“Kavak Yelleri” ve İzmir

Urla’da başlayan bir gençlik öyküsü Sığacık’ta son buldu.

Haberin Devamı

“Kavak Yelleri” bir yaz günü, esintisi ne kadar süreceği belli olmadan, Çeşmealtı kıyılarında esmeye başlamıştı. Sanki bir kurban gibiydi dizi. Adı sanı bilinmeyen genç oyuncular, yaz sıcağında izleyiciyi ekrana bağlamanın soğukluğu ve bir Amerikan dizisinden yola çıkmanın sevimsizliği!
Nasıl büyülü bir bağdır ki, bilinmez, birden bire “Kavak Yelleri” izlenme yüzdelerinde birinci olmayı uzun süre sürdürdü, özellikle gençliğin gözdesi olup çıktı.
Yine nasıl bir bağlılıktır ki, hiç çözememişimdir, “Mine’nin Dedesi”, “Osman Amca” diye yolda önümü kesenleri ya da arabamı sürerken çığlıklarla el sallayanları!
Ya Aslı’da Pelin Karahan’ın, Mine’de Aslı Enver’in, Deniz’de İbrahim Kendirci’nin, Efe’de Dağhan Külegeç’in, sonraları Güven’de Sarp Apak’ın karşı karşıya kaldıkları!
Geride tatlı bir “dostluk hatırası” gibi kaldı artık “Kavak Yelleri”.

***

Haberin Devamı

Gerçekte “Kavak Yelleri” neydi, ne getirdi; oynayanlara değil, İzmir’e, Urla’ya, Seferihisar’a, Sığacık’a...
İstanbul’un neredeyse gösterilmeyen yeri kalmadığından dizi çekimleri Ege’de özellikle Ayvalık, Foça gibi yerlere kaydırılmakta. Konu ne Ayvalık’la, ne Foça’yla ilgili değilmiş, ne önemi var! Doğal güzellikler bulmak, mekan kiralamada elverişlilik, İstanbul trafiğindeki zaman savurganlığından kurtulmuş olmak.
Kazanan yine yapımcılardır.
İlk kez “Kavak Yelleri” ile kazanan kazansın da, İzmir – Urla – Seferihisar – Sığacık da, olaylarla bütünleşerek adlarına vurgu yapılmış olmakla, bir “bilinmişlik” kazanmış oldular. İzmir bilinmişlik eksikliği içinde değil de bir öykü içinde bir kenti ya da bir kasabayı yaşamanın tadı, algısı, bilinçaltına sokuluveren izlenimler “kuru kuruya” bilinmişlikten öylesine farklı ki.

***

Ya İzmir’de yaşayan sanatçıların “kazandığı” ne oldu?
İstanbul, yine “İstanbul” gibi davrandığından, önemli oyuncularını İstanbul’dan seçerek yola çıkmıştı, İzmirli sanatçılara “doldurma roller” kalmış oldu. Bu, İzmir’e “soğuk bir bakış” değil kuşkusuz. Dizilerde oynayan, ün kazanan İzmirli sanatçıların sayısı günden güne artıyorsa... Öyle de İzmir’i bırakıp İstanbul’a yerleşmiş onlar çoktan.
Gerçek, İzmir sanatçı yetiştiriyor. Kaçınılmaz gerçek, sanatçı olmanın “görsel göstergesi” İzmir’den kaçmak.
Bir kent, kendi değerlerini elinde tutmakta bu denli “kayıtsız” olabilir mi! Onca kayıt, onca kanıt ortada sırıtıp dururken.

***

Haberin Devamı

“Kavak Yelleri”, müziklerine can veren Pinhani’nin Sığacık’taki açıkhava konseriyle veda etti. Neredeyse beş yıl süren bir bağımlılıktı kimileri için. Özellikle gençliğe adım attıkları o yıllarında yaşadıklarını yaşayamadıklarını ekranın dar çerçevesine sıkışıp bir Aslı’da, bir Mine’de, bir Deniz’de, bir Efe’de ya da bir Güven’de yaşayan gençler için.
Kavak Yelleri’nin “aksi dedesi” bana da bir söz düşerse, derim ki: “Gidin. Dökülürse bir damla gözyaşı gözümden, bilin ki o, Kavak’ın dibinde duran bir damla su olacak.”

 

 

Yazarın Tüm Yazıları