Güncelleme Tarihi:
Kıbrıs görüşmelerinin iyi gitmediğini söyleyen Hristofyas, “Bu ülke ne Yunanistan’a ne de Türkiye’ye aittir. Anavatanlar bizi rahat bıraksın. Çözüme katkı sağlasınlar. Türkiye çözüm için yeşil ışık yakmalı. Çözümün anahtarı Türkiye’de” dedi.
2012 yılının ilk röportajını Hürriyet’e veren Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Dmitris Hristofyas, özetle şunları söyledi:
- Doğalgaz: Doğalgaz sondaj çalışmalarından önemli sonuçlar elde ettik. Öncelikle normal koşullarda doğalgazın bir kriz nedeni olması beklenmez. Krizi Türkiye yaratıyor. Uluslararası hukuku defalarca ihlal eden Türkiye’dir.
Doğalgazın Türkiye üzerinden pazarlanması olabilir ama ikincil bir konu. Zaten doğalgazın Ada’ya gelmesi en az 4 yıl sürecek. 1960 anlaşmalarında Türkiye ve Yunanistan’ın özel ilişkileri ve ayrıcalıkları vardı. Çözüm olursa, bu ayrıcalıklar tabii ki devam edecek. Doğalgazdan birlikte yararlanırız.
Papaz dediğin kanaatkâr olmalı
Çalışma ofisine Girne tablosu ve yaşlı bir papazın, pencere kepengine yapılmış tablosunu yerleştiren Hristofyas, “Ben Komünistim. Papazlarla yakınlığım olmaz. Ama bu pencereye yapılmış tabloda gördüğümüz yaşlı papaz, kuru fasülye ve ekmek yiyor. Aza kanaat ediyor. Bu nedenle özellikle satın aldım ve misafirlerime gösteriyorum. Din adamları kanaatkâr olmalı. Ancak bugün bu tür din adamları bulmak çok zor” dedi. Hristofyas, Girne tablosu konusunda ise, “Ben Girne’nin bir köyünde doğdum. Bu tablo ile Girne’yi eski günlerdeki gibi görüyorum” ifadelerini kullandı.
Türk takımlarına saldırılar kabul edilemez
‘Bizim buraya karşılaşma için gelen Türk takımlarına karşı bazı fanatiklerin saldırıları oluyor. Fanatikler için ‘beyinsizler’ dedim. Ancak bu saldırılar konusunda biraz abartma payı var. Futbol, basket ve voleybolda, sadece ülkelerin takımları arasında değil, kendi taraftarları arasında bile kavgalar oluyor. Ancak gerek Türkiye’de gerekse Kıbrıs Türk toplumu içinde bu tür vakaları istismar edenler var. Kıbrıs tarihinde gerek EOKA gerekse Türk Mukavemet Teşkilatı iki topluma fanatizmden başka bir şey sunmadılar.’