Bizi rahat bırakın

Güncelleme Tarihi:

Bizi rahat bırakın
Oluşturulma Tarihi: Ocak 04, 2012 00:00

New York’taki Kıbrıs görüşmeleri ve temmuzdaki AB dönem başkanlığı öncesinde Rum Yönetimi lideri Hristofyas, Hürriyet’e konuştu. Hristofyas, Kıbrıs vizyonunu anlatmak için davet halinde Türkiye’ye gelmeye hazır olduğunu söyledi.

Haberin Devamı

Kıbrıs görüşmelerinin iyi gitmediğini söyleyen Hristofyas, “Bu ülke ne Yunanistan’a ne de Türkiye’ye aittir. Anavatanlar bizi rahat bıraksın. Çözüme katkı sağlasınlar. Türkiye çözüm için yeşil ışık yakmalı. Çözümün anahtarı Türkiye’de” dedi.

2012 yılının ilk röportajını Hürriyet’e veren Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Dmitris Hristofyas, özetle şunları söyledi:
- Doğalgaz: Doğalgaz sondaj çalışmalarından önemli sonuçlar elde ettik. Öncelikle normal koşullarda doğalgazın bir kriz nedeni olması beklenmez. Krizi Türkiye yaratıyor. Uluslararası hukuku defalarca ihlal eden Türkiye’dir.
Doğalgazın Türkiye üzerinden pazarlanması olabilir ama ikincil bir konu. Zaten doğalgazın Ada’ya gelmesi en az 4 yıl sürecek. 1960 anlaşmalarında Türkiye ve Yunanistan’ın özel ilişkileri ve ayrıcalıkları vardı. Çözüm olursa, bu ayrıcalıklar tabii ki devam edecek. Doğalgazdan birlikte yararlanırız.

/images/100/0x0/55ea580bf018fbb8f879ce97

- Anavatanlar: Doğanın bu nimetinden yararlanmak için hem Kıbrıslı Türkler hem de Rumlar hazırız. Türkiye bu konuda şunu söylüyor: “Size izin vermiyoruz.” AB üyesi olmayı isteyen ve bizim de desteklediğimiz Türkiye’nin tutumu çok farklı olmalıydı. Bu ülke ne Yunanistan’a ne de Türkiye’ye aittir. Anavatanlar bizi rahat bıraksınlar. Çözüme katkı sağlasınlar.
- Görüşmeler: Devam eden (Kıbrıs) görüşmeleri hiç iyi gitmiyor. BM Genel Sekreteri ile yaptığımız son görüşmeden bu yana ilerleme sağlayamadık. (KKTC Cumhurbaşkanı) Eroğlu, “Sayın Hristofyas Güzelyurt’u istiyor Karpaz’ı istiyor” diyor. Güzelyurt’un bize verilmesi konusu Annan Planı’nda da vardı. Eğer son iki görüşmede ilerleme sağlayamazsak o zaman gerçekten New York’taki bu ayın sonunda yapılacak ikinci görüşmeye gitmenin anlamı kalmayacak. Umarız Türkiye artık çözüm konusunda yeşil ışık yakar. Sorunun çözüm anahtarı Ankara’dır.
- AB Dönem başkanlığı: Türkiye Cumhurbaşkanı (temmuzda) AB dönem başkanlığına hazırlanan bize, ‘yarım devlet’ diyor. Avrupa Birliği’ne üye olan bir ülkeye hele ki biz Türkiye’nin üyeliğini destekliyoruz, çok aşağılayıcı. Saygı içermeyen bir tutum. AB içinde de Türkiye’nin bu tavrı hoş görülmüyor. Türkiye’nin bu konuda söyleyeceği görüşleri tabii ki olacaktır. Ancak bu tavırda olmamalı.
- Türkiye’den davet: Sayın (Başbakan Recep Tayyip) Erdoğan davet etsin hemen gelirim. Erdoğan’ın dini nedenlerle rakı içmeyeceğini düşünüyorum, ama ben kahve de rakı da herşeyi içerim. İstanbul ya da Ankara’ya gelmeye hazırım.
- AB ülkeleri: Fransa ve Almanya gibi ülkeler Kıbrıs’ın arkasına saklanması konusunda ise benim görüşüm şöyle: Kıbrıs sorunu olsa da olmasa da büyük ülkeler bildikleri gibi davranacaktı. Türkiye’nin iç karışıklığı, ekonomisi, nüfusu bazılarını korkutuyor. Bazıları ise ben tamamen karşıyım ama, Türkiye nüfusunun Müslüman olması nedeniyle karşı çıkıyor.

Haberin Devamı

Papaz dediğin kanaatkâr olmalı

Haberin Devamı

Çalışma ofisine Girne tablosu ve yaşlı bir papazın, pencere kepengine yapılmış tablosunu yerleştiren Hristofyas, “Ben Komünistim. Papazlarla yakınlığım olmaz. Ama bu pencereye yapılmış tabloda gördüğümüz yaşlı papaz, kuru fasülye ve ekmek yiyor. Aza kanaat ediyor. Bu nedenle özellikle satın aldım ve misafirlerime gösteriyorum. Din adamları kanaatkâr olmalı. Ancak bugün bu tür din adamları bulmak çok zor” dedi.  Hristofyas, Girne tablosu konusunda ise, “Ben Girne’nin bir köyünde doğdum. Bu tablo ile Girne’yi eski günlerdeki gibi görüyorum” ifadelerini kullandı.

Türk takımlarına saldırılar kabul edilemez

‘Bizim buraya karşılaşma için gelen Türk takımlarına karşı bazı fanatiklerin saldırıları oluyor. Fanatikler için ‘beyinsizler’ dedim. Ancak bu saldırılar konusunda biraz abartma payı var. Futbol, basket ve voleybolda, sadece ülkelerin takımları arasında değil, kendi taraftarları arasında bile kavgalar oluyor. Ancak gerek Türkiye’de gerekse Kıbrıs Türk toplumu içinde bu tür vakaları istismar edenler var. Kıbrıs tarihinde gerek EOKA gerekse Türk Mukavemet Teşkilatı iki topluma fanatizmden başka bir şey sunmadılar.’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!