Danıld Dak

Günlerdir canım nasıl ördek çekiyor, anlatamam size, aslında ne şımarıkça; sanki bütün ömrüm ördek yiyerek geçti.

Haberin Devamı

İşin aslı babacığım Çin yemeği hastasıydı, kendimi bildim bileli gideriz Hilton Dragon’a.

Hal böyle olunca dedim gideyim Dragon’a, sonra boşver dedim, şimdi bayılacaksın bir ton para.

Sen nereden neleri bulmuş kadınsın, satılık ördek mi bulamayacaksın.

Aradım, taradım, çalmadık kapı bırakmadım ve en sonunda dev bir ördeğe ulaştım.

Aldım, getirdim eve, başladım düşünmeye; yahu bu yalnız başına yenmez, sen iyisi mi topla kızını, ananı, kardeşini…

“Tamam” dediler.

Aşçı edasıyla girdim mutfağa. Haaaa çok iyi yemek yaparım bu arada. Pişirdim, bir güzel oldu, çıtır çıtır. Soslar hazırladım, lavaşlar, soğan, salatalık halt etmiş Dragon, anlayacağınız  o kadar iddialıyım.

Telefon çaldı.

“Anne ya, herkes bilmem kimde toplanıyor, gelmesem kızar mısın?”

“Yok”

Yine telefon;

Haberin Devamı

“Ayşe, bizim oğlanın ateşi çıktı, sori canım.”

Telefon, annem;

“Ayşe, migrenim tuttu, çok fenayım.”

Kaldım mı öylece, yardımcım Gül’ü çağırdım;

“Gel beraber yiyelim”

“İyyyyyy, ben yemem öyle şey Ayşe Hanım.”

Ördek bana bakar, ben ördeğe.

Yarım şişe şarap içmişim, dert basmış beni ne yapsam ördeği diye.

Konu komşuyu çağırsam, kimseyi tanımıyorum.

Kessem, ördekli bir sürü sandviç yapsam, sabah kanala götürüp tüm ekibe dağıtsam? Yok, olmaz o da görmemişin ördeği olmuş gibi.

Assam, kurutsam; çirozu öyle yaparlar ya.

O da olmaz, pişmiş bu kardeşim.

Derin düşüncelere dalmışken Yasemin aradı;

“Şekerim, son dakika planı kızlarla Dragon’a geldik, atla gel hemen.”

“Yok, gelemem” dedim önce, sonra aradım Yasemin’i “geliyorum, hem de ördeğimle.”

“Nasıl yani?”

Anlattım, sonra da Dragon’un sahibi Ergun’u aradım;

“Ördeğimi alıp geliyorum, durum bu” diye.

Lokantaya varınca Ergun’dan bir tebrik aldım, “valla ördek pişirmek her baba yiğidin harcı değil, aferin” dedi.

Masaya benim ördek de geldi, bir güzel yedik, midemi mutlu ettim ama en çok da ruhumu, heba olmadı benim Pekinli.

Not: ayrıca böylelikle ördek de bedavaya geldi, başka ördek söylemedik, benimki bize bol bol yetti.

……

KÜRTAJ

Kürtajla ilgili yazım üzerine yine sizlerden pek çok eposta aldım. Ancak fark ettim ki yazım yanlış anlaşılmış. Kürtaj yasaklansın gibi bir düşüncem yok. Çünkü yazımda da anlattığım gibi ben de kürtaj oldum sağlık sebepleri ile. Yanı sıra tecavüze uğrayan bir kadına ve hatta bir çocuğa tecavüz sonucu dünyaya gelecek bir bebeği doğurmak zorundasın demek de mümkün değil. O anne o çocuğa her baktığında başına gelen korkunç şeyleri hatırlayarak nasıl annelik yapabilir ki o yavruya? Hatta daha da vahimi ensest ilişkiler sonucu dünyaya gelecek çocuklara yazık olmayacak mı?

Haberin Devamı

Ben kürtaja karşıyım derken tabi ki bu gibi durumlarda karşı değilim sadece bir doğum kontrol yöntemi gibi “ay akşam şarabı fazla kaçırmışız, kendimizi yatakta buluverdik” deyip kürtaja koşan kadınların daha dikkatli olmalarını, bir cana son vermenin bu kadar kolay olmadığını anlatmak istedim.

Sizlerden gelen epostaların da bir kısmını aşağıda paylaşıyorum.

……………

BU YAZINA İNANAMADIM

Merhaba,

Aylardır yazılarını büyük bir sevgi ile takip ediyorum.

Üzüntün üzüntüm, mutluluğun kendi mutluluğummuş gibi hissediyorum okurken.

Çoğu durumda aynı açıdan bakıyoruz olaylara.

Ayakta durmanı, özgürlüğünü, kızına tutkunu, ailene bağını hep takdir ettim.

Ama bugün kürtaj için söylediklerine inanamadım.

Haberin Devamı

Kürtaj tabi ki bir kadının kolaylıkla atlatabileceği, kolay karar vereceği bir süreç değil.

Bir doğum kontrol yöntemi hiç değil, olmamalı da.

Sağlık açısından riskli bir operasyon en başta.

Ruhen çöküntüye uğratacak bir durum kadın için.

“aman boşver’’cileri, “umurumda mı dünya’’cıları ayrı tutuyorum elbette.

Kadının doğasındaki anaçlığa ters bir kere kürtaj.

Ancak bunun olup olmamasına kadın kendi karar vermeli,

Bir kadının tecavüzcüsünün çocuğunu doğurması ne demektir?

Ya da 18 yaşında “hata” yapmış bir çocuğun anne olması?

Bırak ruhen hazır olmayı, fiziken hazır olabilir mi bir insan o yaşlarda?

Kendi sorumluluğunu alamazken, hala hatalar yaparken! Bir bebek nasıl büyütebilir?

Haberin Devamı

Bunun kararını devlet mi vermeli?

Nerde kaldı bizim beden bütünlüğümüz?

Kadın bedeni, annelik hakkı devletin ellerine bırakılır mı?

İnsan beden bütünlüğünü, hayatının geri kalanını nasıl yaşayacağını, hayallerini devletine mi sormalı?

Ben 29 yaşında bir kadın olarak sana ve senin gibi düşünen herkese diyorum ki

Ellerinizi bedenimden çekin!

Gelecek günler için, gelecekteki TÜRKİYE için günden güne içim korkuyla doluyor.

Böyle gitmeye devam ederse zaten, kimse merak etmesin.

Aklı başında insanlar çocuk yapamayacak korkudan, gelecek korkusundan.

Saygılarımla.

Elçin A.

………….

BEDENİMİZ BİZİMDİR-İMZA KAMPANYASI

Merhaba,

Biz Ankara Üniversitesi Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı’ndan bir grup üniversiteli kadın olarak Başbakan’ın ve AKP hükümetinin üreme, sağlık ve nüfus politikalarıyla ilgili son dönem yaptıkları açıklamaları ve kadınların bedensel bütünlük, üreme ve sağlık haklarını iğdiş etmeye yönelik, otorite-milliyetçi-muhafazakar, cinsiyetçi ve heteroseksist politikalarını kınamak üzere aşağıdaki imza kampanyasını başlattık.

Haberin Devamı

Ortak mücadelemiz için sizlerden de acil destek bekliyoruz.

Sadece imza atmakla yetinmeyin, lütfen yaygınlaştırın.

Pınar

http://www.ipetitions.com/petition/kamuoyuna-cagrimizdir-kurtaj-tartismasina-tepkisiz/

………..

Ayşecim bugün yine çok güzel yazmışsın katılmamak elde değil bu kadar mesele varken taktılar bizim başımıza kı...za

yalnız yazının sonuna bayıldım çünkü aynı ben de ''birini beğensem de şansım sıfır çünkü ortalık kaynıyor çıtır '' diyerekten boşuna gözünü yormayanlardanım fakat belli de olmaz gün doğmadan neler doğarmış şansımız bol olsun Ayşe’m seviyorum

Seni kucak dolusu öptüm.

Tülin

............

BUGÜNKÜ YAZINIZA ELEŞTİRİ

Ayşe Hanım,

Bugünkü yazınıza bir kadın olarak anlam veremedim. Bir köşe yazarına yakıştırmadım. Bahsi geçen konu kürtaj olmak iyi bir şey midir, değil midir tartışması değildir.

Konu kürtaja karşı olmak değil... Konu kürtaj yasağına karşı olmak.

Kürtaja karşı olmak güzel, kürtaj sayısını azaltmayı hedeflemek güzel. Ama bu iş yasaklarla olmaz. Eğitimle olur. Devletin doğan her çocuğa vereceği gelecek garantisi ile olur. Devletin gençlere vereceği eğitimle, bilinçle, sevgi ile olur.

Eğitimsiz, hoşgörüsüz, sevgisiz yasaklar sadece merdiven altını, gizli kapaklı, sağlıksız işleri artırır. Hamilelik 2 kişiyle başlatılan bir süreç olmasına rağmen süreci sadece tek bir kişi yaşar. Kürtajı yasaklarla engellemek iyi niyetle bakarsak (Ki çoğu zaman kötü niyetli ya da düşüncesiz olan erkektir) 2 kişinin başlattığı bir sürecin yükünü tek kişinin omzuna yüklemek olur. Bu insan haklarına aykırı bir durumdur.

Bu sebeple ben “ben kürtaj severim, biz ailece fırsat buldukça kürtaj yaptırırız gibi bir şeyden bahsetmiyoruz. Amaaaan şimdi sevişeyim de hamile kalırsam nasıl olsa aldırırım diyen insan var mıdır? Yüzde kaçlık bir orandan bahsediyorsunuz bilmiyorum. Ama kürtaj olan kadının en basit sebebi: “Şu anda hazır değilim” olabilir. Aynı sizin yaşadığınız gibi. “İlkinde sağlık problemi yaşadım. Korkuyorum” gibi bir sebebi olabilir. “Kocama güvenmiyorum, böyle bir evlilikte çocuk doğurmak sağlıksızdır''” olabilir.

Ya da “hay Allah aslında sakıncalı günlerde de yapmamıştık" olabilir. Ve hepsi (en basit sebeplerden olmakla beraber) insani bir durumdur.

“'Babam beni hamile bıraktı” . “tecavüzcümün çocuğunu doğurmak istemiyorum” gibi karmaşık sebeplerden bahsetmiyorum bile...

Ne diyeyim. Umarım şimdi mevzuyu anlayabilmişsinizdir.

Berna

………….

Yazarın Tüm Yazıları