7’den 70’e Dedemin İnsanları

Ben göçmenim, hem anne hem de baba tarafından.

Ama bir kez bile gitmedim Selanik’e, büyüklerim nerelerde yaşamış bilmiyorum.
Ailemin geçmişinde, köklerimizde neler var?
Selanik’teki evleri nasıl bir mahalledeymiş?
Mübadeleyi nasıl yaşamışlar?
İnsanın hayatı işaretlerle dolu gerçekten de.
Bunları bu kadar merak etmem için benim de bu filmi izlemem gerekiyormuş demek ki.
Çağan Irmak’ın kendi hayatından ve ailesinden yola çıkarak çektiği “Dedemin İnsanları”, Türkiye’de göçmenlik halini anlatıyor.
1923 mübadelesinden sonra Türkiye’ye gelen bir ailenin geçmişinin izlerini sürmesini, çoğunluğa ait olamamaktan kaynaklanan sorunları ama bir o kadar da yaşanmışlıklardan beslenen erdemleri perdeye getiriyor.
Filmi izledikten sonra kim bilir kaç kişi telefona sarılıp, köklerini araştırmaya koyulacak.
Kim bilir kaç kişi sırtına çantasını alıp, geçmişine doğru yola koyulacak.
“Dedemin İnsanları”, Çağan Irmak’ın ve Girit’ten göçen ailesinin hikayesi.
Mübadelede acılar yaşamış, yolculuk sırasında kardeşini kaybetmiş dedesinin Çağan’ı olgunlaştırma hikayesi.
Ağlayan, gülümseten ve su gibi akan bir film çekmiş Çağan.
İnsan ilişkilerini ince detaylarla süslemiş.
Ege sofralarını börülcelerle ve neşeli sohbetlerle donatmış.
Ülkeleri, ırkları ayıran şeyin insanlar, halklar değil, politika olduğuna dikkat çekmiş.
12 Eylül darbesine denk gelen bir çocuğun büyüme hikayesini üzerinden 3 kuşağın yaşadıklarını anlatmış.
Kısacası aynı “Babam ve Oğlum”da yaptığı gibi 7’den 70’e seslenen bir filme imza atmış.
Ailecek gidilecek ve aile bağlarınızı güçlendirecek bir filmle çıkmış karşımıza.
Dedemin İnsanları yarın vizyonda.

Behzat Ç.’de bedava reklam

Behzat Ç. filminde Renault kullanılmasının ve karakterlerin arabanın özelliklerini ballandıra ballandıra anlatmasının bir ürün yerleştirme olduğunu söylemiştim.
Renault arabaları ve parayı vermiş, bu sahneler ve diyaloglar da filme girmiş gibi görünüyordu.
Renault’dan şu açıklama geldi: “Filmde yer alan otomobil sahneleri senaristin özgün eserinde yer alan diyaloglardan oluşmaktadır. Filmin prodüksiyonuna otomobil temin etmek ya da herhangi bir destek sağlamak gibi bir katkımız olmamıştır.”
Yani Behzat Ç.’ciler Renault’yu içlerinden geldiği için övmüşler.
Filmde kaza sahnesinde kullanılan arabayı da Renault’dan değil, kendi paralarıyla almışlar.
O bile prodüksiyon gideri yani!
Durum böyleyken diyecek tek şey var... Yurtdışında markalar böyle ürün yerleştirmeler ve reklamlar için ciddi paralar öderken, Behzat Ç. Renault’nun bedavadan reklamı yapmış.
Renault, Behzat Ç.’nin senaristi Emrah Serbes’e ne kadar teşekkür etse azdır.

Basın Konseyi sesimizi duydu

Babam, Van depreminde hayatlarını kaybeden DHA muhabirleriyle ilgili olarak “Depremde ölen Japon Atsushi Miyazaki’nin ismi Ankara’da bir caddeye veriliyormuş, siz meslektaşlarınız için ne yapıyorsunuz?” diye sormuştu bana.
Ben de bunu “Babamın bir ricası var” başlığıyla bu köşeye taşımış ve “bir sonraki haberin heyecanına kapılıp gitmeden, unutmadan, unutturmadan bir şeyler yapalım” demiştim.
Bir şeyler yapıldı.
Yazımın üzerinden iki gün geçtikten sonra Basın Konseyi Yüksek Kurulu, Van’daki 2. depremde hayatlarını kaybeden DHA muhabirleri Cem Emir ve Sebahattin Yılmaz anısına “Basın Konseyi Özel Ödülü” verilmesini kararlaştırdı.
Basın Konseyi Özel Ödülü’nün, gazetecilik görevini yerine getirirken hayatlarını kaybeden her iki meslektaşımızın ailelerine DHA Genel Müdürü Uğur Cebeci teslim edecek.
Yazarın Tüm Yazıları