Okur temsilcisine mektuplar

Güncelleme Tarihi:

Okur temsilcisine mektuplar
Oluşturulma Tarihi: Mart 01, 2004 01:46

Sabiha Gökçen haberi

SABİHA Gökçen'in Ermeni asıllı olması ile ilgili iddianın (şimdiye kadar duyulmamış bir iddia, siz yayınlamasanız milyonlarca insan duymayacaktı) gazetenizde yayınlanmaması gerekirdi. Sabiha Gökçen gerçek vatanseverliğin sembollerinden biridir. Böyle bir sembolün geçmişi ve de bu sembol hayatta değilken, yani kendini anlatma fırsatı bile yokken tartışılmasının yararı nedir? Diyelim ki Ermeni asıllı, o zaman şunu kendimize soralım: Biz Kurtuluş Savaşımızı ve sonraki ulus kurma mücadelesini sadece Müslüman Türkler için mi verdik? Hayır, Nutuk'u okursak bu mücadeleyi tüm vatan evlatları için verdiğimizi Atatürk'ün ağzından duyarız. Çanakkale savaşlarında ölen Avustralyalı ve Yeni Zelandalı askerleri kendi evlatları kabul eden bir millet olarak, bizimle (ve de bizden çok önce) bu topraklarda yüzyıllardır yaşamış Ermenilerden neden kaçmaya çalışıyoruz? Ermeniler, bu haber üzerine çıkıp, ‘‘Ermenilik bir hakaret/karalama aracı olarak kullanılıyor’’ diye yurtdışında propaganda yapsalar çok mu mantıksız olur? Ben sadece bir haberin nereye varabileceğini göstermek ve vurgulamak istedim. Sabiha Gökçen'in aslı beni hiç ilgilendirmiyor. İki küçük kızıma cesur, aydın ve vatansever bir kadın örnek göstermem gerektiğinde sadece listemin ilk sırasında yer alıyor.

Ali FEMİR afemir@superonline.com

TEMSİLCİNİN NOTU: Sabiha Gökçen haberi geçtiğimiz günlerde büyük tartışma yarattı. Konu Hürriyet'ten taşıp pek çok gazetede yer buldu. Hürriyet'in bu haberinin bir amaca yönelik olduğu, komplo amacı taşıdığı dile getirildi. Bu eleştiri haksız. Bir iddiadan yola çıkılarak bir konunun tartışılması, tüm tarafların görüşlerine yer vermek zaten gazetenin en doğal işlevlerinden biri. Ancak haberde ve başlıklarda yazılanların ‘‘bir kişinin iddiası olduğu’’ daha net ifade edilebilirdi.

Haberi yazan Hürriyet'in tecrübeli muhabiri Ersin Kalkan ise eleştiriler için şunları söyledi:

‘‘Söz uçacak ama yazı kalacak. Bu nedenle tek satırı bile araştırmadan yazmamayı ádet edindim. İddialar Agos Gazetesi'nde yer alınca, Sebilciyan Ailesi hakkında bir araştırma yaptım. Ailenin dört kola ayrıldığını, kollardan birinin Gaziantep'te, diğerinin ise Bursa'da olduğunu öğrendim.

Ayrıca haberde, yazar Simon Simonyan'ın 1972 yılında Beyrut'ta yayınlanan bir öyküsünden de söz ettim. Simonyan bu öyküde Sabiha Gökçen'in asıl adının Hatun olduğunu belirtiyor ve aile fertlerinin isimlerini veriyordu. Bu isimler Agos Gazetesi'ndekilerle aynıydı. (Bu bölüm, haber uzun geldiği için kullanılmamış.)

Ayrıca Pars Tuğlacı da benzer şeyler söylemişti. Sonraki günlerde bu da Hürriyet'te yer aldı.

Bir köşe yazarı da Time yayınlarından 30 yıl önce çıkan ‘‘Türk havacıları’’yla ilgili bir kitapta Gökçen'in ailesinin 1. Dünya Savaşı yıllarında ortadan kaybolduğunun yazılı olduğunu dile getirdi.

Ben bir gazeteci olarak tarihin karanlık dehlizlerinde kaybolmuş serüvenlerin bilinmesinde fayda olduğunu düşünüyorum. O haberin haber değeri taşıdığına da inanıyorum. Eğer bir kıymet taşımasaydı herkes deli saçması diye gülüp geçerdi.’’


Abesle iştigal

SABİHA Gökçen hakkında ortaya atılan savlar ve bunlara ilişkin tartışmalar bence abesle iştigalden öte bir şey değildir. Kimin hangi kökenden olduğunun ne önemi var? İnsanların milliyetini belirleyen etnik köken değil, kendini ne olarak tanımladığıdır.

Ali GÜNAY

Onaylamadım

SABİHA Gökçen'in Ermeni asıllı olması çok mu önemli? Atatürk'ün manevi kızına dil uzatmakla ne gibi bir kazanç sağlayabilirsiniz? Hürriyet'in bu yaklaşımını onaylamadığımı belirtmek isterim.

Haluk BERKMEN h.berkmen@superonline.com

İstanbul sadece cinayet haberleriyle mi anılacak?

HÜRRİYET Gazetesi'nin mükemmelliğini savunan biri olarak gazetemde görmekten rahatsız olduğum bir konu var. ‘‘Muhabirin adı/İstanbul’’ imzalı haberlerin hep cinayet, intihar, gasp ve adliye haberleri olmasından çok rahatsızım.

Bu bende İstanbul'da hep bu tarz olaylar olduğu düşüncesini uyandırıyor. İstanbul'un sadece 3. sayfa haberleriyle değil, kültür ve sanat haberleriyle de anılabileceği inancındayım.

Zaten az okuyan ülkemizde gazetelerde şiddet haberlerine ne gerek var?

Cinayet haberi ile cinayet işlemenin yolunu göstermek arasında ne fark var.

Türk basınında her zaman, her alanda lider olan HÜRRİYET Gazetesi'nden şimdi bir ilk daha bekliyorum.

Gelin 3. sayfa diye tabir edilen intihar, cinayet, gasp, adliye, ölüm haberlerine bir son verin.

Ahmet KORAMAN akoraman@mynet.com

Özür borcu

15 Şubat tarihli gazetenizin Pazar ekinde Amerikan porno starı (!) John Holmes'un hepimizce yakından bilinmesi, hatta zihinlerimize kazınması gereken ulvi hayat öyküsünü (!) okuduğumda, Hürriyet'in nasıl olup da böyle bir habere yer verdiğine ürpertiyle tanık oldum. Size hatırlatmak istediğim bazı şeyler var. Siz hatırlamasanız da bu ülkede bu yazıdan olumsuz etkilenecek 13-15 yaş grubunda cinsel kimliği yeni yeni şekillenen gençler bulunuyor. Bu ülkede tüm marjinallikleri ilericilik olarak algılatma eğilimi her zaman ters tepti. Benim belki sizin tarafınızdan cılız ve muhafazakár bir eleştiri olarak nitelendirilebilecek kişisel tepkim, benzerlerini de beraberinde getirecektir. Bu yazıdan dolayı okuyucularınıza ÖZÜR BORÇLUSUNUZ.

Burhan KÖLÜKSÜZ burhankoluksuz@hotmail.com

Altın Kelebek ödülleri

İYİ günler diliyorum. Ben bir şey sormak istiyorum. Altın Kelebek ödülleri alınmadan önce halk, oyunu çeşitli yollarla istediği sanatçılara gönderdi. Bu gönderenler için bir çekiliş vardı diye hatırlıyorum. Acaba yanlış mı hatırlıyorum? Teşekkür ederim.

Nazmiye AKDEMİR gumuskaya@ttnet.net.tr

TEMSİLCİNİN

NOTU: Altın Kelebek ödülleri için oy kullanan okurlarımıza yönelik armağan çekilişi geçtiğimiz günlerde yapıldı. Armağan kazanan okurlarımızın listesi 19 Şubat 2004 tarihli Hürriyet Gazetesi’nde yayınlandı.


Müzenin ziyaret saati

12 Şubat tarihli Seyahat ekinizde Dolmabahçe Sarayı'nın ziyaret saati 09.00-16.00 olarak belirtilmiş. Ben ve nişanlım dün saat 15.00'te saray kapısından dönmek zorunda kaldık. Çünkü kışın kapanış saati 15.00 imiş. Sizin verdiğiniz saat yaz tarifesiymiş.

Bu tip bilgiler verirken lütfen önce kontrol ettirin.

Av. Ece BORA

OKURLARIMIZDAN KISA KISA

CEYDA ILGAZ 21 Şubat tarihli gazetenizde ‘‘Müstakbel Damat Kanun Kaçağı’’ isimli haberin içeriği ile fotoğraf altyazısı arasında bir tutarsızlık var. Resimaltında Laura Bush değil Barbara Bush yazılmalıydı.

AKIN İLGİN Ben Almanya'da yaşayan bir okurunuzum. Gazetenizin boyutları neden bu kadar büyük? Millet burada metroda, sokakta, kalabalığın içinde rahat rahat gazetesini okurken, bizler çarşaf boyutundaki gazeteyi bir arada tutmaya çalışarak zaman kaybediyoruz.

NİLGÜN SEVİM 24 Şubat tarihli gazetenizde, ‘‘Putin'den Gül'e Çeçen teşekkürü’’ başlığını haberin içinde bulamadım. İma edilmiş olabilir, ama haberde yoktu. Ayrıca yazarlarınızın ‘‘Mışlı’’ cümlelere dayanarak ağır yorumlarda bulunması da doğru değil.

ERTAN ÖZAY Geçtiğimiz günlerde bir tecavüz haberinde kullandığınız fotoğraf beni çok rahatsız etti. Lütfen böyle fotoğraflar kullanmayın. Bu tür üzücü haber-fotoğrafları, ‘‘mesleki etiğin’’ esas olarak tartışılmasını gerektiriyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!