Evine dön Gülen, evine…

Fethullah Gülen Hoca, Türkiye’de yaptığı iddia edilen antilaik konuşmalarından ötürü yargı önüne çıkması gereken kişilerden biri.

Suç işlememişse gelir yargı önüne çıkar aklanır, paklanır.

İşlemişse cürmü kadar ceza alır.

Bir ara hoca efendinin Türkiye’ye girişi yasaklanmıştı.

Hoca bunu bahane edip Türkiye’ye gelemediği açıklamıştı.

Geçen yıl aftan yararlanan Fethullah Gülen’in Türkiye’ye gelmesinin önündeki engeller kalktı. Elini kolunu sallayarak vatanına geri dönebilir.

Adalet Bakanı Cemil Çiçek’le geçen Temmuz ayında yaptığım görüşmede “Gelmesinde hiç bir mani yok ama gelir mi bilmem” demişti.

O günlerde 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile yaptığım görüşmede, Gülen’in durumunu sormuştum. Bir kaç parçaya bölünen Nurcuların hala Cumhuriyet’e karşı olduklarını, demokrasiyi içlerine sindirmelerine rağmen Cumhuriyet’e muğber olduklarını ima etmişti.

Gülen Hoca ilk günkü yazıda Amerika’ya büyük ölçüde tedavi maksadıyla gittiğini, Mayo Kliniğinde Kırımlı Dr. Said beyin kendisini kontrol altına aldığını söylüyor. Bir kaç günlüğüne gittiği ABD’de beş yılını dolduran Gülen’e bir süre sonra “Türkiye’ye gidersen sıhhatine dokunur”demişler.

Gülen çevresinde olan hadiselerden biraz daha rahatmış bu dönemde ama “Türkiye hasretim yüreğimi yakıyordu” diyor.

Hasrete dayanamıyorsan gel!

Cumhuriyet yasalarını içine sindirebiliyorsan, güveniyorsan gel. Eveleyip gevelemenin anlamını çözemedim açıkçası.

Doktorsa, doktorların âlâsı var Türkiye’de.

Üstelik Kırımlı Türk’e değil, Türk oğlu Türk doktorlarına kendini teslim etmen mümkün.

Amerika’da kaçak yaşamaktansa Türkiye’de serbest yaşamanın kötü tarafı nerde?

Önemli olan Türk adaletine güvenmek.

Öyle “Ancak Türkiye hasreti yüreğimi yakıyor” masalına sarılmak ucuz yol.

Din konusunda değiştiğinin ipuçlarını orada ortaya koyduğun fetvalarla açıklamak da kolay.

Madem ki değiştin kalk gel. Burda iş başındaki yönetim de zaten “değiştim” diyor.

Sevgiler,

Sezai