MADEM İSTİYORSUN KARDEŞİN OLACAK

Güncelleme Tarihi:

MADEM İSTİYORSUN KARDEŞİN OLACAK
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 15, 2011 03:00

Hamileliği boyunca çalışan, bazıları tarafından neredeyse doğuma kadar pilatese devam ettiği için eleştirilen Ebru Şallı, ikinci oğlunu kucağına aldıktan iki ay sonra tekrar işinin başına döndü. Yeni doğmuş bir bebek, ilkokula başlayan bir çocuk ve her gün canlı yayın programıyla başa çıkmayı başaran Şallı, Parents dergisine konuştu.

Haberin Devamı

EBRU ŞALLI VE OĞULLARI (FOTO-GALERİ)    

Doğumdan kısa bir süre sonra tekrar ekranlara döndünüz, zor olmadı mı?         

- İş yaşantısı ve bebek bir arada gerçekten zor. Çok fazla doğum izni yapamadığım gerçek, fakat çalışmayı çok seviyorum. Zaten iş de beni bırakmıyor. Zorlukları ise elbette var. Mesela süt sağma makinesi kiraladım ve işte olduğum zamanlar Pars’a süt verilmesi için onunla idare ettim. Bu işin püf noktası iyi organize olabilmek bence.
 
Siz yeterince organize olabildiniz mi?      

- Evet. İlkokula başlamış bir çocuğun dersleri, yeni doğmuş bir bebek, hafta içi her gün iki saat canlı yayın... Biraz yoruluyorum ama yine de her şeyi organize ediyorum.

Pars planlı bir bebek miydi?

- Hayır değildi, sürpriz oldu. Bu yıl ikinci bebeğe sahip olmasaydım bir daha doğurmayı düşünmezdim herhalde.

Doğurup, doğurmamakla ilgili tereddütleriniz oldu mu?  
 
- Planlı bir bebek olmadığı için biraz tereddüt yaşadık açıkçası ama daha sonra Harun’la ikinci bir çocuğumuzun olmasının iyi olacağına karar verdik.

MADEM İSTİYORSUN BEREN BİR KARDEŞİN OLACAK!    

Beren’e nasıl açıkladınız?

- Aslında bu tesadüf oldu. Beren yuvaya gidiyordu ve bütün arkadaşlarının kardeşleri vardı, Beren bundan çok etkilendi ve kendiliğinden gelip “Ben kardeş istiyorum” dedi. O bunu söylediğinde ben zaten hamileydim. Daha sonra yeni bebeği Beren’e nasıl açıklayacağımızla ilgili olarak uzmanlara danıştım, kitaplar okudum ve en sonunda “Beren’cim madem bu kadar kardeş istiyorsun, tamam bir kardeşin olacak” dedik.

Tepkisi ne oldu?

- Karnım büyümediği için önceleri inanmadı; inanması için karnımın büyümesi gerekmiş. Karnım çok ilgisini çekti, ara sıra gelip karnımı sevip, kardeşiyle konuşuyordu. Hamileliğimin sonlarına doğru kıskançlık kendini göstermeye başladı. Artık daha tepkili davranıyor, huysuzluk yapıyordu. Bir de ilkokula başladığı için zaten farklı bir psikolojideydi ama tüm bunlar çok uzun sürmedi, kısa süre sonra her şey normale döndü.

İlk hamileliğinizle kıyasladığınızda bu hamileliğiniz nasıldı?

- Pek fark yoktu, rahat geçti diyebilirim. İstediğim gibi yedim, içtim, mutlu bir hamilelik geçirdim. Sadece Beren’e hamileyken biraz daha tatlıya düşkündüm. Bir de bu hamileliğimde biraz bulantım oldu. Bunun dışında pilates ve spor yaptım ve çok faydasını gördüm. Zaten sürekli spor yaptığım için fit bir vücudum var. Bu dönemde yapılan pilatesin, anneyi psikolojik açıdan rahatlattığına inanıyorum. Doğru nefes alma egzersizleriyle doğuma da hazırlıyor.

BEN BABAMA ÇEKMİŞİM ANNEM ETİNE DOLGUNDUR

Bu sırada “Hamilelikte Pilates” DVD’si çıkardınız...

- Evet, böyle bir DVD hazırlamayı düşünüyordum zaten, hazır hamileyken bu da aradan çıksın istedim. Çünkü bir daha hamile görüntüm olmayacak diye düşündüm. Şu an DVD’ye epey ilgi var çünkü pilates hamileler için yapılabilecek en güzel spor. Amaç zayıf olmak değil, benim için kilo ikinci planda yer alıyor.

Zayıf olmanızı başka neye bağlıyorsunuz?

- Biraz genlerime bağlı galiba, babama benziyorum. Mesela annem etine dolgun bir kadındır, kız kardeşim ona benzer.

Hamileyken nasıl beslendiniz?

- Ekstra bir şey yapmadım, çünkü normalde sağlıklı beslenmeye özen gösteriyorum. Sadece su tüketimime dikkat ettim, sebze ve meyve yedim bol bol. Kırmızı et yemediğim için doktorum, hamileliğimin belirli bir ayından sonra demir takviyesi önerdi.

Hamileyken de her gün canlı yayın yapmaya devam ettiniz...

- Yorucu bir maratondu, bu yüzden yedinci aya kadar çalıştım. Son aylar bana kalsın istedim.

ESKİDEN BERİ ERKEK ÇOCUK ÖZLEMİM VARDI

Doğum nasıl geçti?

- Gayet iyiydi, tam zamanında doğum gerçekleşti zaten. Sezaryenle doğum yaptım, Beren’i de sezaryenle doğurmuştum, bu yüzden ikinci doğumum aynı şekilde oldu. Beren 10 gün erken doğmuştu, istediğim hazırlığı yapamamıştım, ama bu sefer tam zamanında olduğu için istediğim her şeyi gönlümce yapabildim; odamı süsledim, şerbetleri, ikram edilecek yemekleri hazırladım, doğuma girecek fotoğrafçıyı ayarladım...

İkinci çocuğunuzun kız olmasını ister miydiniz?

- Evet, bir kızım olsun isterdim ama erkek çocukları çok seviyorum. Biz üç kız, bir de erkek kardeşiz. Erkek kardeşimiz çok sonra katıldı aramıza, kızların bol olduğu bir ortamda büyüdüm yani. Bu yüzden erkek çocuklarına karşı bir özlemim vardı.

Pars’ı ilk gördüğünüzde neler hissettiniz?

- Çok güzel bir duygu tabii...

Beren, Pars’ı gördüğünde tepkisi ne oldu?

- Doğum yaptığım gün hastanede Beren de bizimle birlikte kaldı. O da yanımızda olsun istedik. Beren kokulara ve yumuşaklığa karşı çok hassastır. Bu yüzden yastığının çok yumuşak olmasını ve güzel kokmasını ister. Pars’ın kokusu ve yumuşaklığı Beren’in çok hoşuna gitti. Bu biraz kıskançlığını azalttı.

DERİN DONDURUCU SAĞDIĞIM SÜTLERLE DOLU

Hâlâ emziriyor musunuz?

- Şu an Pars 10’uncu ayında, hâlâ emiyor ama yavaş yavaş sonlandıracağım. Benim gibi çok kilolu olmayan kadınlar için emzirmek gerçekten zor. Çünkü emzirirken çok fazla yağ ve su kaybediyorsunuz. Kilo kaybımı durdurmak adına Osman Müftüoğlu’ndan yardım aldım. Beren’i emzirirken de çok zayıflamıştım. Çok süt üreten bir bünyem var. Hatta doğumdan sonra Harun bir deepfreez aldı, şu an içi sadece sağdığım sütlerle dolu. Şimdi emzirmeyi kessem iki ay deepfreez’deki sütlerle idare edebiliriz.

Bu hamileliğinizde kaç kilo almıştınız?

- 9 kilo aldım. Beren’de 7,5 kilo almıştım.

İlk aylar nasıl geçti?

- Doğum sonrası çok hızlı toparlandım. Hemen kalkıp yürüdüm, bebeğimi emzirdim, sancım çok olmadı. İlk iki ay Pars’a sadece ben baktım. Annem de ara sıra gelip destek oldu. Pars’ı emzirip, anneme emanet edip Beren’i okuldan almaya gidiyordum.

Haberin Devamı

BERK İSMİ HARUN’UN HİÇ İÇİNE SİNMEMİŞTİ

Neden “Pars” ismini değiştirme gereği duydunuz?

- İşin aslı şöyle; doğumdan önce iki isim arasında kararsız kalmıştık; ya Pars olacaktı ya da Berk. Daha sonra büyüklerimiz “Berk olsun” dedi, Harun da hastaneye gelenlerle ilgileniyordu, kafası yoğundu, “Tamam Berk olsun” dedi ve evrakları imzalayıp verdi. Bir hafta sonra hastaneden çıktık, Harun “Berk ismi içime hiç sinmedi, Pars olsun” dedi. Ben de kabul ettim, çünkü Beren’in ismini ben koymuştum. Tüm bu olanlar basına çok geç yansıdı.

Pars ne anlama geliyor?

- Aslan demek.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!