İşte 8 metredeki beyaz tabut

Güncelleme Tarihi:

İşte 8 metredeki beyaz tabut
Oluşturulma Tarihi: Eylül 12, 2012 00:00

Geçtiğimiz perşembe sabaha karşı İzmir’in Menderes ilçesi kıyılarının 50 metre açığında batıp 62 kişiye mezar olan ölüm teknesine Hürriyet Muhabiri Banu Şen daldı... İşte, Ege’nin masmavi sularında beyaz bir hayalet gibi duran tekneye dalıştan Şen’in izlenimleri.

Haberin Devamı

MÜLTECİYDİLER... Gün daha ağarmadan, hiç bilmedikleri bir kıyıya indiler. O kıyıdan onları ölüme götürecek binlerce dolarlık bir tekneye bindiler. Kıyıdan daha uzaklaşamadan, ne olduğunu bile anlayamadan ölüme gittiler. Özgürlüğe açıldıklarını düşünürken, kilitli kapılar ardında sonsuzluğa daldılar. Kurtulma umuduyla çıktıkları yolculuğun son durağında bir facianın kurbanı oldular.

İlk dalıştaki dehşet

İzmir Menderes’e bağlı Ahmetbeyli’den Kuşadası’na giderken, yatların mavi yolculukta mola verdiği Baradan Koyu’nun hemen yanında gizli kalmış küçücük bir kumsal. Ağaçların, çalılıkların arasından inilebilen, kayalıklar arasında bir koy burası. Kayaların 40-50 metre ilerisinde beyaz bir hayalet gibi duruyor “Sailor” adlı motor yat. Denize baktığınız an hemen görülüyor.
Aldığımız özel izinle, 62 insanın cinayet gibi hayatını kaybettiği tekneye Onyra Claros Beach&Resort’un ekibiyle dalacağız. Ekip, kurtarma çalışmalarına da katılmış. O gün yaşananların etkisinden hâlâ kurtulamadıklarını anlatıyorlar. Bulunduğumuz kıyının deniz yüzeyinin cesetlerle dolu olduğunu, ancak en çok anne ve bebek cesetlerinden etkilendiklerini söylüyorlar dehşet içinde.
Geldiğimiz zodyak botta son hazırlıkları yapıyoruz önce. Onlarca insana mezar olan tekne altımızda bembeyaz, upuzun uzanmış duruyor. Bu görüntü insanın tüylerini diken diken ediyor. Etrafta, denizin rengini de değiştiren mazot kokusu geniz yakıyor. Dalış başlamadan önce teknenin daha açılmadan, birkaç dakika içinde kayalıklara oturarak battığını net görebiliyoruz. Çoğunluğu kadın ve çocuk olan ölüm yolcularının nasıl pisi pisine bir faciayla bırakıldıklarını anlıyoruz. 5-10 kulaçla yüzme bilmeyen bir insanın kendini kıyıya atabileceği mesafede batmış tekne.

Haberin Devamı

Korku filmi gibi

Son hazırlıkları yapıp dalıyoruz. Denize girer girmez, tekne hemen dibimizde sanki hiçbir şey olmamış gibi duruyor. Sadece içindeki umut yolcuları yok artık.

/images/100/0x0/55ea1d4af018fbb8f86c1c28
Etrafını turluyoruz, keşif yapıyoruz önce.  Kayalıkların üzerinde, 7-8 metre dipte duran yatın görüntüsü korku filmi sahnelerini anımsatıyor. Bu görüntü insanı ürpertiyor. Bembeyaz 19-20 metre uzunluğunda bir motor yat bu. Güvertesindeki beyaz koltuklar havada uçuyor gibi görünüyor. Kaptan köşkünün camına pet şişeler, torbalar yapışmış gibi duruyor. Teknenin etrafında balıklar yüzüyor. Yosunlar arasına giysiler, eşyalar, ayakkabılar saçılmış. Sonra içeri doğru ilerliyoruz. İlk katın hemen girişinde bir mutfak, mutfağın hemen ilerisinde 3 kamara var. İşte, çoğunluğu kadın ve çocukların kilitlendikleri ve ölüme gittikleri yer burası. Kamaralar 2 ve 3 kişilik. Mutfağa ise 10 kişi zor sığar. Buraya 50-60 kişinin sığması imkansız gibi. Bir sürü torba, eşya, pet şişe teknenin içinde yüzüyor. Minicik camlardan deniz, balıklar görünüyor. Bir banyo ve tuvalet de var bu bölümde. Yukarıda ise kaptan köşkü ve güverte var. Buralardakiler şanslıydılar. Kurtulanların çoğu bu bölümde bulunanlardı. İçeride bir kadın çantası, birkaç pasaport ve cüzdan buluyoruz. Bir de kullanmaya fırsat bile kalmamış, poşetin içinde can yelekleri çıkıyor.

Haberin Devamı

Küçücük çantadaki hayat

BULDUĞUMUZ eşyalarla botumuza çıkıyoruz. Kadın çantasını açmadan önce elimiz gitmiyor. Bir kadın, erkek ve çocuk pasaportu çıkıyor içinden. Sanki o çantaya bir hayat sığmış gibi onlarca küçük eşya çıkıyor. Bir mavi tespih, bir haç, birkaç çocuk oyuncağı, ağrı kesiciler, deniz tutması için ilaçlar, çocuk boğaz damlaları, başörtüsü, dua kitabı, not defteri, işaret fişeği, mızıka, Kürdistan Özgürlük Partisi kimlikleri… Ve bir boş cüzdan. Anlıyoruz ki kız çocuğu 4, anne 29, baba ise 34 yaşında. Bulduğumuz başka bir cüzdan ise teknenin makine sorumlusu Mustafa Mucuk’a ait. Onun kimlikleri, pasaportu…

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!