27.5 metre/s'de kapatmak gerek

İNGİLTERE'deki Severn Köprüsü'ndeki uygulama tam böyle. Neden o köprü?.. Çünkü, bizim Boğaziçi Köprüsü ile uzunluk, teknoloji ve diğer etkenler açısından büyük benzerlik gösteriyor.

Boğaziçi Köprüsü'nde çelik halatlardan birinin kopması, bir dizi tartışmayı beraberinde getiriyor. Getirmesi de, gerek zaten. En çok konuşulan konu, metal yorgunluğu. Yorgunluk, çelik halatların kopmasına yol açıyor.

İnandırıcı olmayan resmi demeçler yerine, köprünün elden geçirilmesi artık bir zorunluk. Bu vazgeçilmez bir görev. Tümüyle teknik bir çalışma.

Ama, teknik çalışma ötesinde, bilimin emrettiği başka kurallar da var.

KADIOĞLU UYARIYOR

Nedir o?.. Köprüde herhangi bir sorun yokken bile, yerine getirilmesi gereken başka kurallar. Meteorolojik ölçümlerle, örneğin rüzgarın ve fırtınanın şiddetiyle ilgili.

Eskiden beri tanıdığım, Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu meteorolojik bilgilerin pratik yaşamda kullanılmasına öncülük eden değerli bilim adamlarından biri. Boğaziçi Köprüsü tartışmalarıyla bağlantılı olarak, Kadıoğlu ilginç bilgiler aktarıyor.

Önce şu hatırlatmada bulunuyor: Asma köprülerde trafik akışı rüzgarın şiddetine göre düzenlenir. Sonra da, rüzgarın saniyedeki hızına göre, köprü üstündeki trafiği düzenleyen bir tablo veriyor.

HIZA GÖRE ÖNLEM

Yalın bilgi ve önlemler:

Rüzgarın hızı saniyede 15 metre ise, rüzgarın yönüne göre, köprü üstünde hız kısıtlamasına gitmek.

Rüzgarın hızı saniyede 17 metre ise, köprüdeki trafik akışını tek şeride indirmek.

Rüzgarın hızı saniyede 20 metreye çıktığında, köprüyü yüksek araçların trafiğine kapatmak.

Rüzgarın hızı saniyede 27.5 metreye geldiğinde ise, köprüyü trafiğe kapatmak gerek
.

Boğaziçi Köprüsü otuz yıldan beri çalışıyor. Otuz yılda kim bilir, kaç kez İstanbul bu rüzgar hızında fırtınalara yakalanıyor. Ama, otuz yılda bir kez bile, rüzgarın hızından dolayı, köprüde bu önlemlerden herhangi birine gidilmesi söz konusu değil!.. Oysa, metal yorgunluğu böyle birikiyor.

Bizde devlet yorgun. O zaman, metal yorgunluğu normal. Ancak, üzerine gidilmezse, çok anormal yorgunluklarla karşılaşmak kaçınılmaz!..

Azeriler hassas olunca...

HASTALIĞI sırasında Haydar Ailyev Amerika'da iken, yumuşak mesajlar veriyor. ABD bundan memnun!.. Ermeni ilişkileri...

Başbakan Tayyip Erdoğan ABD'de Ermenilere elini uzatıyor. Oysa, sınır kapısı bir türlü açılamıyor, İş Konseyi bir türlü kurulamıyor. Dün Türk-Avrasya İş Konseyleri Başkanı Tuğrul Erkin ile konuşuyorum. Sovyetler'in dağılmasıyla birlikte, Türkiye Orta Asya'daki cumhuriyetlerle ayrı ayrı iş konseyi kuruyor. Ermeniler hariç!..

Erkin'in verdiği bilgiye göre, bir ara tam buzlar erimişken, Ermeniler soykırım ile Kars ve Ardahan saçmalıklarını tekrarlıyor. Gerisini Tuğrul Erkin tamamlıyor:

‘‘Biz Türk-Ermeni İş Konseyi kurmak istedik. Her hükümete danıştık. Birara bize, ‘biraz durun', denildi. Bir ara, siz karışmayın, denildi.’’

Erkin
, son olarak, konuyu Erdoğan’a götürüyor. Erdoğan:

‘‘Azerbaycan bu konuda çok hassas. Şimdi orada yeni Cumhurbaşkanı seçildi. Azerbaycan'da belli bir yumuşama olabilir. O yumuşamayı beklemek daha doğru.’’

Arada, Türk işadamlarının bu girişimine Bakü'den sert tepki geliyor. ‘‘Sizinle kurduğumuz konseyi kapatırız’’ gibilerinden. Ancak, şimdi bir yumuşama var ki, Erdoğan, Erivan'a çağrıda bulunuyor.

Kapının açılmasını, ilişkilerin normale dönmesini Amerika da istiyor. Görünen o ki, normale dönüş için, zaman artık çok uzun değil.

Komşularla iyi geçinme dönemi!.. Suriye ile başlayan yumuşamadan sonra, sıra Ermenistan'da...
Yazarın Tüm Yazıları