hatırlatan Tezcan, "Terör silahı olarak bombaları, tabancaları bilirdik. İçişleri Bakanı ilginç bir ifade kullandı. Aklı başında olan her makul insan da bunu böyle bilir. Ama Türkiye’de her zaman aklı başında olanlar bakanlık makamlarına gelmiyor. Sayın İçişleri Bakanı ilginç bir şekilde makaleyle, gazete yazısıyla ve buraya bıraktığımız kalemlerle terör işlenebileceğini, kalemlerin terör silahı olabileceğini söylemiştir" dedi.

"ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELER DEVLET TERÖRÜNÜN DOĞRUDAN DOĞRUYA UYGULANMA ARACI VE SİLAHI HALİNE GELMİŞTİR"

Özel yetkili mahkemelerin devlet terörünün uygulayıcısı ve silahı olduğunu savunan Tezcan, "Türkiye’de özel yetkili mahkemeler deneyimi göstermiştir ki devlet terörünün bir başka önemli aracı, doğrudan doğruya iktidar kontrolündeki mahkemeler olabilmektedir. Yani terör silahı arayacaksa iktidar, gazetecilerin yazdıkları yazılarda değil kurgulanmış mahkemelerle, kurgulanmış delillerle ve gizli tanık ifadeleriyle aydınları, gazetecileri yargılayan mahkemelere baksın. Bugün özel yetkili mahkemeler devlet terörünün doğrudan doğruya uygulanma aracı ve silahı haline gelmiştir" ifadelerini kullandı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!