Gül-Merkel görüşmesinin perde arkası

BERLİN - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Almanya’ya yaptığı resmi ziyaretin en kritik teması önceki sabah Almanya Başbakanı Angela Merkel ile yaptığı görüşme oldu.

Haberin Devamı

Gül’ün dün Berlin ziyaretini izleyen bir grup Türk gazeteciye yaptığı açıklamalardan yola çıkarak, Merkel’le görüşmesinin sonuçlarıyla ilgili şu değerlendirmeyi yapabilmek mümkün:
UYUM POLİTİKALARINDA GERİ ADIM YOK: Gül, görüşme sırasında Almanya’daki Türklerin uyum sorunlarıyla ilgili olarak Alman makamlarının bazı katı uygulamalarının yumuşatılması beklentisini aktardı. Buna karşılık Merkel’in uygulanan politikaları savunduğu, Alman tarafının bir geri adım atma niyetinin olmadığı anlaşılıyor.
VİZEDE ESNEKLİK: Vize uygulamasının bazı kategorilerde kısmen yumuşatılması yolundaki Türk talebi karşısında Merkel’in kısmen cesaretlendirici bir dil kullanması dikkat çekti. Merkel, bu konuda bir çalışma yürüttüklerini, bu çalışmanın sonuçlandırılması için biraz daha zamana ihtiyaç duyduklarını belirtti. Gül, Alman tarafının vize konusunda bazı somut adımlar atacağı konusunda iyimser görünüyor.
MÜZAKERELER TAMAMLANSIN, SONRASINA BAKARIZ: Türkiye’nin AB’ye tam üyelik müzakereleri Gül-Merkel görüşmesinin önemli gündem maddelerinden biriydi. Gül, önce müzakere sürecinin tamamlanması gerektiğini, tam üyeliğin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği konusuna bundan sonraki aşamada bakılabileceğini, iki taraftan birinin o noktada pekâlâ bundan vazgeçebileceği yolundaki görüşünü Merkel’e de tekrarladı. Türk tarafının da “müzakereleri muhakkak sonuçlandırma ama nihai sonucu zamana bırakma” eğiliminin başından beri sürecin “ucu açık” olmasını savunan Alman tarafını da rahatlattığı anlaşılıyor.
Bu noktada, Gül, Alman basınında çıkan Merkel’in kendisine “imtiyazlı ortaklık” önerisini tekrarladığı yolundaki haberlerin gerçeği yansıtmadığını, muhatabının böyle bir ifade kullanmadığını söyledi. Gül, “Kendisi bana müzakere sürecinin engellenmemesi gerektiğini, başarıyla bitmesini istediğini söyledi” diye konuştu.
YARIM BİR ÜLKE AB’YE BAŞKAN OLAMAZ: Görüşme, Kıbrıs Rum Yönetimi’nin önümüzdeki yılın ikinci yarısında başlayacak olan AB dönem başkanlığının Türkiye ile AB arasında ciddi bir krize yol açacağını bir kez daha ortaya koydu. Gül, Türk gazetecilere aktardığına göre Merkel’e şu mesajı verdi:
“AB kendi içinde sınır sorunları olan bir ülkeyi tam üyeliğe kabul ederek kendi prensiplerine de aykırı davrandı. Kıbrıs Rum Yönetimi (KRY), adanın tümünü temsil etmiyor, bir yarım ülke. Siz de 2007 yılında parlamentoda yaptığınız bir konuşmada KRY’nin adanın tümünü temsil etmediğini söylemiştiniz. Bir yarım ülkenin AB’nin başkanlığını yapması birliğin gücünü zayıflatacaktır. Bu fırsatı Rumlara verdiğiniz takdirde Türk tarafından çözüm için adım atmasını bekleyemezsiniz. Ben Kıbrıslı Rum Lider Hristofyas’ın yerinde olsam bu durumda görüşmelere de yanaşmam, çözüm için hiçbir taviz de vermem.”
RUMLARIN DÖNEM BAŞKANLIĞINI TANIMAYIZ: Gül, bu çıkışına Merkel’den nasıl bir yanıt aldığı sorusuna “Dinledi... Başını salladı” yanıtını vermekle yetindi. Cumhurbaşkanı, ısrarlı sorular üzerine “Dönem başkanlığı sırasında KRY’yi muhatap almayız” diye konuştu. “Bu durumda AB ile ilişkiler donmuş mu olur?” sorusuna, Gül “Evet donmuş olur, zaten çok fazla bir hareketlilik de yok” karşılığını verdi. KRY dönem başkanlığında AB ile diyaloğun askıya alınacağı daha önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından da ifade edilmişti.
DOĞU AKDENİZ İSRAİL DENİZİ DEĞİL: Önceki günkü görüşmede gerek Rum kesiminin petrol aramalarını başlatması, gerek Türkiye’nin İsrail’e karşı attığı adımlar nedeniyle Doğu Akdeniz’de yükselmekte olan gerilimin de geniş bir yer tuttuğu anlaşılıyor. Gül “Merkel’in de gerginlikle ilgili endişeleri var” diyerek, Alman muhatabının bu konuda rahatsızlık ifade ettiğini gizlemedi. AB Komisyonu da kısa bir süre önce petrol aramaları konusunda ilgili bütün taraflara itidal çağrısında bulunmuştu. AB, İsrail-Türkiye gerginliğinden memnun olmadığını da gizlemiyor. Gül, dün Merkel’e bu konuda verdiği mesajı aktarırken “Doğu Akdeniz’in bir İsrail gölü, denizi olmadığını, Akdeniz’in en uzun kıyısının Türkiye’ye ait olduğunu söyledim” diye konuştu.

Yazarın Tüm Yazıları