Edebiyatımızın Saatli Maarif Takvimleri

Yazımın başlığını görenler, belki yazının içeriğine bunu uygun bulmayabilirler, oysa Saatli Maarif Takvimi, benim her yıl aldığım, her gün de yapraklarındaki bilgiyi okuduğum, benim için bir klásik.

Üstelik sempatim de var. Başlık da yıllıklara karşı duyduğum sempatiyi, sevgiyi simgeliyor.

Türk şiirinin, Türk edebiyatının bir yılını tek kitaptan öğrenmek, es geçtiklerini fark etmek isteyenlere iki yıllığı salık vereceğim:

Biri Mehmet H. Doğan'ın hazırladığı kitap-lık'ın bu ay ek olarak verdiği Şiir Yıllığı 2003, diğeri de Metin Celál ile Kadir Demir'in birlikte hazırladığı E Dergisi'nin eki olarak yayınlanan 2004 Edebiyat Yıllığı.

Bizim kuşakta olanlar, sanırım Varlık Yıllığı ile Nesin Edebiyat Yıllığı'nı anımsayacaklardır.

ŞİİR YILLIĞI 2003

Mehet H.Doğan
'ın hazırladığı Şiir Yıllığı 2003, gerçekten emek verilerek, günü gününe şiiri izleyerek hazırlanmış bir yılın şiirini ve bu şiirin iskeletini görebildiğim bir başvuru kitabı. Yararlandığımı belirtmesem eksik kalır.

Mehmet H.Doğan, Önsöz'de yıllığın işlevini özetliyor:

‘‘Bütün seçkiler gibi yıllıklar da yetişkin okurdan çok, yetişmekte olan okurun işine yarıyor daha çok; ya da yeni okur kitlesi yaratıyor edebiyata.‘‘

Haydar Ergülen
'in yargısı, şiirsel iyimserlik taşıyor ve bana göre doğru bir saptamayı da beraberinde getiriyor:

‘‘Farklı şiir anlayışlarından iyi şairlerin, şiirlerindeki farklılığın altını çizdikleri ya de en iyi örneklerini verdikleri bir yıl oldu 2003.‘‘

Mehmet H.Doğan
'ın bir yılın şiirine bakışında daima, hep daha iyisini bulma ve umma uğruna bir kötümserlik sezilir. Oysa kendi hazırladığı seçmelerden ben geleceğe dönük iyi şiirler yazılacağı umudunu hissediyorum.

Şiir Yıllığı'nın sonunda şiir üzerine yazılardan, tartışmalardan örnekler vermesi çok iyi, hele bir şiir dergisinin adından bir dil tartışmasına dönen yazıların okumayanları tahrik edeceği, kutuplaştıracağından şüphem yok.

Özenle, emekle, hiç kuşkusuz öznel ama nesnel eğilimi taşıyan bir yıllık.

2004 EDEBİYAT YILLIĞI

Metin Celál ile Kadir Aydemir
'in hazırladığı yıllığa bir seçmeler demek daha doğru olur.

Edebiyatın değişik türlerinden bir yıl içinde okurla buluşan, hazırlayanların dikkatini çeken yazılar alınmış.

Bu yıllıktan bir yılın toplu edebiyat panoramasını görebilir miyiz derseniz, belli ölçüde yanıtını verebilirim.

Ancak birçok şairi, yazarı gözden kaçıran, onların kitaplarını okumayan insanlar için bir tadımlık niteliği taşıyabilir.

Yıllıkların ilgi çeken yazıları da tartışmalardır, bu tür yazılar okura bir şey öğretmese de, polemik türünün kuralları hakkında bilgi verir.

Şaka bir yana bir edebiyatın canlılığını da gösterir.

2004 Edebiyat Yıllığı, değişik türlerden seçmeleri içerdiğinden belki bir türün yıl içindeki gelişimini, en iyi örnekleri sunma imkanından en azından sayfa sayısı bakımından yoksun.

Bu bakımdan iki kişinin sevdikleri ürünleri bize de aktarmışlar diyelim. Ama gene de bir yılın iyi ürünlerini, biraz ucundan da olsa tartışmalarını öğrenebilirsiniz. Elimizdekiyle yetinmeye çalışacağız.

*

Şiir Severler şiirin bir yıllık serüvenini izleyemeyenler, geçen yılın en iyi şiirleri hangileriydi gibi soruların yanıtını arayanlar Mehmet H. Doğan'ın Şiir Yıllığı 2003'ünü mutlaka okusunlar.

Öte yandan bir yıl içinde değişik türlerde bir gezinti yapmak isteyenler. E dergisi 2004 Edebiyat Yıllığı'nı alabilirler.


YKY Şiir Yıllığı 2003'ten

GÜLÜMSERDİM

Karanlığı sevmem, ben olsaydım

akşamın bütün ışıklarını yakardım

odaya dışardan bakıyorum, bir kadın

hemen kalkacakmış gibi koltuğun ucunda

yandan eğilmişsin

yüzün yüzüne yakın, elin kadının omzunda

o ben miyim? nice eski ki unuttum

öyle diyor kadın başı önünde

'senden yoruldum'

belki diyemezdim ben olsaydım

küçük küçük gülümserdim belki

belki elini tutardım

oda çok karanlık, ben olsaydım

akşamın bütün ışıklarını yakardım

GÜLTEN AKIN

AY BÜYÜRKEN UYUYAMAM

Hangi yıldızın adı zühál

ise o kanatsın bu geceyi,

fikir hazneme damlatmadan

mürekkebe batırsın Ege'yi

bencileyin bir çakal

ay büyürken ulur,

Necati'den kaptığım üç kelime

Cumalı'ya küs durur

Kaç akşamdır gurbet illere

basıp gitmek isterim,

binbir sitemle bahaneyle

aklımı çeler kalbim

Cırcırböceği temrinlerine karışır

su ve yaprak hışıltıları,

saguya, gözyaşına dönüşür

aşk cinlerimin fısıltıları

Değil mi ki yár

inmez artık Urla'ya, İzmir'e

kurusun ister Menderes

çöl olsun Türkiye

HÜSEYİN FERHAD

E Dergisi 2004 Edebiyat Yıllığı'ndan

Nermi Uygur Otlar dile gelince
...

Otla pişirilen, ya da çiğ yenen, hiç olmazsa otla katkılanan her çeşit aşa varım. 'Çorbacı' olduğuma göre, çorbaya çok daha uzun soluk gerektiği için, genişçe bir zaman yakışır çorbalara. Salataysa, ne denli yabanıl ottan yapılırsa o denli benimserim. Onun içindir ki, maydanozun, havucun, pırasanın tepelerinden toplanmışına hep varım. Gelincik böreği, yumurtalı çıtırga böreği de, az yememe karşın damağıma uygundur. Mezeleriyse, hindiba, ebegümeci, bademcil, tavşanbıyığı, istifne salatası mezelerini, ustaca işlenmişlerse, pek çok şeyin üstünde tutarım.

Füsun Akatlı Okur velinimetimiz mi?
...

Gazete muhabirleri, köşe yazarları da belirli, seçilmiş okur gruplarına değil çok farklı yaşlardaki farklı eğitim düzeyindeki, değişik sosyo-ekonomik gruplardaki geniş kitlelere seslenirler. Onların, okurları olan son derece belirsiz kitlenin bilgilenme gereksinimlerini, beklentilerini, okur profillerini sürekli izleyerek ve inceleyerek, ortalamayı bularak doyurmaları asıldır. Okur için yazmak suç değil görevdir bir gazeteci açısından....

DOĞAN HIZLAN'IN SEÇTİKLERİ

OsmanoflarKenan Hulusi Koray Doğan Kitap

Oryantalizmİsmail Süphandağı Gelenek

Toplu ŞiirlerIngeborg Bachmann Yapı Kredi

Kolay Bir AşkSarezar Pakerman İletişim

Kültür FragmanlarıDeniz Kandiyoti, Ayşe Saktanber Metis
Yazarın Tüm Yazıları