Rövanş olmasın

Güncelleme Tarihi:

Rövanş olmasın
Oluşturulma Tarihi: Haziran 17, 2012 00:00

ABD’nin Pennsylvania eyaletindeki çiftliğinde yaşayan Fethullah Gülen, dün Türkiye saatiyle 00.15’te, Başbakan Tayip Erdoğan’ın “Dön” çağrısına yanıt verdi.

Haberin Devamı

100 kişinin katıldığı ikindi sohbetindeki sözler, Gülen’in çiftliğinde yaşa-yan herkul.org ekibinin çekimleriyle aynı sitede yayınladı. Gülen hem kendinin, hem salondakilerin ağladığı konuşmasında şunları söyledi:

Civanmertlik

“O (Tayyip Erdoğan) kendine yakışanı yaptı. Bu ilk değil onu söyleyeyim. Sayın Cumhurbaşkanı  (Abdullah Gül) da açıktan açığa dedikleri de oldu bir vasıta ile bana ulaştırdıkları da oldu. Devletten daha başkaları da kendilerine yakışan o civanmertliği her zaman sergilediler. Benim, kanaatimce bana yakışanı yapmam lazım. Şimdi onlar davet ederler, ‘gel’ derler normal. Millet de öyle bakabilir. Nitekim orada alkışın ritmi dozu biraz yükselince de her halde öyle bir talep şeyi imajı aldı Sayın Başbakan. Türkiye emin, böyle güvenlikli bir yer değil dolayısıyla başıma gaile açarım, dert açarım başıma. Arz edeceğim şeyler böyle yakışıksız şeyler olabilir de ben hiçbir zaman böyle başıma dert açacağım mülahazası yaşamadım.

Buradayım

Haberin Devamı

Türkiye’de yeni yeni problemlerin olmaması, bir kısım huzursuzlukların çıkmaması, bir kısım kazanımların hafazanallah kaybedilmemesi için yüzde 1
ihtimalle oraya gitmemiz bu hususlara zarar verecekse, o endişeyle gitmek istemem. İşin rövanşı
peşinde koşan birileri, bazı müesseselere zarar vermek suretiyle idareyi zor durumda bırakacaklarsa şayet, Türkiye’deki olumlu şeylerde bir duraklama olacaksa şayet, ben bir müddet daha, içtiğim kahveleri hatırlayarak, ve sonra ondan kaçarak burnumun kemikleri sızladığı anda ondan uzaklaşarak burada kalacak, yaşayacağım.

Vasiyetim sayın

Bütün bu endişeler zail olduğu zaman kader birliği yaptığım arkadaşlarımla meseleyi detaylı görüşürüm. Burada öldüğüm zaman bile buraya gömülmek istemiyorum. Kendi ülkeme kendi toprağıma gömülmeyi arzu ediyorum. Gelirken arkadaşlarıma ‘Paranızla bir yer alın, bize ait olsun Türk milletine ait olsun, oraya gömersiniz’ demiştim ama sonra vazgeçtim. Kendi ülkemde ölmeyi ve kendi annemin ayaklarının dibine gömülmeyi arzu ederim. Bunu da benim vasiyetim sayın. O talep eden arkadaşlarımız, devlet büyüklerimiz kusura bakmasınlar. Talep etmeleri onların civanmertlikleri ama benim bu mevzuda böyle düşünmemde onlara karşı onların yaptığı şeylere karşı saygımın gereği.

Boşluğa atacaktı

Haberin Devamı

27 Mayıs’ı gördüm ben, tekdir gördüm. Karşıma çıkan bir emniyet amiri merdivenlerin başında eğer ‘Dur’ demeseydi, o dramatik filmlerde olduğu gibi, beni merdiven boşluğuna atacaktı, ifadeye götürürken. 12 Mart’ta
3 sene mahkeme sürdü. Ben 3 sene mahkûmiyet aldım. Bir sene
sürgün aldım ve aylarca içerde kaldım. Ama seve seve gittim, hiç şikâyet etmedim. 12 Eylül’de bir şaki gibi 6 sene kaçtım. Rahmetlik askeriyeden ayrılma Cahit Efendi ‘Aman Hocam’ dedi. Teslim olmayı düşünmedim. Daha sonra 28 Şubat, 27 Nisan meseleleri oldu. O dönemde de tehditler oldu.

Dikili taşım yok

Amerika’daydım 97’de. Devletin başındaki insan, bir yerde önemli bir değişiklik olunca bana telefon etti. Gel dedi, artık durum değişti. Mayo Kliniği’ne tedaviye geldim. O geliş de kaldı öyle. Aslında şahsım adına endişe duymadım. Çünkü dünyaya beni bağlayacak hiçbir şeyim yok. Bir dikili taşım olmadı. Çoluğum çocuğum olmadı. İleriye matuf bir hesabım da olmadı. Bunları mensubu olduğum, gönlümü verdiğim gayeye, hayal yaptığım davama düşünceme hep aykırı saydım. Burada utanarak bir şey arz edeceğim. Askerdeyken aile büyüklerim amcamı ortaya koyarak, hayatımı değiştirmemi istediler. Çok sevdiği Yaşar Hoca da söyledi. Ben kendimi bu işe vakfettim. Başka şey düşünmeyi kendime haram sayıyorum. Ben zayıf bir insanım. İki şeyi birden taşıyamam diye, tek şeyi omuzumda taşıyayım diye. Dünya adına hiçbir sevdam olmadı. Hiçbir şeye bağlanmadım. Tek şey namı celili Muhammedi dört bir yanda şehval açsın istedim ben. Ama o mevzuda denecekleri doğru diyemedim. Söylenecekleri söyleyemedim. Nefsimi karıştırdım. Sesim ayarlayamadım.

Asmadılar

Haberin Devamı

45 yaşındayken ‘Belki beni asarlar’ diyordum. 44’te asmadıklarına göre 55 o da 11’in bir katı dedim. Belki o zaman asarlar. 66 oldu. Belki o zaman asarlar dedim asmadılar. Ben hep o hülyalara bağlı yaşadım. Rabbim buna şahit. Kalbim herkese dahi o biliyor benim.”                         

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!