Tutuklu yarbaydan Alex'li savunma

Güncelleme Tarihi:

Tutuklu yarbaydan Alexli savunma
Oluşturulma Tarihi: Şubat 06, 2012 16:45

Balyoz Davası'nda savunma yapan sanık Hava Pilot Yarbay Süleyman Namık Kurşuncu, Fenerbahçe Stadyumunun 'Oraj Hava Harekat Planı' kapsamında gözaltı, toplama ve tutuklamalarda kullanılacağı, kendisinin de stadyum üzerinde uçuş yapmak için görevlendirildiği iddialarına cevap verdi.

Haberin Devamı

Sanık Kurşuncu, “F-16 Pilotuna bu görevi vermek ile Fenerbahçeli Alex’i futbolcu olarak değil de kulübün çim hokeyi takımında masör olarak kullanmak eş değer mantıksızlıktadır. Hukukta buna kibar olarak hayatın doğal akışına aykırı denilmektedir" ifadesini kullandı.

Balyoz Davası'nda tutuklandıktan 7 ay sonra savunma yapan tutuklu sanık Yarbay Süleyman Namık Kurşuncu, "Tutuklanana kadar TSK’da Yarbay Rütbesi ile harbe hazır F-16 pilotu olarak görev yapmaktaydım. Bu dijital veriler ile her hangi bir alakam yoktur bütün suçlamaları reddediyorum" dedi. Dava dosyasında bulunan belgelerde elektronik ya da ıslak imzasının olmadığına dikkat çeken sanık Kurşuncu, "2003-2004 yıllarında Hava Harp Akademisinde öğrenciydim. Şubat 2003 tarihinde 1,5 yıllık yüzbaşıyım ve İstanbul‘daki altıncı ayımdayım. Dava kapsamında suçlanan en genç ve düşük rütbedeki havacı subay benim" diye konuştu. Gölcük’te bulunan Donanma Komutanlığı'na hayatı boyunca hiç gitmediğinin altını çizen sanık Kurşuncu, dava konusu 5-7 Mart 2003 tarihinde 1. Ordu Komutanlığı'nda düzenlenen seminere de katılmadığını ifade etti. "Harp Akademileri öğrenimim boyunca (2002–2004) şahsıma tahsisli bir bilgisayar ve kullanıcı adı yoktur" diyen sanık Kurşuncu, konuyla ilgili Hava Kuvvetleri Komutanlığının ve Donanma Komutanlığı'nın verdiği bilirkişi raporlarında söylediklerini teyit ettiği belirterek, bunlarında dikkate alınmasını istedi.

"İMKANSIZ GÖREVLERLE SUÇLANMAK NE DERECE MANTIKLIDIR"

Sanık Kurşuncu, "Benim adım Namık Kurşuncu değil, şüpheli kim? Bu isim ile ilişkilendirilmeyi kabul etmiyorum. Benim adım Süleyman Namık Kurşuncu’dur. Bunu ilk ifademde de belirttim. Adımın dahi bulunmadığı sözde plan yüzünden tutuklandım. Namık Kurşuncu adına 2003 yılında bir bankaya yüklü miktar para gelse inanın kimlik uyuşmazlığından parayı çektirmezler, siz beni tutukladınız" dedi. Sahte veri yazdığı iddiasıyla tutuklandığını hatırlatan sanık Kurşuncu,"Bir insanın kendi adını yanlış yazması olasılığı nedir?" diye sordu. İddianamedeki suçlamaların mantık ve hayatın doğal akışına aykırı olduğunu savunan sanık Kurşuncu, "Ek-1 Lahika 4" ve 11 No'lu CD kapsamında ele geçen isim listesinde bilgisi olmadığını belirtti. Kurşuncu, "Liste dikkatlice incelenirse söz konusu yerde benden çok daha kıdemli ve emrinde yüzlerce personel olan bir albay var iken benim planlama yapmam imkânsızdır. imkânsız görevler ile insanları suçlamak ne derece mantıklıdır bunu mahkemenin takdirine bırakıyorum" şeklinde konuştu.

"UÇAN GARDİYAN"

Tutuklu sanık Kurşuncu, Fenerbahçe Stadyumunun 'Oraj Hava Harekat Planı' kapsamında gözaltı, toplama ve tutuklamalarda kullanılacağı, kendisinin de stadyum üzerinde uçuş yapmak için görevlendirildiği iddialarına cevap verdi. Kurşuncu, “F-16 Pilotuna bu görevi vermek ile Fenerbahçeli Alex’i futbolcu olarak değil de kulübün çim hokeyi takımında masör olarak kullanmak eş değer mantıksızlıktadır. Hukukta buna kibar olarak hayatın doğal akışına aykırı denilmektedir" ifadesini kullandı. Tutuklu havacılardan en düşük rütbeli subayın kendisi olduğunu belirten Kurşuncu, kendisine böyle bir görev verilmekle “uçan gardiyan" konumuna getirileceğini söyleyerek, “İnsan uçamaz, havadan kontrol gereksizdir" dedi. "Tüm suçlamaları şiddetle reddediyorum" diyen sanık Kurşuncu, "İçeriğe gelirsek. İlk görüşte saçma gelen bu husus yüzünden tutuklandım ve mesleğim, ailem ciddi zararlar gördü. Savcılık soruşturmada 'Nasıl bu iş olacak' diye sormadı, soramadı. Tutuklayan yargıç sormadı soramadı. Ben soruyorum şimdi ilk duyan herkesin güldüğü bu iş nasıl olacak. Bir toplama yerinin havadan kontrol ve emniyeti nasıl ve neden alınır? Siz hiç saatte 650 km hız ile uçan bir uçaktan yerdeki insanların teşhis ve kontrolünün sağlanabileceğini düşünüyor musunuz?" dedi. Sanık Kurşuncu, "F-16 Standart Harekat usullerine göre alçak irtifada saatte en az 650 km hız ile uçar. Uçuş yüksekliği yerden 600 metredir. İstanbul Levent’te yeni yapılan Safir gökdeleni yaklaşık 300 metre yüksekliğinde olduğunu düşünürsek, olayı daha iyi canlandırabiliriz" diye konuştu.

SANIK KURŞUNCU TAHLİYESİNİ İSTEDİ

Sanık Kurşuncu, "Peki, Gece, Kötü hava şartları, bulut olduğu zaman ne olacak? Kısacası eski bir Türk atasözünün dediği gibi 'Bir deli kuyuya taş atar kırk akıllı çıkaramaz'. Böyle bir sebepten hapis yattığıma inanamıyorum" diyerek, polis tespit tutanağını yazan polis memurlarının ve iddianameyi hazırlayan savcının uçuş saati ve hava harekâtına ilişkin bilgi seviyesinin sorulmasını talep etti. Sanık Kurşuncu tahliyesine ve beraatına karar verilmesini istedi.

"İFTİRACILARIN OYUNUNU BOZUNUZ"

Savunmasını yapan tutuklu sanık Hava Kuvvetleri Plan Prensipler Daire Başkanı Tümgeneral Yalçın Ergül, salondaki perdeye Hava Kuvvetleri üniformasını yansıtarak “Bu ordunun üniforması, iddia ediyorum dünyanın en güzel üniformasıdır. Bu üniforma üzerindeki uçuş brövesini takmaya hak kazanmak ve hakkını vererek gökyüzünde uçmak mangal gibi yürek ister" dedi. Sanık Ergül, “Ben bu işlerle uğraşırken, 2009 yılında birileri beni alıyor 2003 yılında görev yaptığım Hava Harp Okulu'na döndürüyor ve o günlerime ait olduğu izlenimi verecek şekilde sahte dijital belge hazırlayarak dijital bir belleğin içine koyuyor. Tam bir alçaklık" dedi. “Sıkıyönetimde İstanbul, Balıkesir, Bursa, Bandırma ve Yalova'da bulunan büyük alışveriş merkezlerinin kontrol ve denetiminden sorumlu olduğuna ilişkin dijital verilerle suçlandığına dikkat çeken Tümgeneral Ergül “Benim Hava Harp Okulunda görevli bir pilot subay olarak alışveriş merkezleri ile ilgili bir konu ile görevlendirilmemin akıl ile izah edilebilir bir tarafı yoktur. Üstüne üstlük Balıkesir, Bandırma ve Yalova'da sözde planın hazırlandığı söylenen tarihte, 2003 yılında, yönetimine el konulacak, kontrol ve denetimi yapılacak bir büyük alışveriş merkezi de yok" diye konuştu. “Bu sahte dijital verileri hazırlayanlar yalanlarını kurgulamakta zorlanmışlar ve sahteliklere ilişkin birçok iz bırakmışlardır" diyen sanık Ergül, 1. Ordu'dan 5-7 Mart 2003 tarihinde gerçekleşen plan seminerine katılmadığını ifade etti. Ergül, mahkeme heyetine “Bana iftira atılmıştır.İftiracıların oyununu bozunuz" diye seslendi.

TUTUKLU YÜZBAŞI SÖZEN SAVUNMA YAPTI

Tutuklu sanık Hava Pilat Yüzbaşı Necdet Tunç Sözen, “Yalçın Ergül’e bağlı olarak sıkıyönetim öncesinde Eminönü-Silivri Hattı alışveriş merkezlerinin incelenmesi ve kontrolünün sağlanması konularında görevlendirildiği iddialarını reddetti. Necdet Tunç Sözen şöyle konuştu: "Fidanı erik olan ağacın gövdesi de erik gövdesi, meyvesi de eriktir. Alışveriş merkezlerinin kontrolü ile ilgili hususlar sadece sözde Balyoz Harekât Planı Ana Metninde geçmektedir. Oraj Hava Harekat Planı ana metninde hiç bahsedilmemiş. 'Alışveriş Merkezlerini Kontrol Altına Alınması' hususunun Balyoz Harekat Planı ile ilişkilendirilmesi, erik ağacının meyvesi hamsi olabilir şeklinde bir fikir yürütmesi gibi olur ki tamamen mantıksızdır" dedi. Duruşma sanık savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!