Berk: "Kansız'la Trabzon'da görev yaptık"
Güncelleme Tarihi:
AA
Oluşturulma Tarihi: Haziran 12, 2012 17:24
“Ergenekon” soruşturması kapsamında görülen davada tutuksuz yargılanan emekli askeri savcı Bahadır Berk, iddianameyi hazırlayan özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız ile 1997'de Trabzon'da görev yaptıklarını söyledi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada savunmasını yapan Berk, 20 yıl adalete ve Türkiye Cumhuriyeti'ne hizmet ettiğini, Çorlu'da 5. Kolordu'da başsavcılık görevinde bulunduğunu, Mart 2008'de emekli olduğunu belirtti.
Berk, İşçi Partisi'ne 2009'da üye olduğunu ifade ederek, Çorlu ilçe yönetimine girdiğini, telefon görüşmelerinin de 4 yıldır dinlenildiğini kaydetti.
İş ya da özel nedenlerle telefon görüşmesi yaptığı kişilerle örgütsel irtibatı olduğunun iddia edildiğine dikkati çeken Bahadır Berk, iddianameyi hazırlayan özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız ile aynı dönemde Trabzon'da görev yaptıklarını söyledi.
Berk, “Trabzon'da 1997'de askeri başsavcı olarak görev yaparken bu iddianameyi yazan savcı da orada görevliydi. Hiç görüşmediysem 10 kez telefonla görüşmüşüzdür. Ne oldu şimdi, örgütsel irtibat mı oldu?” diye konuştu.
“Ergenekon” davası sanıkları Güler Kömürcü Öztürk ve Sevgi Erenerol ile görüşmelerinin iddianamede ve polis tutanağında farklı sayılarda yazıldığını savunan Berk, “Nasrettin Hoca'nın kazanı mı bu? Doğuyor, çoğalıyor, ölüyor” şeklinde konuştu.
Berk, savunmasının ardından üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu'nun sorularını yanıtladı.
Haşıloğlu'nun, “Ergenekon” davası sanıklarından Doğu Perinçek ile tanışıp tanışmadığını sorduğu Berk, Perinçek'e duyduğu saygı haricinde aralarında herhangi bir irtibat bulunmadığını belirterek, “İlk kez duruşmalara geldiğimde tanıdım ve elini sıktım” dedi.
Bunun üzerine Haşıloğlu, “Ergenekon sanıklarından İbrahim Benli'nin Gökçeali'de bulunan evinde yapılan ve sizin katıldığınız toplantıda Doğu Perinçek de var mıydı?” diye sordu.
Berk, Perinçek'i o yemekte gördüğünü, ancak birebir tanışmadıklarını ve yüz yüze konuşmadıklarını söyledi. Berk, çok saygı duyduğu Rauf Denktaş'ın da bu yemeğe katılacak olması nedeniyle gittiğini, ancak Denktaş'ın gelmediğini anlattı.
Duruşmada savunmasını yapan sanıklardan Aydınlık Gazetesi Yurt Haberleri Şefi Özlem Usta, Aydınlık Gazetesi İstihbarat Şefi Caner Taşpınar ve gazetenin muhabiri Mehmet Bozkurt da gazetecilik faaliyetleri nedeniyle yargılandıklarını savunarak, beraatlerini istediler.
Tutuksuz sanıkların savunmalarının tamamlanmasının ardından duruşma 14 Haziran Perşembe gününe ertelendi.
Berk, İşçi Partisi'ne 2009'da üye olduğunu ifade ederek, Çorlu ilçe yönetimine girdiğini, telefon görüşmelerinin de 4 yıldır dinlenildiğini kaydetti.
İş ya da özel nedenlerle telefon görüşmesi yaptığı kişilerle örgütsel irtibatı olduğunun iddia edildiğine dikkati çeken Bahadır Berk, iddianameyi hazırlayan özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız ile aynı dönemde Trabzon'da görev yaptıklarını söyledi.
Berk, “Trabzon'da 1997'de askeri başsavcı olarak görev yaparken bu iddianameyi yazan savcı da orada görevliydi. Hiç görüşmediysem 10 kez telefonla görüşmüşüzdür. Ne oldu şimdi, örgütsel irtibat mı oldu?” diye konuştu.
“Ergenekon” davası sanıkları Güler Kömürcü Öztürk ve Sevgi Erenerol ile görüşmelerinin iddianamede ve polis tutanağında farklı sayılarda yazıldığını savunan Berk, “Nasrettin Hoca'nın kazanı mı bu? Doğuyor, çoğalıyor, ölüyor” şeklinde konuştu.
Berk, savunmasının ardından üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu'nun sorularını yanıtladı.
Haşıloğlu'nun, “Ergenekon” davası sanıklarından Doğu Perinçek ile tanışıp tanışmadığını sorduğu Berk, Perinçek'e duyduğu saygı haricinde aralarında herhangi bir irtibat bulunmadığını belirterek, “İlk kez duruşmalara geldiğimde tanıdım ve elini sıktım” dedi.
Bunun üzerine Haşıloğlu, “Ergenekon sanıklarından İbrahim Benli'nin Gökçeali'de bulunan evinde yapılan ve sizin katıldığınız toplantıda Doğu Perinçek de var mıydı?” diye sordu.
Berk, Perinçek'i o yemekte gördüğünü, ancak birebir tanışmadıklarını ve yüz yüze konuşmadıklarını söyledi. Berk, çok saygı duyduğu Rauf Denktaş'ın da bu yemeğe katılacak olması nedeniyle gittiğini, ancak Denktaş'ın gelmediğini anlattı.
Duruşmada savunmasını yapan sanıklardan Aydınlık Gazetesi Yurt Haberleri Şefi Özlem Usta, Aydınlık Gazetesi İstihbarat Şefi Caner Taşpınar ve gazetenin muhabiri Mehmet Bozkurt da gazetecilik faaliyetleri nedeniyle yargılandıklarını savunarak, beraatlerini istediler.
Tutuksuz sanıkların savunmalarının tamamlanmasının ardından duruşma 14 Haziran Perşembe gününe ertelendi.