Çok tedirgin bir gün geçirdim

DÜN gazetedeki çalışma odamda çok huzursuzdum.

Pazar günü, ‘‘Çalışma masası tuvaletten daha kirli’’ yazısını (Hürriyet, İnsan Kaynakları Eki, 21 Mart Pazar 2004, s.24) okuduktan sonra, gazetedeki çalışma odamı görenler, rahat bir gün geçirmediğimi tahmin etmişlerdir.

Arizona Üniversitesi'ndenDr. Charles Gerba'nın yürüttüğü araştırmanın sonuçlarına göre; eğer masanızda yemek yerseniz, masanızda 20.000 mikrop barınıyor, demekmiş. Bu oran klozet kapağında daha azmış.

Ya telefon ahizeleri?..

Onlarda da 25.000 mikrop yaşıyormuş.

Benim odamdaki üst üste kitaplara, CD'lere, dergilere, gazete kesiklerine bakınca, Özdemir Asaf'ın Neyzen Tevfik için yazdığı Portre şiirini anımsadım:

‘‘Bütün metroların ve santimlerin,/ Bütün kiloların ve gramların,/ Bütün rakıların/ Ürktüğü adam.’’

Benim odamdaki mikrop sayısı da bu şiire eş değer bir anlam taşıyor. Sayısını bulmak sanırım, iki matematikçi dostum Halûk Oral ile Ali Nesin'e yeni bir iş alanı açabilir.

Kitaplar üst üste ya da yan yana dizildiklerinden, aralarına girip temizlik yapılması da pek mümkün değil.

Üzerlerindeki tozu silmekle yetiniyorum/ yetiniyor/ yetiniyorlar.

Zaman zaman, gömleklerim kirlenmesin diye, kolluk takmayı bile düşünüyorum.

* * *

BANA benzeyen, odaları benimkini andıran dostlarım olmasa, bugün nerdeyse gazeteye astronot kıyafetiyle gelecektim.

Şimdi, bu araştırmadan sonra Abdülhak Şinasi Hisar'ın, bindiği taksinin bagajındaki meyvelerden bile mikrop geçebileceğini düşünmesine hak verdim.

Bugün Milliyet Gazetesi jürisi toplantısı için İstanbul'a gelen dostum Prof. Dr. Ruşen Keleş gazetedeki çalışma masamı görünce, benim de odam ve masam böyle, dedi, içime su serpti.

Ünlü bir akıl hastalıkları uzmanının da görüşünü aktardı: ‘‘Masası temiz olanların zihninleri açık değildir.’’

Türkçe'ye şöyle adapte edebilirim: ‘‘Masaları temiz olanların zihinleri temiz, berrak değildir.’’

Bu sözden sonra, masamı, odamı arındırma girişiminden vazgeçtim.

Gene de bir tıp adamına mikrop sayısını ölçtürmek istiyorum.

Çünkü durum şakaya gelecek gibi değil. Belki de odamı, masamı dezenfekte etmek (mikroptan arındırmak) gerekebilir.

Çalışma masasında yemek yemeğe gelince... Ben ancak akşamüstü çayın yanında birkaç kurabiye yiyorum.

Sanırım yemekten kasıt, sarmısaklı, soğanlı bazı yiyecekler. Kimsenin damak tadına müdahale etmek istemediğimden, bunların ne olduğunu açıklamayacağım.

* * *

AŞIRI steril bir hayat, en azından, ruhumda olsa bile odamda gerçekleşemiyor.

Gazetedeki çalışma masamı anlattım. Ya evdeki?..
Yazarın Tüm Yazıları