Kıvanç, Bale’in yolunda

Kıvanç Tatlıtuğ, rol için kilo alıp verme konusunda Türkiye’nin Christian Bale’i olma yolunda.

Haberin Devamı

“Aşk-ı Memnu”da hafif göbeği gözümüzden kaçmamıştı Kıvanç Tatlıtuğ’un. “Kuzey Güney”de oynadığı Kuzey, boks yapan bir genç olunca diyet, spor ve özellikle boks sayesinde 13 kilo verdi ve üzerine bol bol kas yaptı.
Kaslı kolları ve baklavaları az konuşulmadı.
Tatlıtuğ şimdi de başrolde oynadığı “Kelebeğin Rüyası” filmi için 7 kilo verdi. Ve bu kez vücut çalışmayı da bıraktı. Kaslar gitti, yüzü hafiften çöktü.
Her şey oyunculuk için.
Geçen gün, Batman serisi filmlerinde Batman için kilo alan, aradaki diğer rollerde ise sürekli kilo vermek zorunda olan Christian Bale’i yazmıştım.
Bale 2000 ve 2012 yılları arasında rol aldığı 8 film için kilo alıp vermekten çekinmedi.
“American Psycho”da 81 kilo olan Bale, “The Machinist” filmi için 55 kilo kalarak bir deri bir kemik kamera karşısına geçti, “Batman Begins” için 86 kiloya çıktı, “Rescue Dawn” için yine kilo verdi, 61 kilo oldu, “The Dark Night” için tekrar kilo aldı, “The Fighter” için 66 kiloya düştü.
Şu anda vizyonda olan “The Dark Knight Rises” (Kara Şövalye Yükseliyor) için 90 kiloya çıkarak bir de güzel vücut yaptı.
Her şey oyunculuk için.
Günün duası belli oldu; Allah, rejim yapıp birkaç kilo vereceğim diye perişan ve sinir sahibi olan herkese oyuncu sabrı, hedefi, azmi ve başarısı versin.

Haberin Devamı

İlk solo DJ albümü ona ait

Yaptığı iş, duygu ve matematiğin bir araya gelmesi.
İnşaat mühendisliği okuyup müziğe gönül vermiş, 15 yıldır DJ’lik ve aranje yapıyor.
2004’te Türkiye’nin ilk solo DJ albümünü çıkaran Burak Yeter’den söz ediyorum.
2009’da Ajda Pekkan “Oyalama Beni” remiksi ile yeni bir sayfa açtı.
Kral TV Müzik Ödülleri’nde açılan ilk remiks kategorisi ödülünü aldı.
Burak Yeter’in geçen hafta piyasaya çıkan altıncı albümü “Blue”, iki CD’den oluşuyor.
İlk CD’de Türkçe, ikincisinde ise yabancı dünya sound’u çalışmaları var.
Bu hareketli albümün ilk klip şarkısı Sertab Erener’in “Aldırma Deli Gönlüm”ü olacak.
Tavsiye ederim.

Kadına şiddet var albümü almayın!

Sanatçıları özel yaşamlarıyla değerlendirmemek lazımmış!
Yok, olmuyor öyle işte.
İster istemez topluma aykırı davranan birinin yaptığı işlerden de uzaklaşıyorsunuz.
Bakın Chris Brown’a.
Grammy töreninden hemen önce Rihanna’yı dövmesinin üzerinden üç yıl geçti.
Suçunu kabul etti, beş yıl şartlı tahliye ile yaşadı, 180 günlük kamu hizmeti bile yaptı bunun karşılığında.
Sevgilisi Rihanna bile sonrasında barıştı onunla.
Ama iş öyle kamu hizmetiyle, özürle, afla, zaman geçmesiyle olmuyor.
“Dayakçı” sıfatı hâlâ üzerinde.
Hatta yine hortladı bile denebilir.
Chris Brown’un yeni albümü “Chris Brown, kadınları döver” cümlesi ve eleştirileri altında eziliyor.
Verdiği konserler sırasında Twitter’da dayak olayı gündemden düşmüyor.
David Guetta ile sahnede olsa bile sosyal medya sadece Brown’ın Rihanna’yı nasıl dövdüğüyle ilgileniyor.
12-18 yaş arasındaki genç kızların yarısının sevgililerinin cinsel tacizine uğradığı, yüzde 40’ının fiziksel şiddet gördüğü bir dünyada, Rihanna gibi popüler bir kadına şiddet gösteren bir şarkıcıya ve ona albüm yapan şirkete cezalarını vermek isteyenlerin sayısı hiç de az değil.
Müzikseverler Chris Brown’un son albümü “Fortune”un satın alınmaması için kampanya başlattılar bile.
Sonuç, başarılı bir şarkıcı olmak sadece iyi şarkı bulmak ve söylemekle olmuyor, özel hayata da dikkat etmek, kötü örnek olmamak gerek.

 

Yazarın Tüm Yazıları