Yetiş Ayşe

Beni pazartesileri de okuyanlarınız bilir ben nam-ı diğer Yetiş Ayşe’yim.

Haberin Devamı

Sağ kolum Merve’yle çıktığımız bu yolda sayenizde neler yaşandı neler...
İki kişilik yol maratoncularla doldu.
Yürüdük, koştuk, hatta bazen birilerine yetişebilmek için coştuk.
Oldu da. Ne yaşamları yakaladık, ne yaşamlar da bizi. Yapılanları yazsam yerim maalesef dar gelecek, o nedenle hemen sadede geleyim.
Yazarken isimler değişmeyecek çünkü kendileri öyle istedi.
Nagehan:
Ayşe Abla, seni bizim bankadaki arkadaşım Aslı anlattı, onların sokakta yaşayan ihtiyaç sahibi aileye koltuklar, halılar yollamışsınız.
Kuzenim nişanlanacak, acaba 36 beden nişan kıyafeti verecek kimse var mıdır?
Lale:
Ayşe Hanım, benim nişanlığım beş senelik ama akıllılık edip modası geçmeyecek bir şey seçmiştim, yollayabilirim.
Her zaman olduğu gibi Merve’yle Lale ve Nagehan’ın iletişim adreslerini birbirlerine ilettik. Nagehan elbiseyi Lale’den bizzat teslim aldı.
Kuzeni nişanda giydi.

Haberin Devamı

Eeee sonra?

Sonrası şu;
Lale’nin yanında o gün erkek kardeşi Rasim de vardı.
Eeeee?
Rasim’le Nagehan flörte başladı.
Sonra? Evlendiler.
Kayseri’de yaşadıklarından nikâh şahitleri olamadım. Ama Nagehan pazartesi günü doğum yaptı.
Eeeee?
Eeesi bebeğin adı Ayşe. Şu gazetede okurken gördüğünüz lekelerde benim gözyaşlarım. Mutluluktan.
Nagehan ve Rasim’i tebrik ediyor, minik adaşıma hoş geldin diyorum. Allah sağlıklı ve güzel bir ömür versin inşallah.
Yani RTÜK televizyondaki izdivaç programlarına yasak koyarsa biz de internet ve gazeteden yaparız artık.

Tuğba’m Özay’ım

Köpeğim cennete gitti, Buffy’im babasının yanına vardı. Üzüntüm çok büyük.
Ağladım, dövündüm, fayda etmeyeceğini bildim ama üzüntüden kendimi yoksun bırakamadım. Babasının yanına gömdüm onu.
Tam o sırada bir şey oldu, Tuğba’m, “sana bir şey getiriyorum” dedi.
Bin işi arasında bana bir çatal burun kız getirdi.
Aşılarını bile yaptırmış, “Tuğba seni çok seviyorum, kızımızı da teyzesi.”

Vapurla Titanik misali

Kendi kardeşim internetteki Yetiş Ayşe sayfama, “Kurtar beni bu trafikten Ayşe” diye mail göndermiş.
Bu cadı bile yazdıysa durum o kadar vahim demek ki çünkü ofisleri Bebek’te.
Dönüşte vapur ile geçiyor fakat sabah saatlerinde Anadolu Hisarı’ndan karşı tarafa sadece 08.40 seferi olduğundan arabayı tercih ediyor. Beykoz’dan Bebek’e 09.00’da da çıksam 10.00’da da çıksam nafile, 1,5 saatten erken gidemiyorum demiş.
Asıl şikâyeti ise dönüşte de vapurda kelle koltukta seyahat ediyor olması!
Bildiğin Titanik diyor! Vapurun önünde ayakta kokteyl halinde geçiyorlar anladığım! O zaman trafiğe alternatif yolları neden daha efektif kullandırmazlar hakikaten?
3. Köprü yapana kadar deniz yolunun bir yolunu bulsak da bu nimetten daha fazla yararlansak. Hoş metrobüs bir diğer alternatif ama ayda en az 1-2 kaza haberi de oradan gelmekte.
Denizde halimizi düşünemiyorum. Onun içindir ki aklımı seveyim, evimden vazgeçmeyeyim!
Bu yaz herhalde sokağa sadece havaalanına gitmek için çıkmışımdır. O da bakanımızı kırmamak için. Onun hatırına İstanbul’u 1 hafta terk ediverdim. Daha da isterdim ama para ister, emek ister.

Yazarın Tüm Yazıları