Van'da yeni başlayan öğretmenlere travma eğitimi

Van'a yeni atanan 800 öğretmen geçtiğimiz hafta şehre gitti. Birçoğunun yanında anne babası vardı. Çocuklarının kalacağı yeri, çalışacağı ortamı görmek istiyorlardı.

Haberin Devamı

Atanan 800 öğretmenin 300'ü değişik ilçelerde, 500'ü ise Van ve Erciş'te görev yapacak. Bu öğretmenlerle ilgili çalışmalar konusunda bilgi almak için aradığım Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürü Ömer Balıbey de onlarla birlikteydi. Balıbey ve ekibi öncelikle öğretmenlerin kalacak yer sorununu çözmek için kolları sıvamışlar. Eksi 10 derecede çalışmaları yürütüyorlar. Ancak, karşılarına gelen öğretmenlerin, "Biz bugün burada olmazsak ne zaman olacağız" sözleri onları derinden etkilemiş.

Öğretmenlerin büyük kısmı sağlam olan anaokullarına yönlendirilmişler. 225'i sağlam olan yurtta kalıyor. Yatacak ve yemek sorunu şimdilik çözülmüş gibi. Daha önce görev yapan öğretmenler ve müdürlerin birçoğu ise çadırda kalıyor.

Van Milli Eğitim Müdürlüğü yakında konteynerlar dağıtmaya hazırlanıyormuş. Ancak bu kontenynerlarda öncelik evli ve çocuklu öğretmenlere verilecek. Şimdiden konteyner mahalleri yapılmış. Buraların elektrikleri çekilip, ısınma sorunu hallediliyor. Prefabrik birkaç evin dışında Bakanlığın TOKİ'den aldığı 48 konutun da içi döşeniyormuş.

Haberin Devamı

ODTÜ, İTÜ ve Sakarya Üniversitesi'ndeki akademisyenlerin binalarla ilgili incelemeleri tamamlandıktan sonra onların hazırladığı rapor doğrultusunda hafif hasarlı okullarda eğitime başlanacak. Orta ve ağır hasarlılara ise dokunulmayacak.

Okulların hazır hale gelmesinin ardından Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, onların açılış tarihi konusunda karar verecek.

Öğretmenlerin barınma sorununun çözümüne yönelik çalışmalar bir yandan yürürken, hem öğrencilerine, hem de kendilerine yönelik travma eğitimi de devam ediyor. 26 Aralık'a kadar öğretmenler, üzerinde depremin travmatik etkilerinin azaltılması için bu desteği alırken afet ve acil durumlar için kurumsal hazırlık yapmayı ve depreme karşı bilinçli olmayı da öğreniyorlar. Travma ile başetme konusunda da eğitim alan öğretmenler

****

Üniversiteli öğrencilerden köye kütüphane

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisi Mücahit Gündoğdu ve arkadaşları 2 yıldır köylere kütüphane yapıyorlar. Geçen yıl Sivas'ın Başyayla Köyü'ne çok güzel bir kütüphane kurmuşlar. Okumayı arttırmak için de kütüphaneye gelenlere çay ikramını bizzat yapıyorlar. Tabii ki ilk olarak bu işe giriştiklerinde, "Hiç kimse okumaz, niye açıyorsunuz" gibi ön yargılı tepkilerle karşılaşmışlar. Ama vazgeçmemişler. Şimdi de Yozgat'a yönelmişler. Karacahalı Köyü'ne kütüphane kurmak için çalışıyorlar. Kitap toplamaya devam ediyorlar. "Her Köye bir kütüphane" projesi için de destek bekliyorlar.

Haberin Devamı

Projenin mimarı Mücahit Gündoğdu, "Bize destek verirseniz kitaptan, kültürden ve eğitimden haberi olmayan siyasetçiler ve zenginlerin kulağında bu zaruriyet yankı bulur. Siz destek verirseniz yıllardır yapılmayan ama ekmek gibi su gibi gerekli olan kütüphaneler Anadolu'nun dört bir yanına yayılır. Siz destek verirseniz, bu güzel proje için çalışma azmimiz ve şevkimiz artar. Siz destek verirseniz, binlerce okurunuz ve takipçiniz de destek verir. Siz destek verirseniz, halkımız bu ülkenin geleceği için çalışan bir üniversite gençliği olduğunu bilir ve gençliğine ve geleceğine güvenle bakar. Evet, bu düşüncelerimiz ancak siz destek verirseniz bir devlet politikasına dönüşür ve üç beş tane üniversite öğrencisinin şahsi çabası olmaktan çıkar." diyor.

Haberin Devamı

Buna ekleyeceğim hiç birşey yok. Kitap için destek olmaya değer.

İşte adres:

Bahçelievler Mah. Atatürk Bulv. No:7 Çekerek/YOZGAT

***

Çocukken suistimale uğramak beyinde somut iz bırakıyor

Biz yetişkinler ne yapıyoruz? Çoğu zaman toplumun bize dayattığı rolleri yerine getiriyoruz. Evlenip, çocuklarımızı dünyaya getirdikten sonra onlara ne kadar ilgi gösteriyor, şefkatimizi ne kadar hissettiriyoruz? İşte Anadolu Ajansı'nda üzerinde çok ama çok düşünmeye değer bir haber. Lütfen okuyun ve düşünün. Satırına dokunmadan sizinle paylaşıyorum. Her cümlesi önemli. İşte haber:

"Bilim adamları, çocukken suistimale uğramanın sadece ruhsal izlere neden olmadığını, beyinde de değişikliğe sebep olduğunu buldu. Alman Münster Üniversitesi bilim adamları, sonuçları Biological Psychiatry dergisinde yayımlanan araştırmalarında, çocukluğunda suistimale uğramış yetişkinlerin beyinlerinde korku merkezinin fazla faal, beynin bazı bölümlerinin ise normalden daha küçük olduğunu tespit etti.

Haberin Devamı

Bilim adamları, psikolojik açıdan sağlıklı 148 kişi üzerindeki araştırmalarında, yüzünde kızgınlık veya korku ifadeleri taşıyan insanların fotoğraflarını gösterdi. Çocukken suistimal edilmiş deneklerde bu fotoğraflara bakarken, beynin, özellikle korkudan sorumlu olan amigdala bölümünde aşırı faaliyet gözlemlendi. Psikiyatrist Udo Dannlowski, sağlıklı yetişkinlerde, çocukluktaki suistimal ile amigdala bölgesi arasındaki bu bağın ilk kez ispatlandığını belirtti.

Bilim adamları, araştırmalarının ikinci bölümünde de belirli beyin bölgelerinin büyüklüğüne baktı. Çocukken suistimale uğrayanlarda hipokampus ve frontal lobda küçülme olduğu tespit edildi."

Yazarın Tüm Yazıları