İşte Yunanlıların arasındaki tek Türk

Güncelleme Tarihi:

İşte Yunanlıların arasındaki tek Türk
Oluşturulma Tarihi: Eylül 10, 2011 17:32

Karaköy Rıhtımı’nda halatlar çözüldüğü sırada önce “Zooorrr..!!” sonra Zooooouuuvvv…!!”a benzer bir ses kulaklarıma doluyor..

Haberin Devamı

Dolmak ne kelime iki duyma organım inliyor..

Bu, bindiğim geminin, şehirlerin şehri Şehr-i İstanbul’a selam düdüğü..

Aynı zamanda bir veda..

Veda anları hüzünlüdür ya..

Koca gemi rıhtımdan yavaş yavaş uzaklaşırken, aklıma büyük usta Nazım Hikmet’in o güzel şiirinin dizeleri ile Cem Karaca’nın o güzel davudi sesi gelir..

“Çok yorgunum, beni bekleme kaptan
Seyir defterini başkası yazsın
Çınarlı, kubbeli, mavi bir liman
Beni o limana çıkaramazsın..”

“Evet Orhancığım, artık sen de bu limana inemezsin, çünkü gemi kalktı oğlum” diyorum..

İçimden elbet..

Onlarınki zorunlu ayrılık, seninkisi bir haftalık gezi aslanım, ne hayıflanıyorsun bu kadar..!!

7 gün gelmeyecek ama Horizon İstanbul’a..

Haberin Devamı

1800 yolcu, 650 mürettebat, yani, 2450 kişi veda ediyor İstanbul’a.

Koca gemi 12 katlı ve ben, 11 kattaki arka güverteden, gecenin ışıkları içindeki bu güzel kente bakıyorum.. Tam karşımda Galata Kulesi..

Başımı hafiften sola çeviriyorum, denizci tabiriyle bakışımı “iskele” tarafıma döndürüyorum..

Bütün ihtişamıyla Süleymaniye Camii..

Onun altında Eminönü ve Karaköy’ü ebem kuşağı gibi birleştiren ışıklar içindeki Galata köprüsü.. Bir Haliç gerdanlığı..!!

Süleymaniye’nin hemen yanında İtfaiye kulesi.. Saat 23.00 bu arada..

Sonra Ayasofya, onun arkasında kalem gibi minareleriyle Sultanahmet Camii.

Horizon, Marmara’ya açılırken arka güverteden Boğaziçi Köprüsü’ne bakıyorum..

İnanılmaz ışık oyunu.. Bir kez daha aşık oluyorum bu şehre..

“Ah İstanbul ah, ne kadınlar sevdim ben senin koynunda..” diye hayıflanıyorum..

Gençken elbette, şimdi 49 olduk ağır ağır ilerliyorum beni bekleyen menzile..!!

 

EGE'DE GEMİ YOLCULUĞU - 1 / FOTO GALERİ

 

EGE'DE GEMİ YOLCULUĞU - 2 / FOTO GALERİ 

 

İşin en komiği, koca gemi Marmara’nın ortasında ilerlerken bir GSM operatöründen gelen “ABD’ye hoş geldiniz. Türk Büyükelçiliği: 00132…” içerikli mesajdı.

Haberin Devamı

15 dakika sonra “Türkiye’ye hoş geldiniz..” 10 dakika sonra “ABD’ye Hoş geldiniz. Türk Büyükelçiliği..” Sonra yeniden “Türkiye’ye hoş geldiniz..” Hele bir dur yahu..

Çanakkale’den daha çıkmadık ama ben, ABD’ye bir gecede sürekli gidip geliyorum.

 

Sabah 10 Çanakkale Boğazı’ndan geçiyoruz.. Herkes yığılıyor güverteye..

“Dur yolcu”yu çekiyor.. Gururlanıyorum elbet..

İspanyollara şöyle, yandan yandan bakıyorum..

Ama hiç kimse, on binlerce insanın şehit düştüğü O yarımadanın yani, GELİBOLU’nun önemini bir gemi dolusu İspanyol’a anlatmıyor. Bu, çok büyük bir eksiklik.

 

Santorini

Artık Ege’deyiz tam 32 saatlik seyirden sonra Horizon Santorini Adası’na demirliyor. Botlarla karaya çıkıyorsunuz.. Yunan topraklarına ayak bastığımda etrafıma bakıyorum.

Haberin Devamı

Volkanik kayaların üstüne kurulmuş bir şehir.. Son volkan patladığında adanın yarısından çoğu sulara gömülmüş.. Kayaların üstüne de kenti kurmuş rahipler.. İnatla..

Kent mavi-beyaz.. Başka renk yok..Yılda 2 kez boyanıyormuş bütün binalar..

Milliyetçiliğe bakar mısınız..!? Daracık daracık sokakları var, ancak tertemiz.. Hiç kimse sizi rahatsız etmiyor “Gel buradan alış-veriş yap” diye.. 6500 kişi yaşıyor.. 500 kilise var.. Milyonlarca şarap üretiyorlar.. Ada şaraplarıyla ünlü.. Küçücük adaya arka arkaya uçaklar iniyor.. Birçok yolcu gemisi de burada demirliyor.. Volkanik bir adayı el oğlu, nasıl da para makinesine dönüştürmüş..

 

Belki de bizde olsa, “Bu adadan bi’şi olmaz” diye yıllarca boş bırakılırdı..

Haberin Devamı

Hiç bizden bir eser yok. Demek ki bizimkiler gelip sadece vergi alıp gitmişler..

“Ne haliniz varsa görün” der gibi..

Gururlanıyor da insan.. Atalarının bir zamanlar buraları fethetmesinden..

Tura turizmin rehberi Seçkin Sökmen o kadar güzel anlatıyor ki adayı..

Benim buraları, yeniden fethedesim geliyor, tek başıma hani..

Ada çok pahalı ama..

Ha bu arada; Santorini’den gemiye dönerken, Fira’dan yani, teleferikle aşağıya iniyorsunuz. Kalbiniz güm güm atıyor o inişte, haberiniz ola.. Gemi sizi açıkta bekliyor..

Santorini’nin en ucundaki Oia (okunuşu ia) köyünün dar sokaklarında dolaşırken Tomas’ın yerinde Aytunç Yıldız’i görürsünüz. Adadaki tek Türk o. “Para ona gitsin bari..” diyerek bir şeyler alıyorsunuz işte..

 

Haberin Devamı

ADADAKİ TEK TÜRK / WEB TV 

 

Atina

Gece yine seyir, sabah 07.00 Pire Limanı’na yanaşıyor gemi.. Atina’yı tek başına gezemezsin, tura katılıyorsunuz.. Parlamento binası önündeki süslü Yunan askerlerinin nöbet değişimi, fotoğraf çekmek için ideal bir anı oluşturuyor.

Akrapolis ise bambaşka bir yer.. Tarihin içine girip, Atina’ya yukarıdan bakıyorsunuz..

Atina’nın çarşısını gezerken ise kuyumcuda çalışan Kıbrıslı Mustafa’yı görebilirsiniz.

Güzel ama pahalı bir şehir..

Atinalı taksicilere dikkat.. Binerseniz eğer, şehri gezdirirler sizi.. Zikzaklar çizerek. Ben buna “tıklanma” diyorum.. “Tıklarlar sizi” yani..!! Benden söylemesi..

Akşam geminin açık büfesinde güleç yüzlü aşçının gözünün içine bakıyorum.

“Domuz” olana domuz diye yazıyorlar, ama ben yine de emin olmalıyım ya..

“Yes domuz”, Yes domuz, “No domuz”, No domuz, diyalogları ile anlaşıyorum!!

Süperim ya..

 

ŞİMDİ ROTA Mykonos Adası

Aşkın ve gece hayatının adası.. Gemimiz gece seyir yapıp gündüz demirlediği için aşkı ve gece hayatına tanık olmayacağız bu adada.. Ama plajlarına gideceğiz. 2 tane Paradise

adlı plaj var.. Biri “süper” olan. Süperine giderseniz orası çıplaklar kampı..

Anadan üryan olacaksınız. Her şey ortada olacak ona göre. Diğeri de hafif kayalık.

Rehber Seçkin Sökmen bize başka bir plaj öneriyor.

Bense sahilde kocaman bir kalamar yiyorum..

Adada dolaşırken, çalılar ayağıma dolanıyor hep.. Bükreş’te de olmuştu..

Sanki daha önce buralarda yaşamışım ve fethetmişim gibi..

Çalılar sanki bana “Buraları aldın da ne oldu, sonunda sizden aldık geriye.. Niye geldin ki geriye” der gibiler.. Allah Allah, ne tuhaf düşünceler geliyor aklıma..!!

 

Rodos

Bu adaya giderseniz eski Rodos’u ve onu çevreleyen surları göreceksiniz. İçinde 4 tane cami var.. Müze yapmış Yunanlılar.. İçin için hüzünleneceksiniz “Nasıl gitti bu ada elden” diye..!! Adaların en güzeliRodos bence.. Fiyatları da uygun.. Plajlarına gitmeniz için daha fazla zamanız olmalı oysa Horizon 13.30’da kalkıyor.. Rodos Kalesi’ni gezerken, kalenin birçok kapısının orijinal olarak korunduğunu görüyorsunuz.. Kalın kalasların üzerinde hala Osmanlıca yazılar var..

Osmanlı Leventlerinin şövalyelerle cenk ettiği kale.. Sonra kaybedilen kale..!! 

Eski Rodos’ta esnafla iç içesiniz. Yeni Rodos, pazar günleri kapalı.

Oradaki bir tabela gözümden kaçmıyor.. “Türkleri Kıbrıs’tan atalım”..!!

Bak sen, hem bizden turist bekleyin, hem de Türk düşmanlığı yapın, öyle mi..!!?

Ohh, ne ala ne ala..!!

 

İZMİR

“Vatanımmm..!!” diye ayak basıyorum İzmir’in beton rıhtımına.

Limanda bizi taksiciler karşılıyor.. “Nerelisiniz” diyor “Türküm” diyorum. İçimdeki şeytan rahat durmuyor, “Türküm ama Selanikliyim” diye tamamlıyorum.

“Ne yapcaz?” kaleye çıkacağız; sonra, “asansöre gideceğiz”, ya sonra, “Kemeraltı’nda çarşıya..”

Kaç para, “100 ama size 80..” Peki diyorum.. “Para bizimkilerde kalsın..” düşüncesiyle..

Allah razı olsun, her gittiğimiz yerde fiyatlar 2 misli. Hele hele dericide..

Hayvan besleyip deri yaptırsan daha ucuz..

Taksi şoförüne “Bak arkadaş, Yunanistan’da Türk’üz diye kekleniyoruz. Burada da Yunanlı Türk” diye.. “Yok abi, biz herkese aynısını yapıyoruz” diyor.. Yapın bakalım çok kazanırsınız. Keşke deseydim, “Ben Tokatlı Ali Can’ın oğlu Orhan Can’ım..”

Normal taksi 30 lira yazardı..

 

KAPTAN O GECEYİ ANLATTI / WEB TV

7. gün İSTANBUL

Ben bu geminin Kaptanıyla arkadaş oldum.. Adı, Arkadiusz.. Arkadiusz Branka..!! Polonyalı ama annesi babası ona Romalı ismi vermiş.. Kaptan Köşkünde bir sürü soru soruyorum ona..

Arkadaş ne biçim köşkmüş burası.. “Sıkıysa gel de benim 6.40’lık tekneyi kullan. Hele hele ‘hava’ varsa.. Yanaşma manevraları yap da görelim bakalım” diyorum..

“Koca gemi, sorumluluğu çok fazla ama kullanması kolay..(!!)” diyorum gülüyor..

Elbette, zor iş onun yaptığı.. Türk denizcilerinin sözü ile veda ediyorum ve İspanyolcaya çevirttiriyorum..

“Pruvan neta olsun, denizlerin sakin olsun..”

Ve

İSTANBUL..

Herkes iskele ve arka güverteye koşuyor.. Karşınızda Topkapı Sarayı ve Sultanahmet Camii.!!

İstanbul, Horizon’a hoş geldin diyor..

 

2450 KİŞİ KAMARALARINDAN KOŞARAK ÇIKTI / WEB TV 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!