Kadın cinayetleri Tarsus'ta protesto edildi

Güncelleme Tarihi:

Kadın cinayetleri Tarsusta protesto edildi
Oluşturulma Tarihi: Ekim 04, 2011 21:29

MERSİN’in Tarsus İlçesinde ’Kadın Cinayetlerini durduracağız platformu’, Tarsus Eğitim-Sen Şubesi ve Tarsus İHD üyeleri Kadın cinayetlerini protesto etti.

Haberin Devamı

Tarsus’ta son olarak 30.09.2011 günü öldürülen 49 yaşındaki 4 çocuk annesi Hayriye Yakıcı’nın cinayete kurban gittiği yerde toplanan yaklaşık 30 kişi, Yakıcı’nın öldürüldüğü yere karanfil bıraktı. Protestocular adına basın açıklamasını okuyan ’Mersin Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ sözcüsü Çiğdem Altıntaş, "Tarihin her döneminde karşımıza çıkan kadın cinayetleri, son günlerde takip edilemeyen bir hızla artış ile toplumun kanıksadığı sıradanlaştırdığı bir vaka haline gelmiştir" dedi.

Yaşamın her alanında, her kesimden kadının fiziksel, duygusal ve ekonomik şiddete maruz kaldığını kaydeden Altıntaş, "Kadınlar namus, töre, kıskançlık, sevgi adına işlenen cinayetlerde kardeşinin, babasının, kocasının veya sevgilisinin kurbanı olmaktadır.

Geçtiğimiz günlerde 4 çocuk annesi Hayriye Yakıcı’yı da aldı aramızdan erkek ve devlet egemenliği. Hikaye ise yine tanıdıktı. Hayriye, 8 ay önce şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açmış ve müşterek evi terk ederek kız kardeşinin evine sığınmıştı. Kendisinin olmadığı bir yaşamı Hayriye’ye çok gören kıskanç eşi, onun başkaları ile gönül ilişkisi olduğu iddiası ile ’Namusunu temizlemek’ amacıyla sokak ortasında iki kurşun ile öldürdü. Tıpkı diğerleri gibi, Zahide, Ayşe, Esma ve yüzlercesi. Artık yeter diyoruz. Bu kaçıncı Hayriye. Bu kaçıncı dehşet, sevgi adına ,koruma adına ,namus adına bedenimize hükmeden ,canımıza kast eden bu iktidar gösterisi kaçıncı. Çocukların gözleri önünde , sokak ortasında, bıçakla, silahla, testereyle işlenen cinayetlere,söndürülen yaşamalara kim dur diyecek? Öfkeliyiz,Yaşam hakkımızı elimizden alanlara öfkeliyiz. Bizleri mülkleri gibi gören, bedenimiz, kimliğimiz üzerinde iktidar kurmaya çalışan, yaşamımızın her karesine hükmeden zihniyete öfkeliyiz. Haksız tahrik indirimi uygulayan mahkemelere ,’Kocandır severde döverde’ diyerek kadını evine gönderen savcılıklara, karakollara öfkeliyiz. Gelenek göreneklerin, törenin, dinin arkasına sığınıp ölüm fermanını aile meclislerinde onaylayan gerici zihniyete öfkeliyiz. Yargı yükünün hafifletilmesi amacı ile tecavüze uğrayan kadınların tecavüzcüleri ile evlendirilmesi yönünde görüş bildiren HSYK’nın erkek iktidarını koruyan aymazlığına da öfkeliyiz ve isyan ediyoruz. Biz kimsenin namusu olmak istemiyoruz. Namusumuz özgürlüğümüzdür, özgürlüğümüz ise bizimdir" diye konuştu. Öldürülen Hayriye Yakıcı’nın erkek kardeşi Aydın Demir ise şunları söyledi:

"Ablam Hayriye Yakıcı, boşanma davası açtığı kocası katil zanlısı Mustafa Yakıcı tarafından, Türkiye Cumhuriyeti Devletine meydan okuyarak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile alay edercesine üniversitede okuyan kız çocuğunun ve kendisinin geçimini sağlamak üzere sabah 05.30’da pazarda sıkma börek satmak üzere yollara düştüğü sırada hunharca töreye kurban edilmiştir. Ablam Hayriye Yakıcı öldürülmeden önce adeta haykırırcasına dilekçelerle devlete sığınmış, can güvenliğinin olmadığını feryat edercesine yetkili makamlara bildirmiştir. Kamu İdaresi’nin Anayasamızda yer alan kamu güvenliği ve kamu esenliğini sağlayamaması yüzünden ablam Hayriye Yakıcı töreye kurban gitmiştir. Merhum Hayriye Yakıcı’nın feryat dilekçeleri bürokrasinin çarkları arasında gezinip dururken, katili de sinsice ölüm planlarını yapmış ve Türkiye Cumhuriyetine meydan okuyarak planını uygulamıştır. Ablamın Hayriye Yakıcı’nın birkaç kez yaptığı başvurular sonucu başlatılan soruşturmalarda ve daha sonraki kovuşturma sürecinde katil zanlısı elini kolunu sallayarak ortalıkta dolaşırken, Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığı Nöbetçi Mahkemeye başvurarak, sanık hakkında yakalama kararı çıkartmamıştır. Bu ağır ihmal ve kusur, katil zanlısına güç ve cesaret vermiştir. Bütün bunların belgeleri Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığı ve kovuşturmayı yapan 1’inci Sulh Ceza ve 1’inci Asliye Ceza Mahkemeleri arşivlerinde mevcuttur. Bunun yanında ablamın feryat dilekçesi ortada olduğu halde, Cumhuriyet Savcısı şüphelinin ifadesini bile almadan kovuşturmaya yer olmadığı kararı vermiştir. Bu yaşananlar Türk Hukuk tarihine karar bir leke olarak geçecek acı bir süreçtir. Töreye kurban giden ablam Hayriye Yakıcı’nın haklarını aramak için Adalet Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı aleyhine aile olarak yasal haklarımızı kullanacağız."

Açıklamalar sırasında cinayete kurban giden Hayriye Yakıcı’nın bazı yakınları baygınlık geçirirken, grup açıklamaların ardından olaysız şekilde dağıldı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!